Ellerinde dondurma ile yan yana sessizce yürüyorlardı ve Bright çok mutlu hissediyordu. Bae Seri'nin dediği şeyler çok hoşuna gitmiş ve onu cesaretlendirmişti, birazdan uçacak gibi görünüyordu ve Baekhyun'un bir adım yönünde mutlulukla yürüyordu. Baekhyun, dondurmasını ısırırken Bright'a yan gözle baktı. Onun kafası havada bir şekilde yürümesine anlık olarak sinirlendi ve kalçasına bir tekme attı.
"AH!" diye bağırdı Bright ve arkasına dönerek "Neden bunu yaptın?"
"Canım sıkıldı çünkü!" dedi Baekhyun. "Ne düşünüyorsun bu kadar mutlu mutlu? Park Sae Joon'un memelerini mi Win'in mi?"
Bright gülümsedi ve "Bae Seri-"
"NE?" diye bağırdı Baekhyun, "Sen benim kuzenime nasıl-"
"HAYIR BE!" dedi Bright telaşla. "Bugün Bae ile konuştum ve onun dediklerini düşünüyordum! Sağ kolum kopup bana girsin ki öyle şeyler düşünmüyordum!" Baekhyun gözlerini kısarak ona baktıktan sonra bir adım atarak onun hizasında yürümeye başladı. "Ne dedi ki sana?" diye sordu.
Bright tekrar gülümsedi. "Onunla Win hakkında konuştum." dedi. "Win'in sevgilisi olmasına rağmen benle flörtleşmesinden bahsettim." Baekhyun, arkadaşının koluna girdi. "O ne dedi?"
"O da flört ettiğini söyledi, böyle erkeklerden uzak dur dedi." diye sürdürdü Bright. Dondurmasından bir ısırık aldı. "Peki sen uzak duracak mısın?" dedi Baekhyun, soran bir ses tonuyla.
"Hayır!" dedi Bright. "Bae bana dedi ki, hata yapmadan bu hayatı yaşayamazmışız! Onun gibi bir şey. Ve dedi ki bunun bir hata mı yoksa doğru mu olduğunu görmeden bilemeyiz. O yüzden hayatı rastgele yaşa!"
Baekhyun düşünceli bir şekilde dondurmasının sonunu ısırdı sonra da çubuğu yere attı. Bright "Ne oldu?" diye sordu onun sessiz haline. Baekhyun hiçbir şey demeden onun dondurmasını hiç zorluk çekmeden elinden alıp ısırdı ama ondan cevap bekleyen Bright fark etmemişti bile. "Sadece dediklerinde haklı olduğunu düşünüyorum. Bae'nin yani."
Bright gülümsedi ve dondurmasını ısırmak için kafasını çevirdi ama dondurması elinde değildi. "Baekhyun! Onu ne zaman elimden aldın?" dedi mızmızlanarak. "Sen az önce dondurmanı bitirip çubuğunu yere attın." dedi Baekhyun.
"Öyle mi?
"Öyle."
"Ben neden hatırlam-"
"Şşş."
"Ama-"
"Şşş."
"Lanet olsun sana." dedi Bright sinirle ve yollarına devam ettiler.
O gece Baekhyun, Bae'nin Bright'a dediklerini düşünmeye devam etti. Win'in bir sevgilisi vardı ve Bright'ın kalbini kırabilirdi ama belki de daha iyisi de olabilirdi. Sonuçta kimse geleceği göremiyordu. Yatakta yan tarafa dönerek dudağını ısırdı. Bu kadar düşünmesinin sebebi Chanyeol'dü. Evet, ondan hoşlanıyor ama korkuyordu. Ondan bir adım bekliyordu ama ya Chanyeol de ondan bir adım bekliyorsa? İçinde bir alevin yanmaya başladığını hissetti, risk alması gerekiyordu. Eğer sonu kötü biterse bu gelip geçici bir şeydi. Sonunda unutacağı bir şey yüzünden neden bu kadar strese giriyordu ki? Yarı yarıya şansı vardı, ya iyi ya da kötü. "Evet," dedi yatakta mırıldanarak. "Beni kabul edebilir ama etmezse de bu bir kıyamet alameti değil. Rezillik de değil." dedi kendi kendisine cesaret vererek. "Kuzenim yine haklı. Hayatı rastgele yaşamalıyız ki bir anlamı olsun."
Bunu kendi kendine fısıldadıktan hemen sonra telefonuna Bae Seri'den bir mesaj geldi. "Ben her zaman haklıyım" yazıyordu mesajda. Baekhyun o gece korkuyla uyudu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Outlander (ChanBaek)
FanfictionBaekhyun ve Bright pek parlak olmayan, hobilerini derslere tercih eden iki sıkı dost. Okuldan sonra genellikle diğer arkadaşları ile futbol oynar veya Youtube kanalları için şarkı videosu çekerlerdi. Bir gün tanımadıkları biri onların futbol oyununa...