5. Bölüm - Beni öptün

390 63 137
                                    

** Hep yanında olacağım, bu keder birlikte olduğumuzda son bulacak... Şarkıya bakın derim, uyumlu bir anlamı var lvfldv iyi okumalar

**** (2 gün sonra - 30 eylül)

Kantinden aldığım suyun parasını ödeyip masalardan birine ilerledim. İlk ders birazdan başlayacaktı ve açıkçası tam olarak ayıldığımı söyleyemezdim. Hala etrafa boş bakışlarla bakıyordum. Üstelik bir de ilk ders Kyungsoo ile ortak almadıklarımızdan olduğu için yalnızdım. Luhan'ı saymazsak tabii ki. Onunla tüm derslerimiz birdi.

"Günaydın." Ve sanki onu düşündüğümü anlamış gibi birden sandalye çekip karşıma oturdu. Ona sadece başımla ufak bir onaylama vermiştim çünkü günaydın demek için fazla aymamış bir gündü. Sahi, bu kadar erken saate ders koymak çok saçma değil miydi? "Sayende aydınlandım." Uyuşuk bedeni bir anda canlanırken ben, yavaşça çenemi elime yasladım. Cidden çok uykum vardı.

"Ne?" uyuşukluğum yüz ifademe ve sesime yansırken Luhan neşeyle şakıyordu. Bu çocuk, bu saatte, bu enerjiyi nereden buluyordu?

"Seni görene kadar uyanamamıştım. Ne zaman ki kantinden içeriye girdim ve seni gördüm... İşte o zaman günün aydınlandığını hissettim. Güzelliğin yine ışık saçıyor." Yanağımın uyguladığı baskı yüzünden büzülen dudaklarıma bir gülümseme yerleşti.

"Bugün erkencisin."

"Erkenci mi?" anlamamış ifadesinin sevimliliğine aldırmamaya çalışıp devam ettim.

"Bugün yine özlü sözler konusunda formundasın diyorum." Ona ve ilgili haline gittikçe alıştığımdan artık daha normal karşılıyordum. Bunlar benim için oldukça günlük şeylerdi.

"Konu sen isen her zaman böyleyim." Evet, genelde neşeli, eğlenceli ve pozitif biriydi. Ama bazen öyle anlar yaşamıştık ki ruh halinin bir anda olan düşüşü gözlerimin önünde gerçekleşmişti. Birkaç kez de ağlayacak gibi oluşuna şahit olmuştum.

"Sahiden her zaman mı?" gözlerinden sorumla beraber kısa bir duraksama gelip geçti.

"Sen benim içimdeki tüm kötü şeyleri iyiye çevirebiliyorsun. O yüzden evet, her zaman." Anladığıma dair başımı sallamıştım. "Uykulu görünüyorsun?" sessiz ve beni izlemeyle geçirdiği bir sürenin ardından sormuştu. Her zamanki gibi büyük bir ilgi ve endişe vardı sesinde.

"Dün kafe biraz yoğundu. Eve gelince de ödev ile uğraştım, geç yattım. Biraz uykusuzum."

"Her ne kadar seni görmek için can atsam da hatta saatleri saysam da bugün gelmeyebilirdin. Seni idare ederdim."

"Bu dersi kaçıramazdım."

"Kaçırabilirdin." Dedikten sonra hızla telefonumu önümden alıp tuş kilidini açtı ve bir şeyler yazdı. Ardından bana geri verdiğinde numarasını yazıp kaydetmiş ve kendini çaldırıyordu. "İstediğin an, yorgunluğunun ağır bastığı her an, beni araman yeterli. Yapamayacağın şeyleri yapabilirim. Senin yerine gidip çalışabilirim. Derse gelip hem ses kaydı alır hem not tutarım. Asla geri kalmaman için elimden geleni yaparım." Telefonunu kapatıp önüne koyduğunda onu izliyordum. "Sadece böyle yorgun gözlerle bakma. Senin de dinlenmen gerek. Yorucu bir hayat tempon olduğunu biliyorum ama sen de hayatını kolaylaştırmak için her şekilde çabalayacağımı bil. Elimden ne gelirse, hiç düşünmeden yaparım." Öyle şeyler söylemişti ki ben yine kendimi büyük bir ikilemin içinde bulmuştum. İkilemdeydim çünkü içimde bir yan ona şans vermek istiyordu. Ama diğer yan birini sevmekten ölesiye kaçıyordu. Sanki birine aitmiş de onu bekliyormuş gibi beni isteyen herkesten uzak durmamı söylüyordu. Biraz, azıcık da olsa Luhan'a yakın hissedecek olduğumda 'uzaklaş buradan' diye bağırıyordu. Girme o bölgeye, yaklaşma onun çekimine diyordu. Fakat benimle böyle ilgilenmesi, bu kadar düşünmesi çok özel hissettirdiğinden allak bullaktım. Dahası ne zamana kadar ona karşı özel hissetmekten kaçabilirdim bilmiyordum.

Cappuccino Kiss // HANHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin