...: Huening ilaçlarını aldın mı?
"..."
...: İlaçlarını almalısın.
"..."
Hueningkai'nin babası odadan sıkıntılı bir şekilde çıktı. Hueningkai parlak ve gösterişli gözüken cama başını yasladı. Dışarı bakmaya çalıştı ama pencerenin önündeki parmaklıklar görüş alanını tamamen engelliyordu. Bıkkın bir nefesle kitaplığına göz gezdirdi. Yaklaşık 580 kitabın bulunduğu bir kitaplığı vardı. Söyle bir baktı... Ama kitaplıkta ki bütün kitapları zaten okumuştu. Odasının kapısına gidip 4 kez tıklattı. Dışardan kapı kilidi açıldı. Gelen Kai'nin annesiydi.
A: Kitapların bitti mi Huening? Senin için yeni kitaplarım var.
Hueningkai'nin annesi el arabasına koyulmuş bir çok kitapla çıkageldi.
A: Şimdi sessiz kalmaya devam et. İlaçlarını aldın mı?
"Hm."
Ve kapı yine Kai'nin üstüne kilitlenmişti. Annesinin getirdiği kitaplara göz gezdirdi. Aptal çocuk kitapları getirmişti. Oysa ki Kai çoktan 17 olmuştu. Tabi ailesinin bundan haberi var mıydı? Oraya birazdan değineceğim.
Kai çocuk kitaplarının sayfalarını yırtmaya başladı. Hepsini etrafa saçtı. Daha sonra ilaç kutularının bulunduğu dolabı açtı. Hepsini yere fırlattı. Tekrar kapıya doğru ilerledi. Bu sefer 3 kez tıklattı.
A: Ne oldu?
"Bahçeye çıkacağım.."
A: Hayır içeri geç bunu konuşmuştuk. Dışarısı tehlikeli. Hiçbir yer güvenli değil senin için.
"BENİ DİĞERLERİNDEN AYIRAN ŞEY NE HA?"
A: GALİBA BAY HUENİNG DAHA FAZLA İĞNE İSTİYOR!
"HİÇBİR BOK ANLATTIĞINIZ GİBİ DEĞİL. OKUDUĞUM KİTAPLAR DIŞARININ BENİ ÖLDÜRECEĞİNİ SÖYLEMİYOR!"
A: O aptal saçmalıklara inandığını söyleme sakın. Sakın!
"VAY VAY VAY! 500 kitapta aynı şeyden bahsediyor! Bu bir rastlantı mı ha? Bir tesadüf mü? Dışarısı sizin anlattığınız gibi değilmiş meğerse... Hatta hiç öyle olmamış. Hayatım bir yalanmış.."
A: S-sen... Şimdi buradan asla çıkamazsın. Bir daha kapı tıklatmak yok. Sadece biz açarsak iletişime geçeceksin. Şimdi oturmaya devam et.
Evet. İşte buydu. Hueningkai'nin hayatı. Yıllarca o odadan çıkamayan bir genç.. bir çocuk. O ne deliydi ne de bir aptal. Sadece deli olması için zorlanan bir insandı. Yaşadığı her şeye rağmen gerçeklikten kopmamaya çalıştı. Hiçbir şeyin fikrini değiştirmesine izin vermezdi. O zaman ailesinin istediği gibi şimdiye kadar bir deli olurdu. Huening biliyordu. Bir gün bir şeylerin değişeceğini. O kitaplar sayesinde gerçek ve ilizyonu ayırt etmeyi öğrenmişti.
Böyle günler geçti. Kai her seferinde ilaçları almamaya devam etti. O ilaçlar... O ilaçları almaması gerektiğinin farkındaydı. Her ne kadar geç fark etmiş olsa da bir şekilde ailesinin içtiğini düşünmesini sağladığı bir gerçekti. İşte bu Hueningkai'nin bazen kendini sorgulamasına sebep oluyordu..
"Ya kahrolası bir deliysem?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lunatic ' sookai
Fanfiction- Bazen keşke ölü olsam diyorum, yıkıldım Bu yüzden terapistimi aradım Ve o dediki sen düzeltilemezsin bunu kabullen Normal olmaya çalışmaktan bıktım Hep fazlasıyla takıyorum dahada çıldırıyorum Peki ya kahrolası bir deliysem? - Şehrin sokaklarında...