bir

1.1K 38 21
                                    



Buraya başlama tarihinizi bırakabilirsiniz.

İyi okumalar



  İki saattir Bay Köpekbalığının sırtında Akdeniz'in sıcak sularında kaybettiğimiz inciyi arıyorduk.

"Bay köpekbalığı ben çok sıkıldım artık, sanırım bulamıycaz. Koskoca denizde bakmadığımız yer kalmadı."

"Ama o inci bizim için çok önemli Pofuduk."

"Acaba uğur böceği ve kara kediden yardım mı istesek."

"Ama onlar gerçek değil ki Pofuduk."

"Ama sen de gerçek değilsin"

Bu dememle bay köpekbalığı birden ortadan kayboldu ve koskoca denizin ortasında yalnız kaldım. Hayatta ki en büyük korkum yalnız kalmaktı bide bayan Kim ve şimdi tek başıma denizin ortasında ağlıyordum.

"Nayoung otur sıfır aldın."

Ne şu an Akdeniz'in ortasında Bayan Kim'in ne işi vardı? Ne diyorum ben sanki şu ana kadar her şey çok normaldi. En büyük korkularımı yaşıyorumdum şu an. Yalnız kaldığım yetmezmiş gibi bide Bayan Kim'le yalnız kalmıştık.

"Nayoung"

Sanki bayan Kim'in sesi gitgide daha çok yaklaşıyordu. Akdeniz'in sıcak sularında yaşamak istediğim en son şeyi yaşıyordum.

Kolumda hissettiğim çimdik acısıyla birden gözlerimi araladım ve bağırdım. Ne yani bütün bunlar rüyamıydı. Ne diyorum ben sanki Bay Köpekbalığı gerçek.

"Kim Nayoung bakıyorum da bugün de dersimde uyuya kalmışsın. Umarım sınav haftası da böyle rahat uyuyabilirsin." Uyanır uyanmaz Bayan Kim'in çatlak sesini duyuyordum. Sesinin ne kadar dayanılmaz olduğunu bir kez daha anlamıştım.

"Özür dilerim Bayan Kim."

"Artık özür dileme Nayoung. Pazartesi gününe annen ve babanı çağır lütfen onlarla konuşmak istiyorum."

"Ama onlar bu ara çok çalışıyor. Eminim işleri vardır."

"İtiraz istemiyorum bu sefer kesin gelsinler. Gerçekten hiç abine benzemiyorsun."

Her seferinde işin içine abimi katmak zorunda mıydı? Tamam abim zeki bi insan olabilir ama şu an okulda öğrendikleri şeyler onun hiç bi işine yaramıyor sonuçta.

Sınıfta birden bi hareketlilik oluşmuştu. Herkes çantasını topluyordu sanırım zilin çalma zamanı yaklaşmıştı. Tam ben de eşyalarımı toplamaya karar vermiştim ama zaten hiç bi şeyi çantamdan çıkarmadığımı fark ettim. Her zaman ki gibi. Bu umursamazlığım bi gün başıma bela olucaktı.

Ve sonunda kulaklarımı çınlatan zil çalıyordu. Sanırım bu sesi hiç özlemeyecektim. Sıramdan kalkıp çantamı omzuma attım.

"Nayoung biz çocuklarla Hamburger yemeye gidiyoruz sen de geliyor musun?"
dedi Yeonjun

Aslında çok acıkmıştım. O yüzden hiç düşünmeden. "Olur."dedim

"Bu arada Yeonjun attığın çimdiğin intikamını senden alıcam. Çok acıdı."

"Özür dilerim Nayoung ama sana seslenmeme rağmen uyanmamıştın bi kaç kere de dürttüm. Bayan Kim bütün ders sana bakıp durdu."

"Evet bu sıralar bana kafayı taktı."

"Bu sıralar mı?"dedi Soo-bin

Evet okula başladığım günden beridir bana kafayı takmış olabilir.

I purple you //jjk~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin