Bölüm:4🎪

62 28 3
                                    

Olamaz! Saat 20:00 olmuş ve ben daha yeni kalkıyorum. Cidden inanamıyorum sana Yağmur!!

Komidinin üzerindeki telefonum dikkatimi çekince elime aldım ve gelen bildirimler ile şoka girdim.

Mert kişisinden 5 cevapsız arama ve whatsapp'dan 5 mesaj.

Mert: lan kalsana salak! (19:20)

Mert: of kızım uyumasana! (19:25)

Mert: geliyoruz (19:45)

Mert: ve sinirliyiz (19:50)

Mert: ha yani görüyorsun şu an? (20:01)

Siz: merttt kapıda biri bir şeyler yapıyor.

Mert: yağmur.. sen Hopidibum'a bak. Ben susayım.

-Hopidibum🌝-

+300 mesaj için yukarı kaydırınız.

Mert: alın malınızı.( 20:01)

Baran: yağmur şu kapıyı aç artık (20:02)

Siz: ha?(20:02)

Nazlı: ya yağmur kapıdayız hadiiii (20:02)

Siz: haaaa hemen, hemen açıyorum tamamdır. (20:03)

Mesajı atıp hızlıca odamdan çıktım ve kapıyı açmam ile bir varlığın yere düşmesi bir oldu.

Can.

Baran iki elini kenara doğru açıp "ya mert demedim mi şu çocuğu düzgün tut diye ama" diye söylenirken can kafasını ovalıyordu.

Herkes içeri geçtiğinde mutfağa gidip buz aldım ve kapının arasından can'a doğru attım. Tam isabet kafasına geldi. Kafasını ovuşturarak buzu koydu. Barana bqkıp " YA ım şey ne deseniz haklısınız onun için boş verin. Hazırlanayım çıkarız" dedim

ve hızla odama girip üstüme; siyah bir şort ve kırmızı sweet giydim. Saçımı güzel bir at kuyruğu yapıp kırmızı converslerimi aldım ve giydim. Annem ile babam evde yoktu ve ev benimdi onun için salla. Hafifi bir makyaj yapıp telefonumu alıp odadan çıkmıştım.

Herkes beni bir süzdü ve okey diyip evden ayrıldık.

Arabaya bindiğimizde Mert arkada ki siyah poşeti üzerime stınca afalladım. Poşeti açtığımda içinde ki biraları görüp gülümsedim. Normalde biraz meraklısı falan değilim ama 100 aldık lan sınavdan bir zahmet.

Şişeleri hızla açtım ve herkese bir tane verdim. Arabayı kullanan baran sonra içiceğini söyledi ama arada surada araba kullanırken diper elinde ki birayı da içmiyor değildi.

Kırmızı tavşanlar dans ediyor. Wawww. Immm goril canican buraya geliyor. Uuuuuuu kuş civicer buraya ıçutorr. Ahahaha hale makkkk.

Kafam. Allak bullak. Cidden baya bir dağılmış kafam. Dağınık. Odam gibi. Skskskssk.

Lunapark'a gelmiştik. Benim zorumla:)

Hızlıca arabadan indim ve alkol'ün etkisi ile sarsıldım. Diğerlerine baktığımda iyi bir halde olduklarını gördüm ve biraz da kafamız açılmıştı seren'in verdiği kutu kahve ile.

Öyle aletlere binerken bir anda kendimizi korku tüneli'nin önünde buldum. Hayır, hayır.

"Hayır olmaz! Binmem ben buna!" Dedim bizimkilere bakarak. Hepsi binerken ben orada kalamazdın ki tek başıma. Ya hayır ama diye sızlandım arkalarından. Bir anda ne olduysa koştum onlara doğru. Tek kalmak benim en sevmediğim şey.

Benim de geldiğimi gören bizimkiler gülümsediler. Tam Baran'ın yanına oturacakken görevli beni en arka yere doğru sürükledi. Ve zorla oturttu. Ha? Tam bir şey diyecekken  Seren'ide Baran'ın yanına oturttu. Ah kader ah! Yanıma birinin oturması ile dikkatimi tam ona verecekken vagonlar hareket etmeye başladı...

Kafam hafiften güzelken böyle şeyler görmek gerçekten korkunçtu.

Çığlıklar... örümcekler.. eller havada... sebepsiz yere..

Bir an durdu vagonlar ama çığlıklar hâlâ devam ediyor. Sarsıldım. Mıyıştım. Ve gerisi karanlık...

//
Merhabalarrr!! Ben geldim:)

Lunapark'ta en sevdiğiniz alet nedir?

(Atlı karınca, dönme dolap, korku tüneli:)vb. )
Bunlar benim sevdiklerim:))

Hadi yine iyisiniz bölüm attım;) valla çok hızlı artık bölüm yazıyorum bu da beni mutlu ediyor tabiii. Artık bölüm textinglerini yazmayı bağımlılık haline getirdim😂 valla eğlenceli oluyor,

Sence?

Neyseee hadi görüşürüz bir sonraki bölümdeeee🎭🎪

Korku TüneliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin