Melabaa :)) Biliyorum haftada bir yayınlıycam dedim ama planlar değişti. :D Bölümleri günlük yayınlıycam gece olur büyük ihtimalle. İlk 10-15 bölümü günlük olarak yayınlıycam eğer ilgi olursa yorum ve vote artarsa devam edeceğim ama tutulmazsa sileceğim. Şimdi müzik ve hikayeyle size iyi eğlenceler diliyorum. Yorum ve vote vermeyi lütfen unutmayın.
İnanmıyorum gerçekten bu o.
" Yalım" dedim ama fısıldayarak kimse beni duymadı. Sercan bile. Tam da gözlerimin içine bakıyordu. Bize doğru yürümeye başlayınca Sercan’ın huzur dolu kollarından ayrıldım. Yalım tamda yanımıza geldi ve bana göz kırptı. Sercan bunu görünce sinirlendi ve "Yalım " diye tısladı. Ben Sercan'ın koluna sıkıca yapıştım. "Sakin ol Sevgilim " dedim. Yalım önce bana daha sonrada Sercan' a baktı ve konutsu.
"O gün telefonda konuştuğun ve Sevgilim diye bahsettiğin Sercan bizim Sercan mıydı?" derken çoktan gözlerini bana dikmişti. Ben" Bizim Sercan derken?" dediğimde Sercan " Siz nerden tanışıyorsunuz? " diye sordu. Anlaşılan hepimizin kafası fena halde karışmıştı. Ben konuşmaya başladığımda ikisininde gözleri bendeydi. " Evet o Sercan bu Sercan da siz nerden tanışıyorsunuz? Hem senin benim okulumda ne işin var Yalım " dedim. " Biz Sercanla ayni sınıftayız ve burası senden önce benim okulumdu " dedi. Bu sefer ben Yalıma çemkirmeye başlamadan Sercan araya girdi.
"Siz ikinizde sorularınıza cevap bulduğunuza göre sıra benim sorumun cevabına geldi. Siz nerden tanışıyorsunuz? " dedi. Bende hiç bekletmeden cevap verdim ." O pisliğin bana tecavüz etmeye çalıştığı gün sonradan biriyle tanıştığımı söylemiştim ya işte o Yalım’dı." dedim ve aklıma Setenay geldi. Sercan’ın kolunu tuttum ve "Setenay nerde" dedim kızı 10 dkdır unutmuştum. Sercan karşıdaki kız grubunu gösterdi ve " Bak çoktan yeni arkadaşlar edinmeye başlamış "dedi ayni zamanda işaret parmağıyla Setenay’ın olduğu tayfayı gösteriyordu. " Neyse ben diğer Sevgilimin yanına gidiyorum yalnız kalmasın " dedi ve Setenay' a doğru ilerledi. Yalım bana dondu ve " Diğer sevgilim derken " dedi. Bende küçükken aramızda gecen olayı Yalıma anlatmaya başladım " Biz aslında Sercanla sevgili değiliz. Yani çıkmıyoruz. Biz çok küçükken Setenayla kavga ederdik. 'Sercan benim sevgilim olacak' diye ama bir türlü ikimizde vazgeçmedik ama birimizin vazgeçmesi gerekiyordu ama geçmedik. İşte Sercan da kolay yolu buldu " dedim.
Ve Yalıma baktığımda pür dikkat beni dinlediğini anladım. Ve devam ettim " Bize ' bundan sonra ikinizde benim sevgilimsiniz siz benim, bende sizin 'dedi o günden sonra Setenay da bende ona 'sevgilim' dedik ama bunun sebebi aramızdaki aşktan dolayı veya onunla çıktığımızdan dolayı değil onu gerçekten sevdiğimiz için ona "Sevgilim " diyoruz gerçek sevgiden dolayı " dedim. Ve Yalıma daha dikkatli bir şekilde baktığımda cümlemin bittiğini anladı ve " Vay be görüyon mu bizim Sercanı " dedi ve güldü. Bende gülümsediğimde " Hadi gel Pinokyo sana kantinden içecek bir şeyler ısmarlayım "dedi. Bende ona karşılık "Olur Yalın " dedim. Hemen karşı saldırıya geçti ve " Benim adım Yalın değil, Yalım " dedi bende cevabı yapıştırdım " Benimki de Pinokyo değil, Selena" dedim iğneleyici bir tonda " Tamam o zaman bir anlaşma yapalım… " dediğinde ne ara kantine geldiğimizi anlamadım. "Ne anlaşmasıymış bu? " diye sorduğumda o çoktan aldığı 2 tane çikolatalı sütün fiyatını ödemişti tekini bana uzatırken konuşmaya başladı.
" Sen bana Yalım diyeceksin bende sana Selena " dedi. Bende büyük bir gülümsemeyle birlikte "Tamam " dedim. O da gülümsedi ve elindeki çikolatalı sütü bana uzattı. Bende olumsuz anlamda kafamı salladım ve " Ben çikolatalı süt sevmem " dedim. Oda " Eğer sana ısmarladığım çikolatalı sütleri içmezsen anlaşma bozulur. " dedi. Ben daha konuşmaya başlamadan büyük bir sırıtışla devam etti " ve bu okulda daha yenisin ismin duyulmadan lakabın duyulur " dedi bu tehdide boyun eğmek zorunda kaldım ve sütü alıp iğrene iğrene içmeye başladım. " Hadi Setenayla Sercan’ın yanına gidelim de seni Setenayla tanıştırayım " dedim. Gözlerini elindeki sütten bana cevirdi ve "Setenay?" sordu. " Kardeşim " dedim " Vay canına senin bir kardeşin mi var? " dedi. Şaşırmış bir şekilde bana bakmayı sürdürdü. Bende büyük bir sırıtışla cevap verdim " Daha çok şaşır o zaman ayni zamanda ikizim " dedim öyle bir şaşırdı ki " Ha s*ktir gerçekten mi? Beni yemiyorsun demi? " dedi ve soru dolu gözlerini bana dikti.
