Karanlık...
Koyu ve geceden daha korkunç...
O seni çağırıyor...
Gün geldiğinde ona gülerek gideceksin…🌹
Kafeyi açtığımda garsonlar çoktan gelmişti ve beni bekliyorlardı. Başıma gelenleri duymuşlardı ve ben geldikten sonra üzgün olduklarını söyleyip durmuşlardı. Bu kasabada geldiğimden günden beri fark ettiğim bir şey vardı. İnsanlar tuhaf olaylar sanki kendi suçlarıymış gibi üzgün olduklarını söylüyorlardı. Bu çok tuhaftı.
“Sen iyi misin?” diye sordu Aslı ve ona doğru döndüm.
Bir Türk olmasına rağmen akıcı bir İngilizce kullanıyordu. Bu garip kasabaya neden geldiğini bir türlü anlayamıyordum. Sonuçta pek popüler olduğu söylenemezdi. Türkiye yi biliyordum. Dört yıl önce orada yaşamıştık ama babamın yer değiştirme huyu yüzünden çok kalamamıştık. Öyle ki en uzun kaldığımız yer burasıydı. Babam her an bir yerden çıkacak ve gidiyoruz diyecek diye korkmuyor değildim. Ortaya çıkmasını istiyordum ama artık yeni bir yer görmek istemiyordum.
“Evet” diyerek gülümsedim ve mutfağa doğru gittim.
Judith, Jerry ve Ethan masaları temizlemekle uğraşırken Aslı toz almaya başladı. Her gün yaptığımız bir şeydi.
“Senden nefret ediyorum!” dedi Judith, jerry ‘ye.
Kaşlarım havalanırken çıkacak olan kavganın şiddetini hesaplamaya çalışıyordum. Judith, Aslı ve ben dışında diğerleriyle anlaşamıyordu. Ethan ve Jerry ‘e çoğu zaman ürkütücü bakışlar atıyordu. Onları öldürmek istediğine yemin edebilirdim. Boğazımdaki melek kanadı figürü olan kolyeyi tuttum ve onları izlemeye başladım.
“Ben sana bayılıyorum!” dedi Jerry ve ona iğrenen bir ifade ile baktı.
Ethan ve Jerry iki ay önce bize katılmışlardı. Judith ben geldiğimde buradaydı ve Aslı ‘yı burada çalışması için ben ikna etmiştim. Psikoloğumuz aynıydı. Onu evden çıkarabilmesi için benim yardımıma başvurmuştu Bayan Ross. Aynı yerde kaldığımızı biliyordu. Onu iyileştirmesi için önce evden çıkarması gerekiyordu. Bir ay her gün onun yanına uğradıktan sonra onu ikna edebilmiştim. Neden yaptığımı hala sorguluyorum.
“Safkan değil misiniz? Kendinizin mükemmel olduğuna öyle bir inanmışsınız ki hatalı olduğunuza inanmak istemiyorsunuz!” diyen Judith ayağını yere vurdu.
Birazdan elektrik saçmaya başlayacak diye korkuyordum. Bu kasabanın garip bir yer olduğunu söylerken yalan söylemiyordum. Juditle ilk tanıştığımda vücudumda gezen elektrik beni kendimden geçirmişti. Şimdi ne zaman o yanıma gelse bir akım vücudumda dolaşıyordu. Onun da insan olmadığına emindim. Sadece bunu ona sormamıştım. Bana bir zararı yoktu ve ben kendi tuhaflığımdan başka bir şey istemiyordum. Karmaşık olan yaşantımın daha karmaşık olması için uğraşmayacaktım.
Judith normal insanlara göre orta boydaydı. Siyah saçlarının arasına attığı kırmızılar onun tuhaf görünmesine neden olmuştu. Tabi burnundaki halka da buna yardım ediyordu.
“Senin kendine bak melez!” diyen Jerry elindeki sandalyeyi yere indirdi.
Sarı saçları kısa kesim olan Jerry uzun boyluydu. Sıska bir vücuda sahip değildi. Her gün spor yaptığını belli eden bir bedeni vardı. Lisedeki kızların çoğu zaman buraya onları görmeye geldiğine yemin edebilirdim.
“Bende onu diyorum! Beni rahat bırakmaya ne dersin?” dediğinde kaşlarımı çattım. Judith neyden bahsediyordu?
Aslı elindeki bezle yanıma gelirken Ethan ‘a baktı. “Onu durduracak mısın?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Kanatlar
Fantasy"Gecenin sırrını ifşa ettin!" Her gece ortadan kaybolan insanların arkasında bıraktıkları tek şey bu nottu. Şehrin güneyindeki küçük bir kasaba büyük bir sırrın ev sahipliğini yapıyordu. İnsanlar her gece kayboluyor ya da ölü bulunuyordu. Hiç kimse...