(6 yıl önce Ekim)
" Vur! Vur! Hızlı vur kızım nasıl Özel Harekatçı olacaksın sen vur!"
diye yakınmaya başladı abim avuçları bana açık bir vaziyette. Hızlıca o an ki uykumla vurabildiğim kadar en sert yumruğumu vurup
" Abim, aslanım, yiğidim. Farkındamısın saat sabahın 7si ve benim okula yetişmem gerek. Bırak sal Allahını!
"Allah Allah ilerde arayıp operasyona çağırdıklarında 'AMOROM SOOT SOBOHON 7SO OPOROSYONMO OLOR OLOOHONO' mı dicen kızım!"
" Yuh oradan oraya nasıl geçtin. Bir kere söz konusu vatansa pijamamı bile çıkarmayı beklemeden koşarım göreve yiğidim" deyince yanaklarımı sıkıp
"Afferin lan yürü geç kalma!" diyip kovdu. Sabah sabah ne yaşamıştım bilmiyordum. Koşar adımlarla otobüse binip okula gittim. O sırada annemi arayıp nerde olduklarını sordum. Bugün Trabzondan İstanbula geliyorlardı.
"Köprüye yaklaştık kız bana baak o evi pisletmedin dimi yol yorgunu ev temizleme bana!"
"Hm ay bilmiyorum abime sor hafi öptümmm" diyip çamuru yine abime atıp kapattım. Affet abi.
Dersten çıkmıştım ve aşırı yorgunluk vardı. En iyisi kantinden sert bir kahve almaktı.
"Bilge fena yorgunluk var üzerimde gel bir kahve alalım" bilgeyle yani en yakın arkadaşımla kantine doğru ilerledik ve makineden kahvemizi alıp bahçeye doğru yürümeye başladık. Bahçede sevgi ve Cansu ile karşılaştık. Onlarda en yakın diğer iki arkadaşımdı. Bizim lisenin arkasındaki dar ağaçlı alana geçtik. Kızlarla hep buraya gelir burda vakit geçiririz. Bizden başka kimse nedense pek gelmez. Kahkahalarla yaptığım esprilerle kahvemizi yudumladık. Aşırı eğlenceli bir teneffüs olmuştu fakat içimdeki sıkıntı yorgunluk hala geçmemişti. Zilin çalmasıyla bahçeye ilerledik ki abimi gördüm. Elinde çantam vardı ve kapıdan çıkıp bahçeye ilerlemeye başlamıştı ki kafasını kaldırdı ve göz göze geldik.
Bir dakika ağlamış mıydı? Gözleri kıpkırmızıydı. Peki abim neden ağlar bir vaziyette şuan okulumda bulunuyor ve elinde çantam var. Elimdeki boş plastik bardak birden yere düştü. Aniden abimin yanına ilerlemeye başladım. Kızlarda şaşkınlıkla peşimden ilerliyordu. Abimde bana doğru ilerledi ve bahçenin ortasında buluştuk. Kan çanağı olmuş gözleriyle gözlerimin içine büyük bir acıyla baktı. Çekik ela gözleri ağlamaktan daha çok kısılmıştı. O an kalbime doğru bir tekme yedim sanki. Boğazımda büyük bir yumru oluştu.
"Abi?" dedim zorlukla kısık ve titreyen sesimle. "No-noldu?" diye sorabildim. Aklıma gelen şeyin olmaması için dualar ediyordum içimden. Ama abim cevap vermeden bakmaya devam edince sormak zorunda kaldım. "Yoksa annemlere mi bir şey oldu?" diyince abimin akan yaşları daha da şiddetlendi ve o an anladım onun söylemesine gerek kalmadan. Dolan gözlerimle beraber abimi kolundan tutup sarstım. Hıçkıran sesimle "Abi söylesene noldu anlatsana ne duruyorsun ya bana bişey de susmaa çıldırcam noldu anneme noldu babama söyle söyle!" diye bağırdım. Herkes bize bakıyordu ama umrumda değildi. "Yıldız" dedi ağlayan çiselemiş sesiyle. Kafamı salladım hızlıca söylemesini, konuşmasını istediğimi belirtmek için. Tekrar ağlayan sesiyle "Onlar, onlar" diye kekelemeye başladı. Bu sefer benimde gözümden bir damla yaş düştü. Çıldırmış bir vaziyette sinirli bir sesle
" Onlar onlar noldu abi noldu onlara!" dedim. Sinirden çıldırmam an meselesiydi." Onlar Şehit oldu"
dedi hıçkırıklarla ağlayarak. Hani kulağınıza bir çınlama gelir etraftaki bütün sesler kesilirde sadece durmaksızın hızlıca çarpan yüreğinizin sesini duyarsınız ya öyleydi işte o an. Bütün sesler kesildi bir an bedenimde gözümde biriken yaşlarda durdu. Hareket eden tek şey kalbimin yarattığı baskıyla inip kalkan göğsümdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM YILDIZI
قصص عامةElini gökyüzüne doğru uzattı Burak. Yıldızda onu takip etti, gökyüzünde buluştu elleri ikisi de uzun zaman sonra huzurlu nefesler alıp veriyordu. O sırada bir yıldız kaydı. "Ne yıldızı olsun bu" dedi Yıldız. Burak gözlerinin içine bakarak "İntikam Y...