4 Saat Sonra
Dört saat geçmişti ve dükkana doğru ilerliyordum. Babam dükkana "kapalı" yazan küçük tabelayı asmıştı. Kapıyı ittirmeyi denedim ama kilitliydi.
Babam: Lahmacun!
Bir anda seslenince korkmuştum. Babam arkamdaydı ve bana kocaman gülümsüyordu.
Babam: Sana sürprizim var gel.
Omuzunun üstüne atladım ve arabasına bindik. Bir yere gidiyorduk ama yollar hiç tanıdık gelmiyordu.
Ben: Baba nereye gidiyoruz?
Babam: Çok soru sorma, sabret.
Sabrettim ve kocaman bir yere geldik. Arabanın camımdan sadece bir restorant olduğunu anlayabiliyordum ama tabelasını göremiyordum.
Babam: İn aşağı bak bakalım beğenecek misin?
O da ne?! "7. Lahmacun Restorant" yazıyordu. N-nasıl yani?! Burası benim miydi?!
Ben: Baba!
Babam: Senin için bir imparatorluk kuramam. Ancak bunu yapabilirdim oğul.
Ben: Burayı nasıl açtın?
Babam: Zaten burası vardı ve açılışa bir hafta kala sen doğdun ve bu olaylar sonucunda ben de restorantın adına senin adını koydum. Gel içeri bakalım.
İçerisi böyle gözüküyordu. Sanırım artık İmparatorluk hayalimden vaz geçmem gerekiyordu. Sonuçta ben bir lahmacundum. Babama gidip sarıldım.
Ben: Sen haklıydın baba! Ben bir lahmacunum ve ben bir imparatorluk kuramam.
Babam: Yani artık bir lahmacun gibi davranacaksın?
Ben: E-evet yani...
Babam: O zaman gel benimle.
Devam Edecek
Not: Nasıl son bekliyorsunuz yazın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lahmacun İmparatorluğu
Aléatoire(Tamamlandı) Her şey kurye tam beni götürecekken kaçmamla başladı. Diğer lahmacunlar gibi kendimi insanlara neden teslim edeyim ki?! Ben onların önderliğini yapacaktım, bağımsızlığımızı kazanacaktım! İşte bu da benim hikayem.