Kronos İkizleri |Pjo Fanfiction|

6:Leo Valdez Beni Kıskanıyor

Medya:Lilian ve Blaise (bu çifte bayıldığım için Dove ve Thomas yaptım. Canım Domas'ım...)

/Aurora Elixir Steward/

Birkaç saat sonra uyuyakalmışım. Beni uyandıran şey kahvaltı için çalınan zildi.

Gözlerimi açtım.Bugün kendime kıyafet ve eşya almam gerekiyordu.

Acaba Lora,Lilian ve Aria benimle gelir miydi?

Çünkü karnım açtı...

Karşımdaki dolaba baktığımda bir turuncu tişört ve bir şort vardı.

Ve bir de kısa mektubumsu bişey...

"Bunları giy ve başındaki yaraya bir baktır. Alışverişten sonra boşsan vakit geçirelim diyecektim. Cevabını yaz ve dışarıdaki saksının içine koy. Ben ordan alırım.
Mükemmel Leo"

Güldüm.

Bu çocuk tam bir sapşaldı...

Mektubumsu şeyin altına şunu yazdım

"Öğlen saat 3'te iskelede görüşürüz Mükemmel Leo...
Elixir Steward"

Giyindikten sonra yatağımı topladım. Mektubumsu şeyi elime aldım ve kulübemin kapısını kapattım. Mektubumsu şeyi katlayıp saksının içine koydum.

Bende acıktığım için hızla gazinoya girdim.

Dionison'a ve Kheiron'a baş selamı verip masama geçtim.

Masama oturur otumaz aklıma üç kruvasan ve kahve geldi. Hepsi önümde belirdi.

Onları yerken Lora,Lilian ve Aria masama gelip oturdu.

Lora "Günaydın Rora!"diye bağırdı kulağımın dibinde.

Tam ben ona saydıracakken benim yerime kız kardeşi Aria bu görevi gördü.

"Senin ben en son okuduğun okulun duvarını yapan işçiye görev veren mimarı sikeyim"dedi.

Vov!Bu nasıl yaratıcı bir küfürdü.

Ona "Hepinize günaydın kızlar"dedim.

Lilian gülümsedi.

"Bu arada ben kahvaltıdan sonra alışverişe gideceğim gelir misiniz?"dedim.

Aria "Alışveriş mi? Gelmez miyiz Rora " dedi.

Lora"Ya çocuklar da gelsin"dedi

'Olur' anlamında başımı salladım.

Kahvaltımızı ettikten sonra kızlar hazırlanmak için kulübelerine gitti. Bende Kheiron'un yanına gittim.

"Selam Kheiron,bana bir silah verecek misin?"dedim.

Kheiron"Ah,unutmuşum. Üzgünüm. Aurora. Gel cephaneye gidelim"dedi.

Beraber cephaneye geldik.

Bana önce hançerleri gösterdi. Bunlar bana göre değildi.

Sonra mızraklar...

Pff,bunlar da benim için uygun değil.

Ok konusuna hiç girmeyelim...

Kılıç kısmına geldiğimizde gözüme bir kılıç çarptı.

Bronzdu ve parıl parıl parlıyordu. Tutma yeri siyahtı ve beyaz gül desenleri vardı.

Elime aldığım an kılıç elime uyum sağladı.

Kheiron "Aman tanrılarım! Bu kılıç daha önce kimseye itaat etmedi. İlk kez sana itaat ediyor. Bu kılıcın adı Kyria"dedi.

Kılıç birden bire elimde küçüldü ve bir yüzük oldu.

Yüzüğün ortasında beyaz bir taş vardı ona bastım tekrar eski kılıç haline döndü.

Bu mükemmel...

Yüzük formuna döndürdüm ve parmağıma taktım.

Kheiron'a "Sağol Kheiron. Kılıç için"dedim ve cephaneden çıktım. Kızları etrafta göremeyince bende çimenlik bir yere oturdum.

Birkaç dakika sonra yanımda bir ağırlık hissettim. Kim olduğuna baktığımda bu kişinin Leo olduğunu gördüm.

Leo hafifçe gülümseyip"Ne işin var burada,sen kızlarla alışverişe gitmeyecek misin?"dedi.

Ona "Hazırlanıyorlar. Sende gelsene? Hem bizim çocuklar da geliyor"dedim heyecanla.

Tek kaşını kaldırdı ve merakla "Sizin çocuklar?"diye sordu.

"Ya Athena oğlu Lucas,Ares oğlu Blaise ve Apollon oğlu Max işte"dedim.

Rahatladı.

"Gelirim tabii,neden gelmeyeyim?"dedi.

Gülümsedim.

Önce bir grup oğlana baktı sonra bana baktı.

"Gülmesen mi acaba şunlar sana bakıyor"dedi hafif sinirle

Kıskandı mı bu beni??

"Sen beni kıskandın mı Leo?"dedim.

Leo kızardı ve"N-ne? Artık gidelim ya bizi bekliyorlardır."dedi

Konuyu değiştirmesi hoşuma gitmişti.
"Gidelim bakalım Leo bey"dedim.

Beraber bizimkilerin yanına ilerledik.