Biraz acele olduğu için pek düzenleyemedim hatalarımı affedin. Veee bölüm doğum günü sebebiyle beklenmedik süprizlerle dolu :D :D herkese iyi eğlenceler :)) ve milayk bir daha iyi ki doğdun, iyi ki varsın, benim en iyi can ama bir o kadar da değişik arkadaşım :))
Rüyamın tam ortasında istemsizce uyandım .Neden olduğunu tam olarak bilemesem de bazen böyle istemediğim bi zamanda kendi rüyamdan dışlanıyorum. Değişik bi insan olduğumu daha önce bi çok kişiden duydum. Ve evet kabul ediyorum ben saçma sapan bi insanım. Saçma düşünen, saçma konuşan, olmadık şeye gülen, heyecanlandığında kekeleyen, mutlu olmayı bilen ve başkası ne der diye düşünmeyen bi insanım. Evet bazen çekilmez bazen şebek çoğu zamanda anlaşılmaz olabiliyorum. Bencilimde, herzaman önce kendimi düşünürüm. Mesela ilk önce kendimi severim .Çünkü kendini sevmeyen insan başkasını sevemez. Fakat problem şurdaki ben benim. Asla farklı olmadım. Saate baktığımda "Ne 03:26 mı?" Tabi canım daha hava bile aydınlanmamış . Okuldan geldiğimden beri uyuduğum için uykumu aldım. Bende yataktan debelenerek kalkım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa doğru gidip ışığı açtım. Canım tatlı çekince Bergenin çikolata çekmecesine doğru ilerledim. Sonra aklıma daha farklı bişey geldi. Neden kurabiye yapıp yemiyorum? dedim ve koşarak odama gidip laptop 'ı aldım. Neden diye soran olursa ben kurabiye malzemelerini ezbere bilmiyorum. Hemen google 'a yandex yazıp (günün ilk ibneliğini yaptım bu arada ) kurabiye tariflerine ve malzemelerine baktım. Buzdolabını açıp malzemeleri çıkartırken bi esneme sesiyle mutfağın kapısına baktım. Berge belinin altına kadar düşmuş gri bol eşofmanı siyah bol tshirtnu çıplak ayaklarıyla karşımda bi eli gözlerini ovalarken diğer elini de yumruk yapmış esnerken ağzını kapatmaya çalışıyordu. Şuan karşımda masum ve korunaksız bi bebekten hiçbir farkı yoktu. "Napıyorsun ya sen? Gecenin 3'ünde tıkırtılarına uyandım. " dedi uykulu sesiyle. "Kurabiye " dedim bende dolaba eksik varmı diye bakarken. "Ne ye? " diye saçmaladığında çoktan kapıdan ayrılmış mutfaktaki küçük koltuğa oturmuştu. " kurabiye, hani tatlısı tuzlusu filan oluyo ya " dedim. Bacaklarını kendine dogru çekip kollarını bacaklarına doladı kafasınıda dizlerinin üstüne dayayıp "Sana kurabiyenin ne demek olduğunu sormuyorum. Bu saatte ne alaka diye soruyorum" dedi bende ellerimi yıkarken cevap verdim. "Okuldan gelir gelmez uyudum. Uykumu aldığım için bu saatte uyandım. Canım tatlı bişeyler istedi bende kurabiye yapıyorum. "dedim. "Canın tatlı bişeyler istiyosa git çikolata ye kurabiye ne alaka " dediğinde "Ya bilmiyorum canım kurabiye istedi. Bende yapıyorum. "dedim "Değişik " dedi ve gözleriyle 'Ne alaka ' der gibi laptop'ı gösterdi . "Ezbere bildiğim bi kurabiye tarifi yok napıyım " deyip omuz silktim. Ve büyük bi cam kase çıkarıp tarifte yazan sıraya göre kaseye malzemeleri koymaya başladım. Ve hamuru yoğurmaya başladım. Kırkırdama sesiyle Bergeye döndüm. Sırıtıyodu. " Nee " dedim. "O öyle yoğurulmaz " dedi. "Sen çok biliyon " deyip işime geri döndüğümde oda ellerini yıkayıp yanıma doğru geldi " Ee sen ne ayak ? " diye saçma bi soru yönelttiğimde . " Hamuru rezil ettin günah. Bırakta ben yoğuruyum. " dedi. Bende onun daha iyi yapacağını düşünüp oklavayı ve kurabiye kalıplarını çıkardım. " Hamur hazır " dediğinde hamurdan biraz kopartıp tadına ve kıvamına baktım. " "Evet olmuş " deyip hamuru önce oklavayla açıp sonra kalıpları Bergeye uzattım . " Seç bakalım Yoldaş " dedim. Oda insan şekline benzeyen bi tane seçip hamurun üstüne bastırdı.Bi kaç tane daha yapıp yıldız şeklindeki kalıbı bana uzattı. Bende hamurun üstüne bastırıp çıkan şekilleri tepsiye dizdim . İnsan ,yıldız, bulut , kalp , ay , kar tanesi ve çiçek şeklinde 3 tepsi kurabiye yapıp tepsilere dizdik. Tekini fırına atıp Bergeye ' sen ellerini yıkayıp otur. Bende buraları toplayım " dedim. O ellerini yıkadı bende masanın üzerini topladım ve kurabiyelerin üstünü süslemek için malzeme çıkardım. Bi süre sonra fırındaki kurabiyeler pişti Bergeyle onların üzerini süsleyip diğer tepsileride pişirip süsledik. Tabağa kurabiyeleri özenle dizip salona Bergenin yanına oturdum. " Sıra tatmaya geldi Yoldaş " deyip ona tabağı uzattım televizyondan gözlerini ayırıp bi tane kalpli kurabiye alıp ısırdı. "Eee " dediğimde " Ne Eee" dedi. "Nasıl olmuş yani " dedim. " Yediklerimin arasında en iyisi değil ama ilk 20 ye girer " dedi. "O kadarmı kötü" dediğim de. " Biraz " dedi ve ısırdığı kalpli kurabiyenin diğer yarısını bana uzattı bende uzattığı kurabiyeyi ısırdım ve " Bence güzel olmuş " deyip omuz silktim tekrar ısıracakken kurabiyeyi kendine çekti bende eline uzanmaya çalıştım. Oda daha çok uzaklaştırdı. O kadar yakındıki o sıcak nefesini yüzümde hissettim. Biraz daha yaklaştı ve dudakları dudaklarımın üzerindeydi.Nefesi dudaklarımı adeta yakarken dudaklarını aralayıp öpmeye başladı. Ayaklarımdan kalbime doğru bi titreme hissettim. Nabzımı boğazımda hissediyodum resmen. İlk öpücük dedikleri şey bu muydu bu kadar mükemmel bişey miydi. Dudakları bana cennetin kapısını açarken dilini dilimin üzerinde hissettim. Onu hissetmek Bergeyi hissetmek çok farklıydı. Ona her halükarda çekilme çok özeldi. Benden yavaşça ayrılırken o da benim gibi derin derin nefes almaya başladı. Kurabiyeyi ağzıma doğru getirdi. " 1 " dedi. Bende uzattığı kurabiyeyi yedim ve "1 ?" diye sordum. "İlk 20 de 1. sırada" dedi. Bu sefer ben ona yaklaştım. " İlk " dedim. Bu sefer de o "İlk ?" diye sordu. Onun çekimine daha çok kapılıp "İlk öpücüktü " dedim ve gözlerimi karşıdaki duvara çevirdim. Berge beni kucağına çekti ve elleriyle yüzümü kavrayıp "Biliyorum küçük şeytan " deyip sırıttı dudaklarını benimkine bi kere daha bastırıp çekti ve " Burası çok soğuk odaya gidip uyuyalım " dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım. Ve ayağa kalktım. Odama doğru giderken Berge "Nereye " diye sordu. "Uyuyalım demedin mi? Uyumaya gidiyorum " dedim. "Gel buraya benim odamda uyuycaz " dedi. Ve beni kolumdan tutup odasına doğru sürükledi. Yatağa yatıp benide yanına yatırdı ve yorganı üstümüze örttü. "Neden burda uyuyoruz" diye sorduğumda "Canım öyle istedi" deyip kollarını belime dolayıp beni iyice yakınına çekti. Ayakları ayaklarıma değdiğinde "Ayakların buz gibi olmuş" deyip ayaklarımı ayaklarının arasına aldı. "Ama benim uykum yo..."diye cümle kurmaya başladıgımda "Uyu küçük şeytan " deyip cümlemi yarıda kesti. O dudaklarını benimkinin üzerine getirip alt dudağımı emdi ve "Dudaklarının tadı hoşuma gitti" deyip sırıttı. Gözlerimi kapattım bugün üçüncü kez uyumaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Kendini Sev
Teen Fiction''Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?'' dediğimde ''Gözlerin... gözlerin tıpkı ona benziyor.''