Ten

267 25 16
                                    

Cumartesi sabahı Baekhyun erkenden kalkıp duş aldıktan sonra çantasını hazırlıyor ve aynı zamanda telefonda Bright'la konuşuyordu.

"Vay be," dedi Bright telefonun öteki ucundan. "Küçük Baekhyun büyümüş de birilerine vermeye gidiyor."

"Hey!" dedi Baekhyun sinirle, çantasına bir tane tişört koyarken. "Sadece büyük annesini ziyarete gidiyoruz."

"Kesin öyledir." dedi Bright kıkırdayarak. "Of, keşke ben de Win'le tüm hafta sonumu geçirebilsem. Ama anca yazışıyoruz."

"Sürekli mi yazışıyorsunuz?"

"Sanırım." dedi Bright. Telefonun öteki ucundan iç çekti arkadaşı. "Sen ne yapacaksın?" diye sordu Baekhyun. "Hafta sonu yani." Bright, odasında sırtını oturduğu sandalyeye yaslayarak "Ders çalışacağım muhtemelen. Seninle beraber çalışırız diye düşünüyordum ama sen vurdurmaya gidiyorsun."

"Hayır gitmiyorum!" dedi Baekhyun bir kez daha sinirle. Bright ona güldü. "Kahvaltıya çağırıyorlar Baekhyun, sana iyi eğlenceler."

"Sana yazarım."

"Tamam, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Baekhyun telefonu kapadıktan sonra çantasına bir-iki tişört daha koydu ve fermuarını çekti. Kendi üzerine de bir şeyler giydikten sonra yatağına oturarak Chanyeol'ün aramasını bekledi. Geldiğinde haber vereceğini söylemişti. Saat daha ondu, Baekhyun kendini evden bu kadar erken çıkıp başka bir şehre gideceği için tuhaf hissediyordu. Ailesi olmadan ilk kez şehir dışına gidiyor ve bu da içinde garip bir heyecan ve korkunun birleşimi olan isimsiz bir duygu yaratıyordu.

Birkaç dakika içinde Chanyeol onu arayarak geldiğini haber verdi. Baekhyun heyecanla yatağından kalkıp çantasını sırtladı. Anne ve babasına bir kez daha nereye gittiğini ve ne zaman döneceğini açıkladıktan sonra veda edip çıktı. Her seferinde sormaları Baekhyun için çok can sıkıcı bir durumdu. Öncesinde bin kez falan söylemiş olmalıydı zaten.

Merdivenlerden hızla indi. Arabasının önünde duran Chanyeol'ü gördüğünde kalbinin duracağını sanmıştı. Arabası sıradan bir araba olmasına rağmen yine de Chanyeol onun önünde çok havalı duruyordu. Baekhyun, bu çocuğu gerçekten çok havalı buluyordu. "Günaydın!" dedi Chanyeol ve yolcu koltuğunun kapısını açtı. Uzun boylu çocuğa sırıtarak arabaya bindi. Chanyeol arabanın önünden dolaşarak sürücü koltuğuna oturarak arabayı çalıştırdı. "Heyecanlı mısın?" diye sordu ona. "Biraz." diye yanıtladı Baekhyun. Chanyeol ona gülümsedi ve yanağından bir makas aldı. "Ben çok heyecanlıyım. İlk kez oraya biriyle gidiyorum." dedi Chanyeol. "Ailem haricinde yani." Baekhyun ona gülümsedi, içten içe bu çok hoşuna gitmişti. "Kahvaltı yaptın mı?" dedi Chanyeol. "Evet, ya sen?" Chanyeol sadece kafasını salladı. Yola konuşmadan devam ederlerken radyoyu açtı, yola bakarken müzik aradı ve sonunda bir kanalda durdu. Yola müzik dinleyerek devam ettiler.

***

Baekhyun, kucağında çantası ile arabadan çıktı. Chanyeol'ün büyük annesinin evi tek katlı, büyük ve bahçeli bir evdi. Geldikleri bir köydü. Etraf sessiz ve de çimenlerle, ağaçlarla, çiçeklerle doluydu. "Burası çok güzel." dedi Baekhyun. Chanyeol ona gülümseyerek "Daha pek bir şey görmedin." dedi. "Gel hadi, içeri gidelim."

"Büyük annen," dedi Baekhyun. "Utandım içeri girmeye."

"Utanma, çok tatlı bir insandır!" dedi Chanyeol. "Pekala, biraz sakinleşmeme izin ver, nedense çok gerildim." Baekhyun, derin bir nefes aldı ve verdi. Chanyeol de ona gülümseyerek baktı. "Hazırsan gidelim."

"Değilim ama gidelim, kaderden kaçamazsın." dedi Baekhyun. Chanyeol'ün yanında yürüyerek bahçe kapısından içeri girdi ve sonra da Chanyeol kapıyı çaldığında açılmasını bekledi. Büyük annesi kapıyı açıp Chanyeol'ü gördüğünde sevinçle kendisinden uzun olan torununu kucakladı. Chanyeol, ona sarılmak için eğilmişti ve Baekhyun istemsizce onun kalçasına bakmış, çok da etkileyici bulmuştu. Sarılmaları bitince büyük annesi ona döndü ve "Sen de Chanyeol'ün arkadaşı olmalısın!" diyerek ona da sarıldı. Baekhyun bunu beklemiyordu ama kadın o kadar içten sarılıyordu ki Baekhyun saniyeler içinde ona karşı ısınmıştı. "Hadi gelin içeri, kahvaltı hazırladım." dedi ve önlerinden içeri girdi. Chanyeol ayakkabılarını çıkarırken Baekhyun'a gülümsüyor ve "Sana dedim değil mi?" dedi.

Outlander (ChanBaek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin