Bunu farkettim az önce. Asıl heyecan parmak izlerini temizlemekte, kayıt silmekte değilmiş. Asıl olan şey polisle baş etmekmiş.
-"Şimdi beni dinle. En son ne zaman konuşmuştunuz?"
-"Dün akşam"
-"Sıradan bir konuşmaydı değil mi?"
-"Evet. Bir az atışmıştık ama"
-"Cinayete kadar sürüklenecek büyük bir şey değildir umarım" dedim.
-"Hayır"
-"Kafeyle ilgili herhangi bir şey konuşmuşmuydunuz?"
-"Hayır"
-"Bak şimdi. Dün sen bir arkadaşının hasta olduğunu ve onu görmeye gideceğini Peline söyledin ve kafeyi açmayacağını dedin. Anladığım kadarıyla kafe senin"
Kafasını evet anlamında salladı.
-"Bu gün de onunla hiç konuşmadın. Mesaj ve aramalarına cevap vermedi. Sen de işi olduğunu ve ya şarjının bittiğini düşünüp pek araştırmadın. Bu kadar basit" dedim. Sonra Hazarın telefonunu alıp numaramı kaydettim ve kendimi çaldırdım. Kendimde de numarayı kaydettim.
-"Sorgudan çıktıktan sonra mutlaka beni ara"dedim. Kafasını sallayıp evden çıktı.10 dakika sonra kapı çalınca şaşırdım. Eve polis mi geldi diye korktum. Ama gerçekten saçmalamıştım. Kalkıp kapıyı açtığımda elinde ilaçlarla Hazar beni karşıladı. Beni düşünmüş ve ilaçlarımı gitmeden önce almıştı. Teşekkür ettim ve gitti. Ben de ilaçlarımı aldım.
Neredeyse 40 dakika evin içinde döndüm dolaştım. Sonunda telefonum çaldı Arayan Hazardı.
-"Alo"
-"Sadem"
-"Ne oldu? Çıktın mı sorgudan?"
-"Ben çıktım. Ama seni de görmek istiyorlar. Arkadaşımın hasta olduğunu söyleyince kim olduğunu sordular. Ben de mecburen senin ismini verdim. Senin de ifadeni almak istiyorlar" dedi.
-"Anladım. Hangi karakol?" Adresi söyledi.
-"Peki. Geliyorum" dedim. Kalkıp üzerime çeki düzen verdim. Çantamı ve telefonumu da alıp evden çıktım.Karakolun önüne vardığımda Hazar beni bekliyordu. Onun bu haline içim acıyordu. Ne kadar da zordu değil mi? İstemeden öldürdüğün sevdiğin kadın meğersem seni korumaya çalışıyormuş. Az önceyse onun sorgusundan elini kolunu sallayarak çıkıyorsun. Acı verici.
-"Nasıl gitti sorgu?"
-"Şüphelenmediler hiç. Senin gönderdiğin mesajlar daha da inandırıcı olmuştu. Tek sorun seni çağırmalarıydı"
-"Halledeceğim ben. Sana benim hakkımda soru sordular mı?"
-"Hayır. Sadece adını ve soyadını sordular. Zaten hakkında başka bir şey bilmiyorum"
-"Tamam" dedim ve karakola girecektim ki
-"Sadem, bak şimdi geri dön bu yoldan. Ben istemiyorum kurtulmak falan. Bu acıyla yaşayamam zaten. Kimsem yok ki. Neden dışarıda kalayım." Dedi.
-"Hazar..."
-"Sen kimsin? Neden geldin ve hayatımın kararlarını sen veriyorsun?"
-"Hazar yeter. Senin suçsuz olduğunu, o kızı gerçekten sevdiğini gördüm. Hapiste çürümene izin veremezdim. Ben tüm bu olayı gördüm ve artık bu olayın içindeyim. Geriye ne ben ne de sen adım atamayız. Unutma. Biz bir savaşdayız. Bir birimizle kavga ederek kaybedemeyiz bu savaşı. Mermilerimize bir birimize değil, karşımıza atmalıyız"dedim ve karakola girdim. Adımı soyadımı söylediğimde beni sorgu odasına aldılar.Benim en iyi özelliğim soğukkanlı görüne bilmektir. İçimde fırtınalar kopuyor ve asla soğukkanlı biri değilim. Ama gerektiğinde yapa biliyorum.
-"İyi günler. Ben polis Mehmet Özdemir."
-"İyi günler. Ben de Sadem Yücel. Genel Cerrahiye uzmanıyım"
-"Tanıştığıma memnun oldum, doktor hanım. Bildiğiniz üzere Pelin Ayrıç'a neredeyse 3 saatdir ulaşılamıyor. Bunun için sorguya almak istedik sizi."
-"Tabi buyrun"
-"Öncelikle şunu sormak istiyorum. Pelin hanımla ne ilginiz var?"
-"Bildiğiniz gibi Pelin Ayrıç ve sevgilisi Hazar Erdem ile Hazarın kafesinde sahne alıyorlar. Bu kafe benim çok sevdiğim kafedir. Bu yüzden çok sık geliyordum buraya. O yüzden Pelin ve Hazarla 1 yıl önce tanışma fırsatım oldu. Pelinle çok yakın olmadık. Ama Hazarla çok yakın arkadaş olduk"
Evet. Harika arkadaşız. Bu gün onu sevgilisinin cesedinin önünde şarkı söylerken buldum.
-"1 yıl boyunca arkadaşlığımız devam etti. Ben 2 gün önce hasta olduğumu öğrendim. Hatta rapor burada" deyip çantamdaki hastane raporunu çıkardım. İnceledikten sonra
-"Geçmiş olsun" dedi.
-"Teşekkür ederim. Hazar durumumun ciddi olduğunu öğrenince bu gün gelip beni görmek istedi. Pelin sahneye tek çıkamayacağı için de kafeyi açmama kararı aldılar. Sabah 10 gibi benim evime geldi. Bir kaç saat sonra biz oturup konuşurken Peline ulaşamadığını söyledi. Ben de "Şarjı falan bitmiştir ve ya işi vardır" dedim. Az önce de siz Hazarı ararken hala bizdeydi. Şimdi de buradayız işte"
-"Anladım, Sadem hanım. Peki Hazar beyle aranızda bir ilişki var mıydı?"
-"Asla. Hazar Pelini çok seviyor. Benim de bir sevgilim vardı zaten. Biz sadece çok yakın iki arkadaşdık."
-"Vardı derken?"
-"Daha bu sabah ayrıldık"
-"Sebep neydi?" Bunu da mı soruyorlardı ki?
-"Hastalığım"
-"Peki. Buraya imzanızı attıktan sonra gide bilirsiniz. Her hangi gelişme olduğu zaman haber vereceğiz"
İmzamı atıp teşekkür ettim ve karakoldan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz
AdventureBu hikayede her şey sonsuzdu. Acılar da, mutluluklar da, gözyaşları da, gülümsemeler de, hayal kırıklıkları da. Sonsuz kavramını hayal edemiyorduk belki de. Ama iliklerimize kadar yaşıyorduk. Sonsuzluğun içinde kaybolup gidiyorduk. Sonsuz bir umutla...