1.Bölüm: Yeni

5.7K 188 72
                                    

*Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar;ya bir insan bir yolculuğa çıkar,ya da bir şehre yabancı gelir. (Lev Tolstoy.)

**Al Beni Bas Yaralarına
İkiye on kala

...

1.Bölüm: Yeni
"...ve geçmişin bir de geleceğin kaderlerin yapı taşına sahip o ilk adımı bugün atmıştım ister istemez."

.

..

Hızla yanından geçtiğimiz ağaçlar net bir görüntü sağlamadan geride kalıyordu.

Dayanamıyorum artık anlıyor musun beni?

Havada ki bulutlar dağılıyor, güneş açığa çıkıyor, hava aydınlanıyordu gökyüzü hep aynı ama her seferinde daha da güzeldi.

Siktir git siktir git kapı orda çık git hayatımdan!

Yol kısalıyor ama gözümde büyüyordu. Korkuyordum. Hemde çok. Ama cesarete ihtiyacım vardı. Eğer yapayalnızsanız ve korkuyorsanız hayata yenilirdiniz.

Baban bugünleri görmedi iyiki keşke bende ölseydim de görmeseydim. Senin gibi kızım yok benim defol!

Sözler acımasızdı kelimeler kanatırdı ve bazı yaralar hiç kapanmayacak kadar derinde kalırdı.

Camın yanında uçan kuşu görmemle işaret parmağımı cama dokundurdum ve gülümsedim yorgunlukla. "İnşallah şans getirirsin."

Kuş biraz sarsıldı kaşlarımı çattığımda hızla cama doğru çarptı korkuyla irkilip geri çekildiğimde yanımda oturan kadına çarptım. "Ne oluyor kızım iyi misin?"

"Ben özür dilerim kusura bakmayın." Ayaklandım ve kapıya doğru ilerledim. Son kez cama doğru baktığımda camdan kayıp düşen kuşa doğru söylendim. "Duam hiç bu kadar ters tepmemişti. Şansı sikeyim."

Bavulumu sürüye sürüye evin önüne getirdiğimde cebimdeki anahtarı çıkardım. Titreyen ellerimle kilidi zorlarken anahtar elimden düştü ve söylene söylene tekrardan alıp bu sefer tek denemede kapıyı açtım. Evin kapısını sonuna kadar ittirdiğimde çekimser bir şekilde eve baktım. Sessizdi fazlasıyla.

Girmekten vazgeçip kapıyı kapatacağım sırada içeriden bir şeyin kırılma sesini duyunca yerimden sıçradım. "Sessiz dedim ya bir şey olacak illa."

Yere eğilip bahçedeki dalı elime aldım ve bavulu sessizce koridorun orada bırakıp adımladım içeriye. Bomboş evde kim hırsızlık yapardı ki? Ya evsiz biriyse ve tehlikeyliyse... Sıçmış gibi hissediyordum.

Hışımla salona girdiğimde elimdeki dalı savurdum ve korkudan kıstığım gözlerle salonu taradım. Gözüm yerde bana tam anlamıyla dehşet dolu bakışlarla bakan beyaz kediyle şoka uğradım. Elimdeki dalı yere fırlattım. "Zaten dalla zarar verebileceğim tek kişinin sen."diye mırıldandım kendi kendime. Eğilip ona yaklaştığım an dikleşti. "Sakin sana zarar vermeyeceğim."

Duvara yanaşıp savunma pozisyonu aldı. Çok küçüktü çok korkuyordu ve... Yalnızdı. Aynı benim gibi. "Sen nasıl girdinki buraya? Annen nerde senin, terk mi edildin?"

Beyaz tüyleri kararmış kirlenmişti. "Sen susuz mu kaldın da kendini temizleyemedin?"

Koşa koşa salondan çıktım ve suyla elektriği açtım. Mutfağa girip bir kap aradım ama bulamadım. Bir tane küçük kase aldım ve su doldurdum içine. Salona geri döndüğümde aynı yerindeydi. Kaseyi önüne bıraktığımda korkudan tısladı. "Tamam tamam bak geri çekildim." Ellerimi iki yana açmış tehlikeli olmadığıma kediyi ikna etmeye çalışıyordum sanki anlayacakmış gibi. Ondan biraz uzaklaşıp yere çömeldim ve suyu içmesini izledim.

DÜŞMAN SINIFLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin