8. bölüm

778 35 0
                                    

Bir hafta sonra

Gece'den

Havalimanına gelmiştik artık dönme vaktiydi. Dönersem yaşayacaklarımdan korkuyordum ama yanımda sevdiğim insan var.

Uçağa binmek üzereydik saatini bekliyorduk.
"Güzelim hadi uçağın saati geldi."
"Tamam canım." Artık gidiyorduk buradan sevdiğime kavuştuğum şehir buradaki anılarımı hiçbir zaman unutmayacağım. Uçağa bildiğimizden hemen cam kenarına geçtim. Barlas'ta geldiğinde hemen yanıma oturdu.
"Güzelim istersen uyu çünkü yolumuz uzun."
"Tamam sevgilim." Başımı hemen Barlas' ın omuzuna koydum sonra gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.

Uyandığımda uçakta değildim etrafa bakmamla arabada olduğumuzu anladım. Arabanın durmasıyla etrfıma baktığımda üç katlı büyük bir eve gelmiştik.
"Barlas burası neresi?"
"Benim evim sevgilim." Barlas'la arabadan inip eve doğru yol aldık. Aklıma gelen şeyle hemen Barlas'ı durdurdum.
"Ne oldu sevgilim."
"Barlas senin hani kardeşin varya o da burda mı?"
"Evet güzelim o da burda."
"O zaman neden söylemedin? Ya beni istemezse? Ya bana kötü davranırsa? Ya beni bu evden kovarsa? Belki izin vermez senle benim birli-" sözümü Barlas'ın dudakları bölmüştü. Hemen onu ittim ama mübarek ayı gibi hiç yerinden kıpırdamadı. Barlas'ın çekilmesiyle hemen söylenmeye başladım.

"Barlas neden herkesin içinde beni öpüyorsun?"

"Güzelim biz arabadan inmemizle onlar zaten kafalarını önüne eğiyorlar bir de sen yanımdaysan sıkıyorsa başlarını eğmesinler."

"Tamam sakin ol sevgilim. Ya kardeşin."

"Kardeşimin senden haberi var seni sevdiğimi biliyor sadece birlikte olduğumuzu bilmiyor. Zaten bizim birlikte olmamızı en çok kardeşim istiyor buna emin olabilirsin."

"Tamam ama ben çok heycanlandım."

"Heyecanlanmana gerek yok güzelim. Hadi içeriye girelim." Sadece başımı tamam anlamında salladım. Heyecanlanma demesine rağmen çok heyrcanlanıyorum çünkü sevdiğim insanın kardeşiyle tanışıyordum.
İçeriye girmemizle hemen salona doğru geçiyorduk ki bir kızın Barlas'ın üzerine atlamasıyla Barlas hemen kıza sarıldı.
"Abi seni çok özledim."
"Bende seni çok özledim meleğim."
"Abi yengemi getirdin mi?"
"Getirdim güzelim bundan sonrada burada kalacak."
"Gerçekten mi?"
"Evet gerçekten." Sonra kız Barlas'tan ayrılmasıyla beni gördü. Hemen gelip bana da sarıldı ilk önce şaşırsamda sonra bende ona sarıldım sıcakkanlı birisiydi.
"Yenge sen misin?"
"Evet benim" benden ayrılmasıyla hemen beni içeriye doğru çekmeye başladı. Barlas sadece bu halimize gülüyordu.
"Siz şimdi sevgili misiniz?" Barlas'ta gelip karşı koltuğa oturdu. Ben Barlas'a bakarken Barlas'ta hem kardeşinin sorularına cevap veriyordu hemde bana bakıyordu.
"Evet abicim biz birlikteyiz."
"Abi bana neden haber vermedin. Zaten gitmeden önce de eve hiç gelmiyordun. Giderken de sadece sevdiğimi alıp gelicem demiştin. Zaten meraktan ölüyordum burda."
"Abicim sakin ol" hemen ben konuşmaya girdim çünkü merak ettiklerim vardı.
"Bi saniye Barlas neden eve gelmiyordun?"
Ayşegül Barlas'tan önce davranıp soruma cevap verdi.
"Yengecim çünkü sen yurtdışına gittiğinde abimde eve gelmez oldu. Fazla da yemek yemiyordu sadece seni bulmaya çalışıyordu. Bir yandan abime üzüldüm ama ancak sen abimi yola getirirdin." Benim yüzümden evede gelmiyormuş zaten. Zaten herşeyi mahfediyordum. Barlas benim ne düşündüğümü anlamış gibi hemen yanıma gelip saçımı okşamaya başladı.
"Güzelim senin yüzünden değil kendini suçlama bak ben iyiyim."
"Ama buna ben sebep oldum."
"Yengecim senin bir suçun yok."
"Hadi güzelim Ayşegül seni benim odama götürsün kıyafetlerini falan ayarlayın sonra bir duş alırsın. Yemek hazır olunca ben seni çağırırım."
"Şimdi ben senin odanda mı kalıcam?"
"Evet güzelim."
"Olmaz benim için farklı bir oda hazırlasınlar."
"Neden güzelim?" Hemen onun kulağına eğilip Ayşegül'ün duyamayacağı bir şekilde fısıldadım.
"Çünkü gece rahat durmuyorsun." Barlas kahkaha atmaya başladı. Allah aşkına bunda gülünecek ne var. O da aynı şekilde benim kulağıma eğilip fısıldadı.
"Sanki sen istemiyorsun." Barlas'ın söyledikleriyle ben hemem kızarmaya başladım. Hemen ayağa kalkıp Ayşegül'üde çekiştirerek götürmeye başladım.
"Yenge ne oldu ya neden beni çekiştiriyorsun?"
"Birşey yok sadece hemen yerleşmek için acele ediyordum."
"Onun için mi kızardın yenge?"
"Ya siz abinle anlaştınız mı? İkinizde beni utandırmak için herşeyi yapıyorsunuz."
"Yoo. Neyse gel yengecim seni abimin odasına götüreyim."
Beraber merdivenleri çıkıp bir odaya girdik. Odanın duvarları siyahtı. Odada kocaman bir yatak vardı o da siyahtı. Pencerenin kenarına iki tane tekli koltuk vardı koltukların ortasında ise bir tane küçük masa vardı odada birkaç eşya daha vardı. Renklerin uyumu ve şekilleri bir biriyle uyumluydu. Belli ki Barlas siyahı çok seviyordu.
"Nasıl beğendin mi odayı?"
"Evet beğendim."
"Sen daha içerisini görmedin."
"İçeride ne var?"
"Gel bakalım gördüğünde dilini yutacaksın." Bu kadar güzel ne olabilir ki diye düşünürken bir odaya girdik. Burası kıyafet odasıydı.
"Söyleriz senin eşyalarını yerleştirirler senin yapmana gerek yok."
"Olsun ben kendim düzenlerim eşyalarımı."
"Tamam o zaman." Buradan çıkıp başka bir yere girdik burasıda banyoydu. Güzel bir şekilde dizayn edilmişti. Buradan çıkıp başka bir odanın kapısında durduk. Ayşegül'ün durmasıyla bende durdum. Bana dönüp konuşmaya başladı.
"Yengecim hazır mısın içeriyi görmeye çünkü bende ilk gördüğümde çok şaşırmıştım."
"Evet hazırım." Ayşegül'ün kapıyı açmasıyla içeriye girmemle ağzım açık kaldı. Odanın her yerinde benim fotoğraflarım vardı ama hepsi elle çizilmiş bir şekildeydi. Yani bunları Barlas mı çizmişti? Nasıl daha önce Barlas'ı fark edemedim ki? Şu zamana kadar zamanımı hep boşa harcamışım. Keşke Demir'i hiç tanımasaydam. Onu tanıdığım güne lanet ettim.
"Yenge neden ağlıyorsun?" Ayşegül söyleyene kadar ağladığımı bile bilmiyordum.
"Bunları Barlas mı çizdi?" Ağzımdan sadece bunlar çıkmıştı.
"Evet yenge de ne oldu?" Ayşegül'ün sorumu cevaplamasıyla odadan çıktım. Yatak odasından da çıkıp merdivenlerden hızla inmeye başladım. Ayşegül'ün arkamdan bağırmasını bile umursamıyordum. Sadece Barlas'ı arıyordum. Salonda yoktu. Mutfak diye tahmin ettiğim yere girdiğimde doğru tahmin etmiştim. Ama burada da yoktu. Belki bahçededir diye salona tekrar girdim. Cam kapıdan dışarı çıktığımda bahçedeki masada oturuyordu. Hemen bağırmaya başladım benim bağırmamla bana doğru gelmeye başladı.
"Barlas" hemen yanına koşup sarıldım. Sanki hiç bırakmayacakmış gibi ilk şaşırsada sonra o da bana sarılmaya başladı. Bir yandan saçlarımı okşuyordu diğer yandan benle konuşmaya çalışıyordu.
"Güzelim ne oldu? Neden ağlıyorsun?" Cevap vermedim çünkü şuan sadece ona sarılmak istiyordum.
"Hadi Gece ne oldu? Anlat ki çözüm bulalım sevgilim." Yine cevap vermedim diyorum ya şuan sadece ona sarılmak istiyorum.
Barlas cevap vermiyeceğimi anladığında bu sefer soru sormadı.

"Yukarıya çıkalım mı?" Sadece başımı aşağı yukarı salladım. Barlas hemen beni kucağına alıp içeri girip yukarı çıkmaya başladı. Bende ellerimi boynuna dolayıp başımı boynuna gömdüm. Sanki kokusu yok olacakmış gibi kokusunu içime çekiyordum. Odaya girdiğimizde Barlas kucağında benle birlikte yatağa oturdu. Ben hala ağlıyordum. Bir süre öyle oturduktan sonra Barlas konuşmaya başladı.
"Hadi güzelim söyle ne oldu? Bak sen böyle ağlayınca kalbim dayanmıyor be güzelim. Bağır, çağır, istersen bana da vurabilirsin ama böyle ağlama dayanamıyorum. Kim ne yaptı söyle."
"Sen yaptın." İlk önce şaşırdı daha sonra herhalde cümleleri toparlamaya çalışıyordu çünkü bir süre konuşmadı.
"Ben mi?"
"Evet sen."
"Ne yaptım güzelim ben sana. Bilmeden  seni kıracak bir şey mi yaptım? Bir yerini mi acıttım?"
"Beni o kadar çok seviyorsun ki."
"Yani tek suçum seni sevmek mi?"
"Hayır tek suçun beni sevmek değil. Mesela daha önce neden karşıma çıkmadın? Neden ben seni hiç fark etmedim? Keşke Demir'i hiç tanımasaydım. Biliyor musun bir yandan Demir beni iyiki aldatmış diyorum eğer benden ayrılmasaydı sen benim karşıma çıkmayacaktın. Neden beni bu kadar çok seviyorsun? Neden benden vazgeçmedin? Ben seni hak edecek ne yaptım?"
"Güzelim bi sakin ol. İyi ki seni sevmişim. İyi ki senden vazgeçmedim. Keşke daha önce karşına çıksaydım ama beni istemezsin diye korktum. Keşke Demir'i tanımasaydın."
"Seni seviyorum Barlas"
"Seni seviyorum Gece" hemen dudaklarına yapıştım. Zaten oda bunu bekliyormuş gibi hemen karşılık verdi. Ben gerçekten bu adamı çok seviyordum. Nefessiz kaldığımda hemen geri çekilip nefesimi düzene sokmaya başladım çünkü daha sormam gereken sorularım var.
"Sevgilim"
"Söyle güzelim."
" Birkaç soru sorabilir miyim?"
"Sorman hata güzelim sor."
"Odadaki resimleri sen mi çizdin?"
"Evet güzelim ben çizdim. Bir dakika sen o resimleri gördün diye mi böyle oldun?"
"Evet"
"Neden güzelim hoşuna gitmedi mi?"
"Hayır çok sevdim sadece  hiçbir karşılık beklemeden bir yıl boyunca sevmen haksızlık. Demir benden ayrılmasaydı belki hiç söylemeyecektin."
"Haksızlık değil güzelim çünkü aşk yeri geldiğinde karşılık beklemeden de sevmektir. Eğer Demir senden ayrılmasaydı ben sizin evlenmenize müsade etmezdim."
"Nasıl yani."
"Şöyle ki eğer evlenseydiniz o nikahı basar seni alırdım. Yani seni o adama yem etmezdim."
" O zaman neden bekledin bu kadar?"
"Diyorum ya güzelim beni istememenden korktum."
" Beni kaçırdığında ya seni istemeseydim ne olacaktı?"
"Bende beni sevmeni beklerdim ama seni o şerefsizede vermezdim. Şimdi bunları boşver. Hadi yatalım." Başımı sallayıp kucağından indim. Yatağın yan tarafına geçtim. Barlas'ta uzanıp beni kendine çekip başını boynuma gömüp kokumu içine çekmeye başladı. Bende daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapatıp kendimi uykuya teslim ettim.

Mafyanın sarışınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin