ÇEMBER // TAEKOOK +18

|6.Bölüm|

Merhabalar kısa bir şey söylemek ve sonra bölüme geçmek istiyorum.

Satır arası yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim ve birde bölüme gelen oylar çok düşük. Düzenli olarak bölüm atmaya çalışıyorum fakat oy ve okunma bir türlü iyi bir seviyede değil..

Benim için düşünceleriniz çok çok önemli, bir iki yorumu ve oy vermeyi çok görmeyin lütfen..

Evet artık bölüme geçebiliriz, keyifli okumalar 💜

**

- Her şey için özür dilerim Taehyung.. Gözünden akan bir damla yaşı görmem kalbimi un ufak etmişti sanki. Neden ağlıyordu? Ve benim canım neden bu kadar çok yanıyordu...

- Bay Jeon iyi misiniz? Neden ağlıyorsunuz

- Ben.. ben çok düşüncesiz birisiyim Taehyung demişti ses tonu hala acı çeker gibiydi

- Ne demek istediğinizi anlamıyorum Bay Jeon.. Az önce söyledikleriniz içinse sorun değil demiştim, onu ağlarken görmek az önceki sinirimi yerle bir etmiş içime bir ağırlık bırakmıştı

- Elin nasıl Taehyung, çok ağrıyor mu? Diye sormuştu az önceki dediklerimi umarsamayarak. Bir dakika elimi mi sormuştu?

- Ne? Siz elimin ağrıdığını nereden biliyorsunuz demiştim şaşkınlıkla

- Ohh, şeyden.. Imm az önce gördüm masaj yapıyor gibiydin demişti gözlerini kaçırarak

- Gördüğüm kadarıyla iyisin, tekrardan özür dilerim Taehyung demiş ve cevap vermeme müsade etmeden hızlı adımlarla yürümeye başlamıştı.

Az önce ne olmuştu tam olarak? Bu adam gerçekten benim bütün dengemi alt üst ediyordu. 5 dakika önce sinirden onu boğmak isterken şimdi sarılmak ve neden ağladığını, galaksilerinin neden bu kadar sönük baktığını öğrenmek istemem normal miydi?

Kolumdaki ağrı yavaş yavaş yerini bir sızıya bırakırken ben içimdeki duygu yoğunluğundan kurtulmaya çalışıyordum. Bütün duygularım birbirine girmişti.. Sinir, merak, üzüntü... Bir çok duyguya ev sahipliği yapıyordum.. Bütün dengemin alt üst olduğunu hissediyordum ve bunun sonucunda neler olacak çok merak ediyordum..

Az önce yaşanan şeylerin üstünde çok fazla durmamak en iyisiydi çünkü Bay Jeon garip birisiydi ve davranışlarına anlam vermek oldukça zordu. Hızlı adımlarla odama doğru ilerlemiştim, bir an önce işlerimi bitirip bizimkilerin yanına gitmek ve huzurlu bir akşam geçirmek istiyordum.

**

Başımda hissettiğim ağrı yüzünden gözlerimi zar zor araladığımda bir süre nerede olduğumu algılamaya çalışmıştım. Dün gece Jimin ve hyunglarla gece geç saatlere kadar oturmuş sohbet etmiştik ve geç uyumanın getirisi olarak felakat bir baş ağrısıyla uyanmıştım.

Yanımda bir melek gibi huzurla yatan Jimin'i rahatsız etmemeye çalışarak yataktan kalkıp yavaş adımlarla odadan dışarı çıkmış mutfağa doğru ilerlemiştim.

Mutfağa girdiğimde Seokjin hyungu kahvaltı hazırlarken bulmuş olmak açıkçası beni şaşırtmamıştı. O her zaman erkenden kalkar, davası varsa onun üzerinden geçer sonra da güzel bir kahvaltı hazırlardı ve görüş açımdaki yemek masasının doluluğu ağzımın sulanmasını sağlamıştı.

- Günaydın hyung

- Günaydın Taehyungie demişti elindeki bıçağı bırakıp bana doğru dönerken

- Yardım edebileceğim bir şey var mı hyung

- Yok yok bitti zaten, her şey hazır. Sen neden erken uyandın, rahat uyuyamadın mı diye sormuştu dikkatle bana bakarken