" Tabi ki seni yemiyorum " dedim. " Hadi gel sizi tanıştırayım " dediğimde " Bekle eli boş tanışmaya gidilmez. Ona da bir çikolatalı süt alıyım " dedi ve yanıma geldi. Bende nefret ettiğim sütten iğrenerek küçük bir yudum daha aldım. " İyi de Setenay çikolatalı sütten nefret eder " dedim. "Sende nefret ettiğini söylemiştin ama içiyorsun. Hem ikizleri ayırmak olmaz ikinizde içeceksiniz uslu uslu. "dedi " O zaman ben nerde olduklarını öğreneyim " dedim ve Setenayla kısa bir telefon görüşmesinden sonra nerde olduklarını öğrendim " 11-B sınıfındalarmış. Müdür ikimizin de o sınıfta olduğunu söylemiş. Aynı zamanda Sercan da o sınıftaymış. " dedim. " Benim de sınıfım 11- B" dedi ve beni sürükleyerek üzerinde ' 11-B ' yazan sınıfa soktu.
Kapı tarafında arka sıranın bir önünde oturan Setenay' ı gördüm ve yanına oturdum. Önümde de Sercan oturuyordu. Yalım ' da bir arka sıraya oturunca " Setenay bu Yalım " dedim ve arka sırada oturan Yalım’ı işaret ettim. " Yalım bu da Setenay" dediğimde Yalım yüzündeki kocaman sırıtmasıyla elini uzattı.
Setenayla bütün içtenliğiyle ona cevap verince bu sefer Yalım elindeki çikolatalı sütü Setenay' a uzattı ve " Selena çikolatalı sütten nefret ettiğini söyledi ama bunu içmek zorundasın ikiz." dedi ve sırıttı. Setenay da büyük bir gülümsemeyle elinden aldı ve teşekkür etti. Benden söylemesi, valla bu Yalım da şeytan tüyü var. Herkesle anlaşıyor sonunda.
Çınar kolejindeki ilk dersimize girdik. Nermin Hoca yani edebiyat hocası sınıf öğretmenimizmiş ve kendini bize tanıttıktan sonra bizi ayağa kaldırdı. İsmimizi ve birkaç şey sorduktan sonra bizi oturttu ve derse başladı. Ben ilk ders askımı bilmem ama tüm dikkatimle dersi dinlerken dersin sonuna doğru kapı açıldı ve uzun boylu yakışıklı adete taş gibi bir çocuk sınıfa girdi. Nermin hocadan özür bile dilemeden içeri girdi ve bizim sıraya doğru gelmeye başladı sınıfta tüm kızların gözü onun üzerindeydi. Gözleri benim gözlerimi buldu ve kısa bir bakışmadan sonra arkamdaki boş yere Yalım’ın yanına oturdu.
Yalım çocuğa "Nerde kaldın Berge" diye sitem edermişçesine fısıltıyla konuşurken, Berge denilen çocuk kimseyi takmayıp asice cevap verdi. Ön sıradaki iki kız Berge’ye bakıp sırıtarak bir şeyler konuşurken ben Berge denilen çocuğu dinliyorum. " O sikik ağzını ya sen kapat ya da ben kapatıyım. " diye sinirle tısladı. Yalım da yazık garibim sustu.
Sabahtan beri ağrıyan karnıma artık dayanılmaz bir hal aldı. Son derste bittiğinde Setenayla Sercan bir hafta önce Setenay’ın ikimiz için aldığı ama benim gitmek istemediğim için Sercan’a teklif ettiği sinemaya yetişmek için hızlıca sınıftan çıktı. Yalımda arka sırada hala oturan Berge’ye "Potalarda görüşürüz." diyip bana da el sallayıp sınıftan çıktı.
Tam çantamı hazırlamıştım ki mide bulantım iyice arttı ve ben sınıftan koşarak Çıktım koskoca Çınar kolejinde bulduğum ilk tuvalete girdim ve klozet kapağını açıp kusmaya başladım. Midem kusmuğumu görünce daha çok bulandığı için daha çok kusuyordum.
Arkadan hissettiğim bir el saçlarımı toplamaya çalışırken diğer elde sırtımı rahatlatmak istercesine okşuyordu. Elin sahibini görmek için arkama dönecekken " Şişşt hadi rahatla " dedi o rahatlatıcı edici sesiyle hala sırtımın üzerinde elinin rahatlamam için okşarken gözlerime inanamayarak ona bakıyordum.
" BERGE!!! "
Yazar: Me-like
Yorum ve votelerinizi bekliyorum :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Kendini Sev
Genç Kurgu''Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?'' dediğimde ''Gözlerin... gözlerin tıpkı ona benziyor.''