18. Bölüm - Sende başladı, sende bitti

340 52 168
                                    

** Şarkı ve yorum diye yine hatırlatayım mı kljvklnfdn siz ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz... İyi okumalar, sizi seviyoreee ♥♥

****

Başımı sıraya yaslayıp içten bir şekilde ofladım. Uykusuzdum, mutsuzdum, yalnızdım ve Luhan yoktu. Öylesine yorgun ve halsiz hissediyordum ki enerjimi de sanki kendisiyle beraber benden alıp götürmüş gibiydi.

Tüm gece boyunca doğru düzgün uyuyamamıştım. Gözlerimi yumduğum her seferinde anılarda gezinmiş, geçmişe dair parça bölük şeyler görmüştüm. Öyle ki bir yerden sonra gerçeklik ve rüya ayrımını yitirmiş gibiydim. Uyuyordum, uyanıyordum ve tekrar gözümü kapattığımda önceki rüyalardan devam ediyordum. Hepsinde de Luhan vardı, biz vardık. Ve her bir anı öyle güzeldi ki içim kıskançlıkla dolmuştu. Sanki Luhan'ın rüyalarımda bile sevdiği, gözünden sakındığı kişi ben değilmişim gibi kendimi kıskanmıştım. Rüyalarımdaki o anılarda bana öyle güzel bakıyordu, beni öyle güzel seviyordu ki içimi titretmeye yetiyordu.

Tüm bu gördüklerim muhtemelen yaşadıklarımızın binde biri bile değildi ama biliyordum ki hepsi gerçekti. Ve ben, artık o özlemi daha çok hissediyordum. Onunla güzel bir ilişkimiz vardı. Gördüklerimden, hissettiklerimden, içimdeki sevgiden yola çıktığımda bunu daha iyi fark ediyordum. Beni çok seviyordu, üzerime titriyor, gözümün içine aşkla bakıyordu.

Ama rüyalarımda -ya da anılarımda demeliyim - asıl bir detay vardı ki beni allak bullak etmişti. Orada gördüğüm şey: en az Luhan kadar hatta belki daha bile fazla benim de ona aşkla baktığımdı. Üçüncü bir kişi gibi izlediğim anılarımda ona nasıl baktığımı görmüştüm. Gözlerimin içinde o vardı; içimde, her hareketimde o vardı. Bilmiyorum belki şu anda da böyleydi ama kendimi hiç dışarıdan görememiştim ki. Ben hep içimdeki çatışmalar eşliğinde bakmıştım Luhan'a. Oysaki dışarıdan gördüğümde ona güzel bakıyordum, güzel seviyordum.

Sanırım benim en büyük sorunum kafamın karışık olmasıydı. Tam bunu çözdüğümde ise tüm bu yalanlar mevzusu ortaya çıkıp her şeyi farklı bir boyuta sürüklemişti. Şimdi yine işin içinden çıkamıyorduk.

"Sehun?" adımın seslenilmesiyle başımı kaldırıp o yöne baktım. Kyungsoo'yu yanımda görmemle bakışlarımı anında diğer tarafa çevirmiştim. Onları hala affetmemiştim. "Konuşmayacak mısın benimle?" bunu içten içe istesem de gururuma yedirmek biraz zor geliyordu. "Ben çok üzülüyorum." Yanıma, Luhan'ın her zaman oturduğu sıraya, oturduğunda bakışlarım orayı buldu. Bununla beraber aklıma dolan görüntüler ile seslice yutkundum.

"Ben de üzüldüm. Kandırıldığımı öğrendiğimde inan bana ben de çok üzüldüm." Daha fazla dayanamayıp söylediğimde omuzlarını düşürdü. Her an ağlayacak gibiydi.

"Çaresiz kaldık. Senin için en iyisinin bu-"

"Ben artık senin için cümlesini duymaktan çok sıkıldım." Bu sözün üzerine Kyungsoo'nun arkasında dikilip sakince bana bakan Baekhyun ile gözlerim kesişmişti.

"Bizi affetmeyecek misin?" gözlerim yeniden Kyungsoo'ya döndüğünde tepki vermeden baktım. Henüz ona bir cevap verebileceğim bir noktada değildim. O güne daha zaman gerektiğini söylemek de doğru gelmiyordu. "Yüzümüze bakmaman bir yana böyle ölü gibi gezmen beni daha da üzüyor. İyi değilsin ve paylaşacak kimsen yok. Evde de kimse ile konuşmuyormuşsun. Luhan hakkında-" o ismi duymak ağlama isteğimi körükleyen bir etken olduğundan duyduğum gibi ayağa kalktım. Ders benim için burada bitmişti. "Sehun!" birkaç adım attığımda Kyungsoo'nun sesini duydum. Umursamayıp bir adım daha attığımda bu sefer Baekhyun'un sert sözlerini işitmiştim.

"Kyungsoo, bırak artık! Baksana umurunda bile değiliz. Onun için onlarca şey yapmış, kendi hayatından vazgeçip ona bir hayat sunmaya çalışmış adamı bile dinlemeden etmeden başka ülkeye gönderiyor. Onun isteği yüzünden tüm hayatının, düzeninin alt üst olmasını umursamadan git diyebilmiş biri o. Bizi mi umursayacak?" Kyungsoo'ya gibi gözüken bu sitemli sözlerinin asıl hedefi bendim. Beni yaralamak, köşeye sıkıştırmak istiyordu. Hafıza kaybının öncesinde onunla yakın olduğumuzu biliyordum. Yakın olmasak benim için okulunu bir sene uzatan o birkaç kişiden biri olmazdı. Beni tanıyordu, bundan damarıma basıyordu. Ama onun için önemli olan bu değildi. Bu cümlede dikkatimi çekmesini asıl istediği şey 'başka ülke' kısmıydı. Başarılı olmuştu da. Dikkatimi çektiğinden arkamı dönüp ona doğru ilerledim.

Cappuccino Kiss // HANHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin