"Sakın bir daha yaramazlık yapma, ufaklık."
Önüme döndüm ve bir çocuk gibi koltuğa sinerek kollarımı göğsümde birleştirdim. Tıpkı 1. sınıf çocuklarının çiçek olması gibi.
Belaya bulaşmıştım belki de. Ayaz beni nereye götürüyordu acaba ? Aslında evi tarif edip oraya gitmeyip te Miralara gidebilirdim. O da yutardı ya zaten.
Hiç konuşmuyordu. Bir süre sessizlik hakim oldu.
Şuan hiç tanımadığım birinin arabasında, hiç bilmediğim bir yere gidiyorduk. Bu yolları hiç tanımıyordum.
Saatin kaç olduğunu öğrenmek için cebimden telefonumu çıkarttım. Annemden, babamdan birsürü cevapsız arama vardı. Sessize aldığımdan duymamıştım.
Zaten duysam da açacak mıydım? Hayır.
Annemden mesaj gelmişti. "Kızım biz sana söyleyemezdik. Bir gün illa ki öğrenecektin zaten. Lütfen, neredeysen eve gel. Seni çok merak ediyoruz." Umurumda değildi.
Sinirle telefonun tuş kilidini kapatıp cebime koydum ve gözlerimi kapattım. Tamamen koltuğa yaslanmıştım ve çok rahattım. Fakat içimde bir tereddüt vardı. Herneyse.
"Uyuyor musun?" dedi Ayaz.
"Hayır."
"İyi."
"İyi."
"Noldu, telefonuna bakınca bir sinirlendin?"
"Sanane!"
"Cansu beni sinirlendirme." Sesinde uyarı vardı.
"Susar mısın, uyuyacağım."
"Şimdi mi?" Şaşırmış gibiydi. Niye ki?
"Evet. Bir sorun mu var?"
"Bir sorun yok. Ama hiç tanımadığın birinin yanında rahat uyuyabilir misin?"
"Ayaz." dedim bıkkın bir sesle. "Sus artık. Tabii ki rahatım."
"Ne?" derken şaşırdığı sesinden açık ve net bir şekilde anlaşılıyordu.
"Çünkü bana bir şey yapamazsın. Kimse yapamaz. Hatta biliyor musun? Bana zarar vermek istediklerinde ne yapar eder o parmakları tek tek kırar eline veririm. Yoksa sen bana bir şey yapabileceğini mi sanıyorsun?" dedim küçümseyici bir sesle. Ama karşımdaki meşhur çete başı dediklerindendi. Küçümseme eylemini onun üzerinde gerçekleştirmek yangına körükle gitmek gibi bir şey olurdu.
"Bilmem."
"Gerizekalı odun." diye fısıldadım. Alayla güldü. Bir tepki vermemişti.
"Bilmiş ufaklık."
"Bana ufaklık demeyi kes!"
"Sus artık dikkatimi dağıtıyorsun, ufaklık." Sinirle koluna bir tane vurdum.
"Sen, az önce bana mı vurdun?" dedi dişlerinin arasından. Ah, sinirlenmişti. Sınırlarımı aştığımın farkındaydım ama bir abimin olduğu gerçeği sürekli kafamda dönüp duruyordu ve hareketlerimi, düşüncelerimi etkiliyordu.
"Evet." Arabayı durdurdu ve irkilmemi sağlayacak şekilde bağırdı. "İn!" Ona anlamayarak baktım. "İn arabadan! Beni çok sinir ediyorsun. Elimden bir kaza çıkmadan in!" dediğinde gülümsedim. "Memnuniyetle." diyerek indim. En azından hiç tanımadığım birinin beni hiç bilmediğim yerlere götürmesine engel olmuştum.
Gaza basıp gitti. Harika, şimdi ne yapacağım? Bu saatte taksiye binilmezdi. Zaten hiç taksi bulacağımı da sanmıyordum.
Hava temiz, yollar sakindi. Arada 2-3 araba geçiyordu sadece. Aslında biraz yürüseydim iyi gelirdi belki, sonra başımın çaresine bakardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRET
Ficção Adolescente"Yıllarca var olduğunu bilmediği bir abisi var." "Yalnız." "Güçlü ama zayıf." "İnatçı." "Güzel." "O Cansu." "Ve masum bir kızın acılarının hikayesi." "Ve masum bir kızın acılarına direndiğinin hikayesi." " O NEFRET "