Selam! :)) Görüşmeyeli iyisinizdir inşallah. :)) Yeni bölümle sizlerleyim. Herkese keyifli okumalar!
Bu arada "Hikaye Devam Etmeli Mi?" bölümündeki yorumlar azdı. Ama yine de yazdım. Devam etmek istiyorum. Destek çıkan herkese teşekkür ederim. :))
Multimedia; Kuzey.
Mesajı kaç defa okuduğumu bilmiyordum ama ezberlemiştim resmen. Yine düşüncelere dalmıştım. Kısa bir süre sonra başım ağrımaya başladı. Kafamın içinde karmakarışık sorular dönüp dururken başımın ağrısının daha da şiddetlendiğini hissettim. Mira içinde bulunduğum durumdan habersiz arabayı sürmeye devam ediyordu.
Telefonumun tuş kilidi kapanmıştı. Titreyen ellerimle telefonu bacağımın üzerine koydum. Ağrı mümkünmüş gibi biraz daha şiddetlenince çaresiz elimi başıma götürüp gözlerimi yumdum. Mira fark etmiş olacak ki "Seni zorlamayacağım ama yine de soruyorum. Bir şey mi oldu? Neden böylesin?" dedi. Cevap vermeye mecalim yoktu. Belki de şok geçiriyordum, olabilirdi değil mi?
Derin bir nefes alarak başımı araba koltuğuna yasladım ve gözlerimi yumdum. Belki de şuan ihtiyacım olan uykuydu. Yorgun hissediyordum. Hem bedenim yorgundu hem de ruhum.
Kısa sürelik bir uyku bana hiç iyi gelmiyordu. Yarı uykuda yarı uyanıkmışım gibi oluyordum ama şuan tek çarem buydu.
"Geldik," dedi arabayı durdurmadan önce. Daha uykuya bile dalamamıştım ki ben. Yavaşça telefonumu ve çantamı alarak aşağı indim. Hava güneşliydi. Hava bir nebze olsun beni rahatlatırken Mira da inerek bagajı açtı. Adım atmaya hali olmayan bacaklarımı zar zor hareket ettiriyordum. Bagajdan bavulları alıp eve ilerlerken Mira da kapıyı kilitledi ve bana yetişti. "İstersen sen bugün güzelce uyu. Ya da sinemaya falan gidebiliriz. Her ne olduysa kafa dağıtman için söylüyorum," dedi kapıyı açarken. Şuan hiçbir şey yapmak istemiyordum. "Şuan uyumak istiyorum Mira," dedim titrek çıkan sesimle. Kafasını sallayıp kapıyı açtığında bavulları iterek kapının yanına koydum ve içeri geçtim. Mira da kapıyı kapattı.
Bavulları kaldığım odaya çıkarmama yardım etti. "Teşekkür ederim," diyerek bavulları dolabın yanına koydum. Gülümseyerek kendi odasına geçince ben de kapıyı kapatıp üzerime daha rahat bir şeyler giyinmek için bavulu karıştırdım. Eşofman takımını çekip aldım ve giyindikten sonra bavulu toplayıp kendimi yatağa attım.
Aklıma gelen fikirle telefonumu hızla elime aldım. Şuan o mesajı atan kişinin gizli numaradan atmamış olmasını diliyordum. Bir numara çıkması için resmen dua ediyordum. Kalbimin artışı hızlanırken mesajı bir daha okuyup gönderen kısmına baktığımda yataktan hızla doğruldum. Numara vardı! Resmen sevinmiştim. Kalp ritmimin daha da hızlanmasına aldırmamaya çalışarak numarayı aradım. Umutla birinin çıkmasını beklerken duymaktan korktuğum seslerden birini duydum.
"Aradığınız numara kullanılmamaktadır."
Gerçekten ruh halim kötüydü. Hızla çarpan kalbim birden durmuştu sanki. Telefonu yatağa fırlatmamla ellerimi saçıma geçirmem bir olmuştu. Odanın içinde dönüp duruyordum. Kendimi yatağa attığımda yorgun olduğumun bir kez daha farkına varmıştım. Uyku. Belki de en iyi ilaç o olurdu şuan bana.
***
Güneşin ışığı odayı doldurmuştu. Yavaşça yataktan doğrulup cama doğru yürüdüm. Hava çok güzeldi. Güneş "Ben buradayım," diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRET
Ficção Adolescente"Yıllarca var olduğunu bilmediği bir abisi var." "Yalnız." "Güçlü ama zayıf." "İnatçı." "Güzel." "O Cansu." "Ve masum bir kızın acılarının hikayesi." "Ve masum bir kızın acılarına direndiğinin hikayesi." " O NEFRET "