ÇEMBER // TAEKOOK +18

|1. Bölüm|

Selamlar kısa bir not düşüp sizi ilk bölümle başbaşa bırakıyorum. Karakterler kısmında Yoongi ve Hoseok'un yaşlarını yanlış yazmışım 26 değil 27 yaşındalar.

Karakterler bölümünde düzenledim fakat görmeyenler için bölüm başına yazıyorum. Daha fazla uzatmadan bölüme geçiyorum keyifli okumalar 💜

-----------------------------

Uyku ve uyanıklık arasında gidip gelirken hissettiğim mide bulantısıyla hızla gözlerimi açmıştım. Hızlı bir şekilde yataktan çıkıp odanın içindeki banyoya koşup klozetin kapağını açmam ve öğürmeye başlamam aynı saniyelere tekabül ediyordu.

Yaklaşık 1 buçuk haftadır her sabah mide bulantısı ile uyanıyordum ve günün geri kalanı da midemdeki kasılmalar ve halsizlikle geçiyordu. Sırtımda hissettiğim el ve hemen arkasından kulaklarıma dolan endişeli ses ile yavaşça yerimde doğrulmuştum. Midem boş olduğu için kendimi zorlamaktan ileriye gitmiyordum ve bu beni daha fazla yoruyordu.

- Hey Taehyung sana diyorum, iyi misin? Bu sefer sesine biraz da sinir eklenmişti arkadaşımın cevap vermemem endişesini arttıyordu biliyordum.

- İyiyim Min, midem düzelmedi hala demiştim ve elimi yüzümü yıkamak için lavaboya doğru ilerlemiştim.

- Beni dinlemiyorsun Tae, sana kaç defa dedim doktora görünelim diye ciddi bir şey olabilir demişti endişeli çıkan ses tonuyla

- Minie bugün mezuniyetimiz var ona hazırlansak olmaz mı? Söz veriyorum yarın beraber gideriz, hm olur mu? Dediğimde Jimin bir süre bana bakmış ve sonra kafasını sallayarak konuşmaya başlamıştı

- Bir şartla kabul ederim bütün gün yanımdan ayrılmayacaksın ve yemek yiyeceksin dediğinde gülmeden edememiştim

- Minie biz zaten hiç ayrılmıyoruz ki dediğimde oda gülmüş ve beni sırtımdan ittirerek banyodan çıkartmış ardından adımlarımızı mutfağa doğru yönlendirmişti.

Hızlı bir şekilde kahvaltı hazırlayıp aynı hızla kahvaltımızı yapmaya başladığımızda tekrar Jimin'in sesini duymuştum.

- Tae hyunglarla konuştun mu? Mezuniyete gelecekler mi?

- Konuştum Minie geleceklerini söylediler ama birazdan tekrar arayacağım dediğimde yüzünde memnun olmuş bir gülümsemeyle kafasını sallayıp tekrar yemeğine odaklanmıştı.

**

Sessiz geçen kahvaltımızın ardından Jimin'in zoruyla mutfaktan dışarı çıkartılmış ve odama doğru ilerlemiştim. Jimin 1 buçuk haftadır evde hiçbir şeye elimi dahi sürdürmüyor yoğun olan programına rağmen her şeyi kendi yapıyordu.

1 buçuk hafta önce dışarıda yediğimiz yemekten sonra sürekli olarak midem bulanıyordu ve buna iştahsızlığım da eklenince Jimin'in endişesini gün be gün katlıyordu. Normalde de hassas bir bünyeye sahiptim ve iyileşmem hastalanmam kadar çabuk olmadığı için bu duruma artık alışmıştım ve bu yüzden çok da üstünde durmuyordum.

Seokjin hyungu aramak için masanın üstündeki telefonu almış ve numarasını çevirerek telefonu kulağıma götürmüştüm. Kısa bir sessizlikten sonra ahizeden hyungumun sesini duymamla neşeyle konuşmaya başlamıştım.

- Hey Taehyung günaydın

- Günaydın hyung nasılsın, Namjoon hyung nasıl

- İyiyiz Taehyungie sen nasılsın

- Bende iyiyim hyung. Şey için aramıştım akşam mezuniyete geleceksiniz değil mi? Dediğimde kulağıma dolan kısa bir hışırtı sesinden sonra Joon Hyungun sesini işitmiştim