0

3K 248 122
                                    

"Güzel bir gün." diye geçirdi aklından Guinevere elindeki tepsiyle sarayın camlarından birinin önünden geçerken. "Hiçbir yağmur bulutu yok. Hava sıcak ama tatlı bir rüzgarı da var. Ne de güzel bir gün."

Ancak uzun zaman önce Guinevere böyle bir havaya aldanmaması gerektiğini öğrenmişti. Güneşli havalar hiçbir zaman günün barış dolu devam edeceğini garantilemezdi. Her an bir yaratık Camelot'a saldırmaya karar verebilirdi mesela. Ya da ambarlarındaki ekinleri kuruyabilir, daha önce adını bile duymadığı bir efsanenin gerçekleşesi gelebilir, hatta kulelerdeki taş heykeller canlanmak isteyebilirdi.

Bunca şeye rağmen genç kızın aklında çok daha "insan yapımı" bir felaket vardı. Hafta başından beri Merlin'in çoğu görevini üstlenmişti; Arthur'un kıyafetlerini yıkıyor, yemeklerini götürüyor ve yatmadan önce tüm mumları söndürüyordu. Kralın emriyle Merlin, Gaius'un yanında çalışıyordu bu günlerde. Çocuk o kadar meşguldü ki Gwen bile göremiyordu yüzünü doğru düzgün.

Sonunda prensin odasının önüne geldiğinde tepsiyi bedenine yaslayarak dengeledi, boştaki eliyle de kapıya vurdu.

Gel emri, çok geçmeden verilmişti.

Prens Arthur'un odası Morgana'nınkinden çok daha farklıydı. Gwen bir haftadır her gelişinde küçük bir parçasını inceleyebiliyordu çünkü çok sevgili ve bir o kadar da huysuz Arthur, içeride birkaç dakikadan fazla kalmasına hiçbir zaman izin vermemişti.

Oda iki farklı bölümden oluşuyordu; geniş masanın olduğu giriş ve yatağın bulunduğu kişisel alan. Arthur, antrenman yapmadığında ya da sarayın dramalarında uzak kaldığında sahip olduğu boş zamanın çoğunu bu masada geçirirdi. Hemen arkasında oldukça uzun bir pencere (perdelerin açılma izni olduğu tek pencere buydu) ve geniş bir kitaplık vardı; uyumadan önce Arthur genellikle bu parşömenlerle uğraşıyordu.

Arthur uyanmıştı bu sefer. Çoktan hazırlanmış, pencerenin hemen önündeki sandalyeye geçmişti. Dirseklerini masaya dayaması ve gözlerini kapatması, Gwen'in insan yapımı felaketten emin olmasına yol açtı.

Merlin'den uzak bir haftanın sonunda Arthur kesinlikle çıldırmış olmalıydı.

"Kahvaltınızı getirdim efendim." dedi Gwen tereddütlü bir sesle. Arthur önce derin bir nefes aldı, ardından da indirdi ellerini. Yorgun, biraz da halsiz görünüyordu. Gwen servisi yaparken hiçbir şey söylemedi.

Gwen dört farklı tabağı ve ekmek sepetini dikkatlice yerleştirdi. Boş tepsiyi çevirerek bedenine yasladı. Belki de bugün uzak durması gereken asıl oda burasıydı (felaketlerden korunma konusunda Merlin'den çok daha yetenekliydi neyse ki) ama tutamadı kendini.

"İyi misiniz?" Sorar sormaz da yanağını ısırdı.

Arthur ilk defa verdi dikkatini Gwen'e. Gözleri çok hafif kısılıydı bu sefer. Aklına takılan bir şey olduğu belliydi, dile getirip getirmemek arasında bocalıyordu. "Guinevere," dedi sonunda. "sence babamı aklına koyduğu bir şeyi değiştirmesi için nasıl ikna edebilirim?"

"Edemezsiniz." Bu oldukça kolay bir soruydu. Genelde Kral Uther bir emir verirdi, Prens Arthur da o emri beğenmiyorsa kendi istediğini yapardı. Merlin'in yardımıyla elbette.

"Bir sorun mu var?" diye devam etti adamın düşen yüzünü görünce. Galiba bu sefer işler çok daha karmaşıktı.

"Babam Avalon Gölü'nün yakınlarında büyülü bir yaratık olduğunu düşünüyor, bugün küçük bir grup olarak kontrole gitmemizi istedi. İşe bak ki sevgili Gaius'un da Merlin'i birkaç ot toplamak için yanımızda gönderesi gelmiş. Merlin çok heyecanlı. Beni koruyabilirmiş." Konuşmaya başlarkenki düz ifadesi yavaş yavaş yok oluyordu. "O aptal daha kendini bile korumayı beceremiyor." dedi dişlerinin arasından.

Gwen yanağını ısırdı yeniden ama bu sefer gülmemek içindi bu. Merlin neredeyse her yediği azarın ardından aynı şeyi söylerdi: Kıçını kaç defa kurtardığım hakkında en ufak fikri yok!

"O da sizin için öyle söylüyor." diye mırılandı küçük bir tebessümün ardından.

"Bir şey mi dedin?"

"Neyse ki onu koruyacak birçok insan olacak." dedi Gwen, sanki tekrar ediyormuş gibi.

Arthur önce küçük bir gülümsemenin yüzüne tırmanmasına izin verdi ancak cümlenin tamamını algılayınca çabucak düştü yüz ifadesi.

"Birçok insan mı?"

"Fark edersiniz ki," diye başladı Gwen önce kendini güven altına almak istercesine. "Merlin şövalyeler arasında oldukça popüler."

*

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Flowers - Merlin/ArthurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin