17. Bölüm - Git öyleyse

329 51 227
                                    

** Son 2 bölümdür yorumlar çok azdı, buna bol bol istiyorum. Üzmeyin oppanızı ve şarkı... Gerçekten bakmalısınız, çok uyumlu.

İyi okumalar♥♥

****

Buraya geldiğimden beri bomboş bakışlarla etrafı inceliyordum. Aşağıdan insanlar gelip geçerken ben korkmadan burada dikiliyor, onları izlemekten fazlasını yapamıyordum. Gün batmak üzereydi ve ben, Sehun ile her zaman geldiğimiz o inşaatın tepesindeydim. Bir süre kendimize hazırladığımız özel köşemizde oturup bizi düşündükten sonra adımlarım beni terasın tırabzanına yönlendirmişti. Şimdi ise belki de son kez buradan bakıyordum.

Burada onlarca anımız vardı, çok şey biriktirmiştik. Mesela dersten atıldığımız o ilk tanışma zamanlarımızda onu buraya getirmiş ve korkusuna rağmen bana güvenmesini sağlamıştım. Ona yükseklik korkusunu ilk kez burada yendirmiştim. O ise yükseklik korkusunu ilk kez burada, ben istediğimde göz ardı etmiş ve yine sadece burada yenmeye devam etmişti. Başka her yerde korkusu baki kalırken burası özeldi. Burada her şekilde benim yanımdaydı, hep bir aradaydık. Bugüne kadar hiç ayrı gelmemiştik, yine ayrı sayılmazdık. Ona kavuşmak için tektim çünkü. Yeniden bir arada olmak için...

Şimdi aynı yerde ben de hiçbir şeyden korkmuyordum. Ben de korkumu yenmeye çalışıyordum. Onsuz kalma korkumu... Evet, korkumu yenerken yanımda yoktu ama sonunda olacaktı. Az kalmıştı, kavuşacaktık. Hem yeterince bekletmiştim onu. Beni çıkmak bilmediği rüyalarında bekliyorken ben de oraya gidecek, hasrete son verecektim.

Ayağımın birini yüzümdeki büyük tebessümle boşluğa uzatıp geri çektim. Günlerdir olan o karmaşık düşüncelerimden bir anda sıyrılmış gibiydim. Her şey çok netti. Ne istediğim, ne yapacağım belliydi. O belirsizlik silinmişti. Artık herhangi bir şey de hissetmiyordum. Tek bildiğim sonunda ona kavuşmak üzere olduğumdu. Bunun hafifliği vardı belki de üzerimde.

Bir diğer ayağımı boşluğa uzatacağım sırada duyduğum bir sesle omzumun üzerinden arkama baktım.

"LUHAN, DUR!" Baekhyun tüm gücüyle bağırıp bana doğru koşarken ifademde bir değişiklik olmamıştı. "SAKIN O AKLINDAN GEÇEN SAÇMALIĞI YAPMA!" bana iyice yaklaşıp elleriyle durmamı işaret etmiş, ikna etmek istercesine konuşmuştu.

"Bana hiç de saçmalık gibi gelmiyor." Demiştim bakışlarım yeniden aşağıya dönerken. Saçma bir dinginlik vardı sesimde de hareketlerimde de. Kendimi o boşluğa bırakma konusunda en ufak korku hissetmiyordum.

"HAYIR, YANILIYORSUN! SEHUN UYANMIŞKEN DÜNYANIN EN BÜYÜK SAÇMALIĞI OLUR!" duyduğum cümle ile yüzümdeki tebessüm silinmiş bir anda gerçek dünyaya dönmüş gibi hissetmiştim.

"B-Beni böyle bir şeyi söyleyerek ikna etmeye çalışma, Baekhyun. Kalbim yeterince kırık zaten."

"Bununla ilgili yalan söyler miyim sence? Saatlerdir seni arıyorum, telefonunu açmıyorsun. Sehun sen gittikten sonra uyandı ama sana bir türlü ulaşamadık. Evine bile gittim. En son aklıma burası geldi. İyi ki de gelmiş yoksa..." Yüzünü buruşturup o ihtimali düşünmek istemiyor gibi yutkundu.

"Sen... C-Ciddisin, değil mi?"

"Ciddiyim, aptal." Dedikten sonra elini bana doğru uzattı.

"N-Nasıl?"

"Önce şuradan in. Düşeceksin diye korkuyorum." Dediğini yapıp elini tuttuktan sonra yanına indim.

"Baekhyun... Uyandı mı sahiden?" bunca zaman içinde umudum o kadar yitmişti ki inanmakta zorluk çekiyordum.

"Neden gidip kendin görmüyorsun?" yüzünde bir tebessümle söylediğinde benim de yüzüm aydınlanmış ve bir anda koşmaya başlamıştım. Ona kavuşma yolumu değiştirmek zorunda kalsam da bu sefer gerçekten kavuşuyorduk. Başarılı olmuştum.

Cappuccino Kiss // HANHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin