Sabah erkenden uyandım bir şey yemeyecektim midem bulanıyordu sanırım heyecandan sadece 1çay koydum hemen olmazsa olmaz. Unutmayın bir Trabzonlunun evinde eksik olmayacak iki şey vardır. Çay ve Trabzonspor bayrağı.
Çayımı içtim hemen. Üstüme bir beyaz tişört deri ceket ve siyah pantolon geçirdim. Kıvırcık saçlarımı geriye doğru salık bıraktım gözüme de bir rimel sürmekte yetindim.
Senelerdir yanımda taşıdığım babamdan kalan Sürmene çakısını telefonumu ve cüzdanımı çantama koyarak ayakkabılarımı giyip hemen kapıyı kapatıp çıktım.
Aşırı heyecanlıydım biran önce gitmek istiyordum. Hızlıca inerken bir şeye çarptım. Duvardı sanırım ki kafamı kaldırınca duvar olmadığını anladım. Huysuz şirindi.
"Yine mi sen?" dedi.
"Evet ben huysuz şirin beğenemedin mi" kafasını iki yana sallayıp indi bende peşinden indim Allahım ben bununla aynı binada nasıl sabredicem. Dış kapı açıktı. İkimizde Bi anda çıkmaya çalışınca kapıda sıkıştık kaldık. Aynı anda sabır çekmeye başladık.
"Hacı çekilsene öküz gibi vücudunla sıkıştırdın."
"Asıl sen o minnacık bedeninle sıkıştın sen çık bana yer ver hem kapımı kırdın bunu çok görme bence" küstaha bak İyiki kapısını kırdım ki ben küçük değildim o çok büyüktü. Ama sen görürsün.
" peki buyur hanımlara öncelik" dedim ve ileri bir adım attım bana bir bakışı var uffff öldürecek gibi gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Sen bana hanım mı dedin?"
"Evet karı gibi naz yaptın önce geçmek için maşallah" dedim ve göz kırpıp arabama bindim. Sinirden yumruklarını sıkıyordu. Daha fazla oyalanmadan özel harekat dairesine doğru sürdüm arabayı. Gelince parkedip hemen indim. Bahçe büyüktü 3 adet ejder yalçın zırhlı araç gözüme ilişti. Çok güzeldi. Çardaklar oturma bankaları vardı çiçekler le dolu bir alandı. Dairenin duvarları kırmızı renkteydi. Nöbetçi özel harekatçılara belgemi gösterip içeri girdim. Hemen yanda bekleme salonu vardı yaklaşık 10 tane pöh oturuyordu içeri girince gözler Bi anda bana çevrildi hayır yani daha önce hiç mi kız görmediler burda yanlarına ilerledim. "İyi günler Devrem Mehmet müdürün odası nerde?"
"üst katta da hayırdır" dedi içlerinden biri.
"hayırdır hayır"
dedim ve yukarı çıktım. Müdürüm odasının Önüne gelince kapıyı tıklatıp içeri girdim. Esas duruşa geçip "komiser yardımcısı yıldız Atsız müdürüm" dedim.
"rahat gel bakalım yıldız sen yeni kadın pöh olmalısın otur bakalım" dedi ve oturdum. Evraklarımı uzattım ve onlara göz gezdirirken
"demek annen ve baban 2014 te İstanbul'daki eylemde şehit oldu" dedi. Başımı daha dikleştirip
" Evet müdürüm dedim"
"Başın saolsun "
"Vatan saolsun"
"polis okulunu ve pöh kursunu 1.likle bitirmişsin aferin ve keskin nişancıymışsın sana azmin hırsın ve başarın çok takdir edilesi ki üniversite sınavında gayet yüksek bir puan almışsın tebrik ederim."
"saolun müdürüm"
"Bu senin yeni pöh kimlik kartın" dedi ve bir kart uzattı bana üzerinde ismim ve resmim vardı.
"Burası ilk görev yerin ve ilk timinin adı kurt timi o zaman hayırlı uğurlu olsun vatan sana emanet kızım"
"saolun müdürüm" dedim. Vay kurt timi çok sevinmiştim. Kapıya seslendi ve içeri bir kamuflaj lı girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM YILDIZI
General FictionElini gökyüzüne doğru uzattı Burak. Yıldızda onu takip etti, gökyüzünde buluştu elleri ikisi de uzun zaman sonra huzurlu nefesler alıp veriyordu. O sırada bir yıldız kaydı. "Ne yıldızı olsun bu" dedi Yıldız. Burak gözlerinin içine bakarak "İntikam Y...