Yataktan kalkmamda odama vuran güneş ışığı ve alarmın sesi etkili olmuştu.
En sevdiğim melodi olmasına rağmen uykumu berbat bir şekilde böldüğü için melodiden nefret ettim.
Yataktan kalkmak istemiyordum. Yatağım sıcacık ve yumuşacıktı. "Tatlım kahvaltı neredeyse hazır," dedi annem. "Hadi üstünü değiştir, kahvaltıya gel."
"Geliyorum," dedim hafif bir gülümsemeyle. Yataktan kalkarak aynaya baktım. Çok uyumak bana hiç yaramıyordu. Gözlerim şişmişti ve bugün okulun ilk günü olacaktı. Bu halde okula gitmem beni herkese rezil etmeye yeterdi.
"Bugün okula gitmiyorum." Annem bana dik dik bakmaya başladı."Ne bakıyorsun?" diye sordum. "Rezil mi olayım yani? Halime baksana. Bir daha erken yatmayacağım." Dün çok yorgun olduğum için uyumuştum, neden böyle olmuştu ki?
"Daha okulunun ilk günü. Ay Cansu hiç seninle uğraşamayacağım," diye bağırdı annem. "İn aşağı spor yap belki iyi gelir. Ne yapıyorsan yap ama bugün o okula gidilecek!"
Aslında spor yapmak fena fikir değildi. Hemen ayağa kalktım ve "Tamam," diyerek banyoya girdim.
Elimi yüzümü yıkadım, soğuk su iyi gelmişti. Odama dönerek bodrum kata indim. Spor salonuna girdim. Bir spor salonumuz vardı ve burası tamamıyla babamın zevki ile dekor edilmişti. Babamın zevkiyle bizim zevkimiz genelde uyuşuyordu.
Spor salonunun girişindeki dolabı açtım, spor için aldığım eşofman takımımı askıdan aldım. Kabine girdim. Ustumu degistirdim ve yaklasik yarim saat spor yaptim. Normalde 1 saat hatta 2 saat yapardim ama okula gec kalabilirdim.
Spor kiyafetlerimden kurtuldum. Cok terlemistim. Odama ciktigimda saat 6:30'du. Hemen dusa girdim. İlik bir dus beni cok rahatlatti.
Bu arada kahvalti isini de coktan unutmustum. Annem yaklasik bir saat once neredeyse hazir oldugunu soylemisti.
Hemen saclarimi kuruttum, taradim ve dogal gorunmesi icin sacima sekillendirici surdum. Okul kiyafetlerimi giydim ve hemen kahvaltiya gittim.
Annemi ve babami optum. Kahvaltilarini bitirmek uzerelerdi. Beni beklememekte haklilardi. Cok oyalaniyordum ve bu halimi bende sevmiyordum.
"Kusura bakmayin canlar. Spor salonuna indim. Bu arada anne tavsiyen icin cok sagol spor cok iyi geldi." Tum ictenligimle anne ve babama gulumsedikten sonra kahvaltiya oturdum. Onlar da bana gulumsemislerdi.
Huzurlu ve sohbetli bir kahvalti yaptik.
"Ellerinize saglik ben okula gidiyorum opuyorum."
" Afiyet olsun tatlim. Yeni okulunda hayirli olur insallah. Ha bu aradaa, okuldan dondugunde herseyi bir bir anlatacakssin yeni okulunla ilgili. Kizimla ne zamandir sohbet etmiyorum bunun telafisini yapmaliyim." dedi ve guldu babam.
" Yapariz babam sohbetin alasini yapariz. Hadi gec kaliyorum optum."
"Bizde optuk." dediler ve gulumsediler.
Bende cantami alip ciktim.
Eski okudugum okulda ahlak acisindan bozuk ogrenciler vardi. Bu normal bir seydi her okulda boyleleri vardi. Ama annemle babam benim de etkilenip degisecegimden endiselenmislerdi ve merkeze yakin, daha guvenli, daha iyi, daha luks bir okula yazdirdilar. Aman, sanki bu okulda oyleleri olmayacakti. Babamlarin yazdirdigi okul Doga Koleji'ydi ve annemle babamin anlattigina gore hep varlikli ogrenciler o okuldaymis.
Benim icin varlikli olmalarinin hicbir onemi yok. Biz ne kadar zengin olsakta bunu dile getirmeyi hic sevmem. Benim icin onemli olan insanlarin kalitesi. Bu "Kalite" kelimesini de pahali anlaminda degil, karakter anlaminda ifade etmek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRET
Teen Fiction"Yıllarca var olduğunu bilmediği bir abisi var." "Yalnız." "Güçlü ama zayıf." "İnatçı." "Güzel." "O Cansu." "Ve masum bir kızın acılarının hikayesi." "Ve masum bir kızın acılarına direndiğinin hikayesi." " O NEFRET "