|9.Bölüm|

386 14 27
                                    

Bölüm şarkısı: Get You Moon

Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen💜

Keyifli okumalar 💜

**

Hissettiğim acıyla boğazımdan derin bir inleme döküldüğünde acıyla yüzümü buruşturmuştum. Karşımda yüzündeki iğrenç bir ifadeyle bana bakan adamı tanıyamıyordum. Belki de hiç tanıyamamıştım. Hep mi böyle birisiydi yoksa sonradan mı bu kadar kötü birisi haline gelmişti?

- Neden beni dinlemiyorsun diye bağırmıştı üzerime doğru eğilirken

- Ben seni çok seviyorum Taehyung diye eklemişti ellerini saçlarıma çıkarırken. Dedikleriyle yüzümde oluşan acı tebessüm bazı gerçekleri de bir zehir gibi vücuduma yaymaya başlamış, kalbime doğru ilmek ilmek zehrini akıtıyordu.

- Sus! Sakın, sakın seviyorum deme, sen sevmek nedir bilmiyorsun demiştim güçlükle konuşurken. Ne konuşmaya halim kalmıştı ne de bana bunları yaşatan adamın yanından kalkıp gitmeye..

Yavaş yavaş hissizleştiğimi ve tükendiğimi hissediyordum.. Her bir hücreme yayılan zehir beni tüketiyordu...

Biri tarafından sevilmenin bu kadar can yakıcı olduğunu söylememişlerdi hiç. Sevdiğin birinden içi boş sebeplerden saatlerce şiddet görebileceğini de kimse söylememişti...

Dediklerimin onu ne kadar sinirlendirdiğini gözlerine yansıyan öfkeyle anladığım da önce yüzüme sert bir tokat atmış ardından kendini kaybederek karnıma tekmelerini savurmaya başlamıştı.

Acıyı hissetmemem normal miydi? Kemiklerimin kırıldığını hissediyordum fakat vücudumda tek bir acı hissetmiyordum. Hissettiğim tek şeyin koca bir hayal kırıklığı olması normal miydi?

Sıçrayarak uyandığım da gözyaşlarım yanaklarımda çoktan yol çizmeye başlamıştı. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum fakat odanın içine sızmaya başlayan ışık günün yeni aydınlandığının habercisiydi. Gözyaşlarım durmak bilmezken acı dolu hıçkırıklarım bir bir firar etmişti dudaklarımın arasından.

Dayanamıyordum.. Bütün bu olanlara dayanamıyordum..

- Taehyung diyerek ismimin bağırılması ve sarsılmam daha fazla ağlamama neden oluyordu. Konuşamıyordum, değil kafamı kaldırmak parmağımı oynatacak halim yoktu. Hissizleşmiştim yine, fakat bu sefer acıyı en derinden hissediyordum..

- Bana bak güzelim, hadi kaldır kafanı bak ben buradayım.. Geçti, her şey geçti diyerek beni kolları arasına almıştı Jimin, usul usul saçlarımı okşuyor her şeyin geçtiğini fısıldıyordu kulağıma.

Geçmemişti. Geçmeyecekti. İçimdeki acı geçmeyecekti. Yaşadığım hayal kırıklıkları bir bir boynuma asılmış, zihnime kazınmıştı. Baktığım, dokunduğum her yerdeydi.. Bedenimdeydi, nasıl geçerdi bunların acısı?

Aynada kendime baktığım da gördüğüm tek şey yıllar önce oluşmuş morlukların konumuyken nasıl geçerdi? Nasıl canım yanmadan her şey geçti derdim?

- Ge-geçmiyor diyebilmiştim sadece hıçkırıklarımın arasından. Yaslandığım omzun titremesiyle Jimin'in de ağladığını anlamıştım. Geçmemişti işte, oda biliyordu geçmediğini..

- Taehyungie artık bana neler olduğunu anlatır mısın? Patronun kapıya kadar geldi adamla konuşmadın bile. Sana vermem için verdiği notu bile okuduğuna emin değilim. Neler oluyor güzelim? Kaç gündür çıkmıyorsun odadan. Doğru düzgün uyumuyorsun, uyuduğunda kabus görüyorsun. Min Seo bile seni odadan çıkartamadı demişti ağladığı için sesi çatlarken

ÇEMBER // TAEKOOK +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin