Aniden Karşıma Çıkan Prensim

415 61 34
                                    

"Ee Beomgyu, söyleyecek misin artık şu bildiğin sırrımı? Neymiş acaba çok merak ettim."

Beomgyu oturduğu yerden etrafa ilgisiz bakışlar atıp tekrar Soobin'e baktı ve ona doğru eğildi.

"Peekala, Yeonjun'u aldattığını biliyorum."

Soobin birkaç saniye şaşkınca karşısındaki oğlana baktıktan sonra büyük bir kahkaha attı;
"Yeonjun'da gözünün olduğunun farkındaydım ama böyle bir iftira atmak cidden..-"

"Iftira felan atmıyorum! O oğlanı gözümün önünde öptün. "

Soobin'in aksine fazlasıyla ciddi duruyordu Beomgyu. Soobin ona dediklerini anlamamış bir şekilde bir kaç saniye dik dik baktı, ardından yüz ifadesi yavaşça değişti.

"Yoksa sen.., gizli gizli beni mi izliyordun? Katta hiçbir öğrenci görmediğime eminim."

"Bak Soobin, artık Yeonjun'dan hoşlanmıyorum. Ancak o arkadaşım ve aldatılmasına sessiz kalacak değilim, ve eğer bunu kendisi öğrenirse yıkılır. O yüzden aranız soğukken bu ilişkiyi bitirmeni istiyorum."

Soobin sinirle güldü
"Bak Gyu, Yeonjun'u seviyorum ve bu saçma tehditlerine ayıracak vaktim yok."

"Onu seviyorsun demek ha? Sevgili olmanız bile okuldaki öğrencilerin çoğunun sizi shiplemesi ile oldu, öncesinde birbirinizle ilgilenmiyordunuz bile. Dikkat ve ilgi çekmek için yapılmış bir birliktelik, yavaş yavaş da patlak vermeye başladı."

"Görünüşe göre bu birliktelikten memnun olmayanlar da ara bozma çalışmalarına başladı."
Soobin çantasını omzuna astı ve ayağa kalktı.

"Kaçarak can sıkıntını geçiremezsin Soobin, eninde sonunda birini seçmen gerekecek. Bu oyununu fazla sürdüremezsin."

Soobin bir süre Beomgyu'nun yüzüne baktı, bu çocuğun niyetini hiçbir zaman anlayamıyordu.

"İyi akşamlar, Beomgyu. "

"İyi akşamlar, Soobin."

Soobin arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı, buradan evine çok uzak değildi ama yakın da sayılmazdı. Eve kadar yürüyecekti, düşünceleri ile evde başbaşa kalmaktansa dışarda kalmayı tercih ederdi. Kulağına kulaklıklarını taktı ve sevdiği grubun onda sürekli dinleme isteği uyandıran şarkısını açtı.
(BTS-I Need U)

Adımlarken aklındaki sorular üzerine düşünüyordu;

Yeonjun'u cidden aldatmış mıydı?

Taehyun'a karşı bir şeyler hissediyor muydu? Gerçek bir şeyler..

Ve Beom Yeonjun'dan eskisi gibi hâlâ hoşlanıyor muydu, yoksa ortalığın karışmamasını mı istiyordu?

Tamam son soru onu pek alakadar etmiyordu ama merak işte. Neyse Taehyun üzerine düşündü.

Tatlı çocuk, tatlı bir gülümsemesi var, çok tatlı yemek yiyor ve onu uzaktan izlemesi çok tatlı.

İşte bu kadar. Onun hakkında bildiği ve düşündüğü şeyler bunlar, hakkında merak ettiği şeyler ise oldukça fazla. Ama Soobin, o bunları sormak için fazlasıyla çekiniyor.

Önceden böyle değildi, Taehyun ile tanıştığından beri sanki onunla bazı kişilik özelliklerini değiştirdiğini düşünüyordu. Ve bunu düşünmek nedense çok hoşuna gidiyordu. Yanaklarının kızardığını düşündü ve kendi kendine gülümsedi.

"Heey! Sana seslendiğimi duymuyor musun??"

Birden kulaklığının tekinin çekilmesi ve kulağına doğru bağrılması ile Soobin yerinden sıçradı.

"Oh, afedersin Bin. Korkuttum mu?"

Soobin şaşırmış bir halde elinde market poşeti taşısa bile üzerinde bir prens asilliği taşıyan hayallerinin erkeğ- ay yani Taehyun'a bakıyordu.

"Y-yok canım hiç korkutmadın.."

"Canın mı?" Tae sırıtarak Soobin'e bakıyordu.

Ödüm patladı oğlanın derdine bak "Lafın gelişi işte. Eee sen burada ne arıyorsun?"

Taehyun elindeki poşeti işaret etti. "Çikolata almaya çıkmıştım, biraz gezinmek için bu yoldan eve gideyim dedim. Bu yolda rast gelebileceğimizi bilseydim yolu sık sık kullanırdım"

Cümlesini bitirmiş sevimlice gülümserken Soobin onun gülüşüne odaklanmıştı, Yanaklarının kızardığını hissediyordu.

Taehyun ise kendisine bakan çocuğun yanaklarının hafiften kızardığını fark ettiğinde gülümsemesini bozmadan karşısındaki oğlana bir adım daha yaklaştı. Onu kendince test etmek istiyordu.

***


DRAMA | Taebin, BeomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin