9. Bölüm - Bir görsen, bir anlasan, bir düşse aklına

360 60 108
                                    

** Şarkıya ben olsam mutlaka bakarım, o kadar bu fic ki anlatamam hatta doğru analiz ederseniz spoiler bile yakalarsınız dnvknfg

İyi okumalar ve iyi dinlemeler ♥♥

****

Taksiden inip önümdeki siteye baktığımda bir an elimdeki adresi kontrol etme gereği hissetmiştim. Çünkü geldiğim yer şehrin lüks semtlerinden birinde, lüks bir siteydi. Evet, Luhan'ın zengin biri olduğunu biliyordum ama yine de bu kadar iyi bir yer beklemiyordum. Ayrıca burası benim çalıştığım kafeye de okula da evime de fazlasıyla uzaktı. Trafik olmayan bir saatte bile yarım saat belki kırk dakikadan aşağı gelmesi çok zordu. Ve Luhan, buna rağmen bu yolu her gün defalarca kez geliyor muydu? Okul için olanını anlayabilirdim ama benim için olanlar... Gün içinde defalarca kez yanıma gelip gitmesi epey zaman alırdı. Bunlar büyük fedakârlıklardı.

"Vay be..." siteye daha fazla bakmak yerine içeriye girdiğimde güvenliğe kısa bir bilgi vermiştim. Ardından biraz daha ilerlediğimdeyse kaşlarımı çattım çünkü elimdeki kâğıtta adres yazılıydı, evet ama bina, daire, kat... Bunlara dair bir bilgi yoktu fakat ayaklarım bilinçsiz bir şekilde ilerliyordu bile. Ayaklarıma uyup sitenin sağına doğru gittiğimde kendimi bir binanın önünde buldum. 7 numaralı binaydı. Bunun Luhan'ın uğurlu sayısı olduğuyla ilgili bir bilgi vardı zihnimde. Muhtemelen ne zaman olduğunu yine hatırlamadığım bir anda söylemişti. Çünkü Luhan bana çok şey anlatıyordu ve ben hepsini dinliyordum. Öyle görünmesem bile kulağım hep ondaydı. Sadece hafıza sorunlarım olduğu için hatırlama kısmında problem yaşıyordum o kadar.

Binanın kapısının önüne geldiğimde elim küçük ekrana dokunup şifreyi girdi. Kapı açıldığına dair bir ses verdiğindeyse adımlarım beni asansörün önüne götürmüştü. Asansöre binip 7 rakamına bastıktan kısa bir süre sonra istediğim katta durdu. Bu noktada iki daireden hangisine gideceğimi bilmediğim için önce sağıma sonra soluma baktım. Ardından bir anda sağa doğru yönelmiştim. Parmağımı kaldırıp zile basacağım sırada ise elim duraksamıştı. Luhan hastaydı ve uyuyor olabilirdi. Bu yüzden de zile basıp onu uyandırmak istemiyordum. Bunun yerine zilin altındaki ekranda parmaklarımı gezdirdim. Bastığım birkaç rakamın ardından bu kapı da bir sesle açıldığında dudaklarımı büzdüm. Benim zayıf hafızamın bu kadar şeyi yer edinmesi garipti ama üzerinde durmuyordum.

Kapı direkt olarak salona açıldığından etrafıma şöyle bir göz gezdirdim. Son derece sade, beyaz, ferah bir yer ile karşılaşmıştım. Ayrıca salondaki kocaman cam duvar sayesinde de hoş bir manzara vardı. Burada gece manzarasını izlemek eminim ki çok güzel olurdu. Bu düşüncenin zihnimde yer etmesine izin vermeden etrafa bakına bakına koridora ilerledim. 2 oda olan koridorda en sondaki odaya doğru gidip yavaşça kapısını araladım. Ve oradaydı. Luhan yatağın içinde, yorgana bürünmüş bir halde uyuyordu. Bu görüntü karşısında istemsizce tuttuğum nefesi verdim. Çünkü onu bir yerlerde baygın bulmadığım için rahatlamıştım.

Sessiz adımlarım yatağın yanına ulaştığında sırt çantamı çıkarıp bir kenara koydum. Ardından yatağın içindeki bana doğru dönük olan yüzüne baktım. Yanakları al aldı. Elimi alnına götürdüğümde ise biraz ateşi olduğunu fark etmiştim. Bu yüzden de üzerindeki yorganı tutup yavaşça göğsünün altına gelecek şekilde yerleştirdim. Tüm bunları yaparken onu uyandırmamak için ekstra çaba sarf ediyordum.

Bir süre öylece Luhan'ın başında dikilip onu izledikten sonra montumu çıkarıp sandalyenin üzerine bıraktım. Ardından odadan çıkıp mutfağa ilerlemiştim. Belki biraz çorba iyi gelebilirdi.

****

Ocağı kapatmadan önce son kez çorbanın tadına baktım. Oldukça yerindeydi. Piştiğine de emin olduğum için altını kapatıp arkamı dönmüştüm ki şok içindeki Luhan'ı gördüm. Kapıya yaslanmış, baygın gözlerle bana bakıyordu.

Cappuccino Kiss // HANHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin