Bu birkandı.
"Ece bekle be kızım! Ben sana sabahtandır sesleniyorum. "
"Uzak dur benden!"
"Ece hiç bir şey sandığın gibi değil."
"Ya öylemi. Bende yedim. Zaten dayımın genini almış birisinden ne beklenebilir."
"Ece babam yağızı öldürmeni istiyor."
"Ne!?"
"Annen ölmedi ece yaşıyor."
Birkan ne saçmalıyordu.
"Açık konuş!!!"
"Ece babam anneni öldürmedi. O gün o ölen kadın o kadar annene benziyordu ki sen onu annen sandın. Bir kaç hafta önce sana babamdan mektup gelmişti o mektubu da ben yazdım."
"Baban benden ne istiyor?"
"Bunu anlamak zor değil ece. Yağızın canı karşılığında annenin canı."
"Ne!!!! Ya yeter! Benden ne istiyorsun ve o şerefsiz babana söyle beni bu işe karıştırmasın ayrıca birazdan sizi polise şikayet edeceğim."
"Öyle bir şey yaparsan hayatını karartırım."
"Hayatım çok mu aydınlık.? Karartsanda kararacağı kadar kararmış zaten."
"Ece fazla uzatma! Kararını ver. Annenmi yağızmı?"
"Siz... siz... kafayı yemişsiniz! "
"Bunu şimdi anlaman biraz garip."
"Gerçekten mi? Tabi haklısın. Ölü bir insanın dirilp hayatıma tekrar gireceğini tahmin etmeliydim."
"Ece sana yirmi dört saat veriyorum. Yirmi dört saat boyunca seni takip edeceğim. Kararını yirmi dört saat içinde ver. Çünkü bilirsin biraz dakikikm. Yani eğer bir dakika bile gecikirsen..."
"Gecikirsem?"
"Oda bende kalsın. "
Birkan yanına gelen siyah Doblo arabaya bindi. Ve camdan başını sarkıtıp:
"Sadece yirmi dört saatin var. Sana deliler gibi aşık olan yağızmı? Yoksa annenmi? Karar senin."
O giderken ben sadece arkasından baka kalmıştım. Kararım? Ne yapacaktım ben? Beynimde yankılanan tek sayı:
'Yirmi dört'
'Yirmi dört'
'Yirmi dört'Ayağa kalkıp yürüdüm. Hava beni sakinleştireceği yerde daha da sıkıyordu. Neyi seçecektim? Ben katil olamazdım. Ama annemi de bırakamazdım. Ne yapacaktım ben? eve doğru yürümeye başladım. Sadece yirmi dört saatim vardı. Off...
(İki saat sonra)
Kendime bir pizza sipariş edip oturdum. Babam hastanede olduğuna göre bende daha evde eşşek gibi oturacam.
Bir kaç dakika Sonra kapı çaldı. Bu pizzacı olmalıydı. Cüzdanımı alıp kapıya yöneldim. kapıyı açtım. Adamın suratına bakmadan parayı çıkarmaya çalıştım.
"Borcum ne kadar?"
"Yirmi beş lira."
Bu ses bana tanıdık gelmişti. Ama yine de umursamadım. Off... on lira eksik. Neyse içeride vardı.
"Bir dakika bekleyin. "
İçeriye girdim. Yalnız arkamdan kapanan kapı ile arkama döndüm. Bu yağızdı.
"Sen! Çık evimden!"
"Ece lütfen beni dinle."
"Yağız çık evimden!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sis
Mystery / Thriller"anne! anne!" "zıkkım! zıkkım!" "anne ben okula kalkacam." yahu ben nediyorum ya! okula KALKACAM ne? "ha ha ha ha tamam kızım okula kalk." tomom kozom okolo kolk. çok komik. "gülüüyorsun da kahvaltı hazırmı?" "kahvaltını okulda yap kızım. bu g...