|3.Bölüm|

538 20 21
                                    

Kısa bir not

Bölümlerle ilgili spoi ve editleri paylaştığım instagram hesabımı takip ederek kitapla ilgili bilgiler alabilirsiniz. Instagram hesabım 👇

@lblogvantel

Keyifli okumalar 💜

**

Hayatta her insanın bir dönüm noktası olurdu değil mi? Hatta bir çoğumuz yaşadığı üzücü bir olaydan sonra bu benim dönüm noktam derdi. Yeni kararlar alırdık ve buna göre yaşamaya çalışırdık hayatımızı.

Düşünüyorum da neden mutlu hissettiğimiz bir an bizim için dönüm noktası olmuyordu? Cevabı basitti aslında, çünkü mutluyduk. Hayatımız da yolunda gitmeyen ufak tefek sorunlara rağmen bizi yormayan aksine mutlu hissettiğimiz bir hayat yaşıyorduk, peki neden o an bizim için bir dönüm noktası olmuyordu?

Bundan bir kaç ay önce bana sorsalardı senin dönüm noktan nedir diye hiç şüphesiz 2 yıl öncesinin benim dönüm noktam olduğunu söylerdim. Fakat şimdi kesinlikle hastanede uyandığım gündü benim dönüm noktam.

Hastanede gözlerimi açtığımda hayatımda en önemli yere sahip 2 insanın mutlulukları aynı zamanda hıçkırarak ağlamaları benim için bir dönüm noktasıydı aslında. Onların mutlulukları benim için dönüm noktası olmuştu..

Sevdiğin birini kaybetmenin ya da bunu düşünmenin ne kadar can yakıcı olduğunu en iyi ben bilirdim. Ona bir şey olacak düşüncesi beraberinde pişmanlıkları da getirirdi çünkü. İçinde yanardağ patlardı ama dışa yansıtamazdın. Beynini kemiren düşünceler ve pişmanlıklar dört bir yanını sarardı fakat yine de sesin çıkmazdı, konuşamazdın..

Uyandığım zaman Seokjin hyung ve Jimin'in bu denli ağlamış olmalarına anlam verememiştim. Neler olduğunu anlayamıyordum, neden ağlıyorlardı ve ben neden hastane odasında gözlerimi gülerek açmıştım?

Kafamdaki soru işaretlerinin de çözüme kavuşması çok da geç olmamıştı. Doktorlar muayene için odaya geldiklerinde öğrenmiştim, karaciğer yetmezliği yaşadığımı, ameliyat olduğumu fakat donörün kim olduğunu bilmediklerini ve en önemlisi de 3 aydır uyuyor olduğumu öğrenmiştim.

Normal de olsa 3 ay bizim için çabuk geçerdi değil mi. Fakat hastane koridorlarında bekleyen insanlar için 3 ay aslında 3 yıla eş değerdi ve bu 3 ay hayatımdaki 3 insan için oldukça zor geçmişti...

Uyandığımın ertesi günü benim ısrarlarım sonucunda doktorlar yapmam gerekenleri, ne yemem gerektiğini ve nelerden uzak kalmam gerektiğini listeler halinde bize vermiş ve 1 hafta sonrası için tekrardan kontrole gelmem koşuluyla beni taburcu etmişlerdi.

Taburcu olduğum hafta destek almadan yürüyemiyordum ve yürürken çok çabuk yoruluyordum ve ilk günler de bardak bile tutamıyordum. Jimin'in ve hyungunların yardımıyla fizik tedavi hareketleri yaparak ilk haftada büyük bir ölçüde ilerleme kaydetmiştik ve 1 buçuk haftanın sonunda eski gücüm yerine gelmişti. En azından yemek yerken ya da bir şeyler içerken birinin beni beslemesine gerek kalmamıştı.

1 haftanın sonunda doktora gitmiştim ve yapılan testler ve muaneye sonucunda herhangi bir kötü sonuçla karşılaşmamak hem bana hemde bizimkilere rahat bir nefes aldırmıştı. Doktor kontrolünün üstünden 2 hafta geçmişti hastaneden çıkalı da 3 hafta olmuştu ve hala daha bana kimin karaciğerini verdiğini bilmiyordum. Muayene sırasında doktoruma yaptığım ısrarlar sonuç göstermemişti ve ben bu iyiliği yapan ve beni hayata döndüren kişiyi bulamamıştım. Bunun dışında kendimi hem fiziksel hemde ruhsal olarak oldukça iyi hissediyordum fakat bunu ne Jimin'e ne de hyunglara anlatmam oldukça güçtü ve inanmamak için ellerinden geleni yapıyorlardı..

ÇEMBER // TAEKOOK +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin