Medya: okul kıyafetli YedamHepimiz gençtik, bazı hatalar yaptık ve bunların sonucunda acıda olsa dersimizi aldık. Gençlik bizim için eğlenmekti. Arkadaşlarımızla dolaşmak, kafa dağıtmak ve bazen ise okulu asmak gibiydi. Işte biz bu yüzden hatalar yaptık, bu yüzden acı çektik...
Bu sefer alarmdan önce kalkmıştım. Kalkar kalkmaz birbirine dolaşmış saçlarımı açtım ve ardından düzleştirdim. Bugün içinde iyi bir his vardı. -ben hislerimle hareket eden bir insanımdır, yanii genelde arkadaşlarım öyle der- Okul formamı giymek için dolabımın kapağını açtım. Bugün havada güzel olduğu için kısa kollu lakosumu giydim, üstümede ismimin yazili olduğu bir ceket. Son kez aynanın karşısına baktım. Saçlarım ve kıyafetim güzeldi ama yüzüm. Yüzüm biraz soluktu. Renklendirmek için hafif bir parlatıcı sürdüm. Rengi kırmızıya yakındı ve hoş durmuştu. Ayakabılarımı giydim ve okula doğru yola koyuldum. Geldiğimde sınıf boştu. Ben girdikten 5 dakika sonra bir çocuk içeri girdi. Yüzü neden bu kadar somurtgan ve endişeli duruyordu. Hem yüzünü daha önce gördüğümü hatırlamıyorum. Merakla çocuğa doğru yaklaştım.
Ben: merhaba!
Çocuk bana yan gözüyle bakış attı ve ardından
"Merhaba" dedi soğuk bir ses tonuyla.
Ben: Okulda yenisin galiba. Ben mina.
Çocuktan karşılık alamadım:
'Vee sen?' Diye sordum sabırsızlıkla.
Çocuk oturduğu siradan hızla kalktı. Bana dik dik bakıyordu. Biraz uzundu bu yüzden kafamı kaldırarak bakıyordum. Niye bu kadar yakındık? Niye kalbim hızla çarpıyordu? Ve herşeyden önemlisi neden bana öyke bakıyordu? Gözleri beni büyülemişti. Gözünün önüne düşen saçları dokunma arzusu oluşturmuştu. Derin sessizliği onun söylediği cümle bozmuştu.:Yedam, Bang Yedam. Oldu mu? Diye çıkıştı sertçe.
Ben:a-a-anladım. Diyebilmiştim sadece.
Ardından: memun oldum Yedam. Biraz meraklıyımdır. Dedim.
Yedam: meraklı insanları sevmem bu yüzden benden uzak dur. Diye çıkıştı yine.
Bunları söylerken niye üstüme yürüyordu. Sadece soru sormuştum? Korkuyorum!
Artık duvarla Yedam arasındaydım. Elini duvara vurdu ve 'Benden uzak dur!' Dedi. Korkudan kafamı sol tarafa çevirdim. Korktuğumu anlamış olmalı ki arkasına bakmadam çıktı gitti. Az önce ben ne yaşamıştım? Sadece meraktı? Başka bir amacım yoktu? Olduğum yere çöktüm. 10 dk sonra sınıfa Jeongin gelmişti.Jeongin: Minaaa- mina dedi endişeli bir ses tonuyla. Iyi misin?
Ben: hı? Aaa evet dalmışım kusura bakma.
Jeongin: hayır iyi değilsin. Yüzün beyazlamış. Bir şey mi oldu?
O an aklımdan Yedam geçti ve içeri girdi.
Ikimizinde kafası Yedam'a dönmüştü. Jeongin sanki birşey anlamış gibi bana döndü tam bir şey demek için ağzını açmıştı ki içeri diğer sınıftaki öğrenciler girdi. Kulağıma eğilip 'seninle sonra konuşacağız.' Demişti ve yanımdan hıla gitmişti.
Sonunda ilk dersimiz başlamıştı;
Hoca: Günaydın çocuklar, oturabilirsiniz. Dedi güler yüzle. Daha sonra sınıfta gezdirdi gözlerini. Ardından 'sınıfa yeni gelen sendim değil mi?' Dedi Yedam'a bakarak.
Yedam 'evet.' dedi.
Hoca: Gel ve kendini tanıt lütfen. Dedi
Yedam yavaş adımlarla tahtaya yürüdü.
Yedam: Merhaba ben Bang Yedam tanıştığıma memnun oldum umarım iyi anlaşırız.
Hoca: bizde memnun olduk Yedam. Okulu sana Mina tanıtır.
Duramadım ve yerimden kalkıp sakince
"Hocam neden ben?"Hoca: Çünkü kütüphane klübünden birtek sen varsın bu sınıftan. Ve ben de kütüphane klübünün hocasıyım. Anlaşılmayan bir şey yoksa dersime geçiyorum... Yedam sende geçebilirsin yerine. Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•𝓑𝓪𝓷𝓰 𝓨𝓮𝓭𝓪𝓶• ℱirst ℒove
FanfictionOnunla ilk kez o zaman karşılaşmıştık. Kalbimin bu kadar hızlanacağını bilmiyordum. Vücudumun heryerine nüfus eden, adını bilmediğim his çoktan beni ele geçirmişti. Bu aşk olabilir miydi..? Yoksa kendimi mi kandırıyordum?