Şuraya küçük bir yazar notu bırakarak sizi bölümle baş başa bırakacağım. Öncelikle beklettiğim için özür dilerim fakat birkaç sorunum olduğu için buraya çok giremedim girsem bile yazıp yazmama konusunda sürekli düşündüm. Aradan zaman geçtiği için ne yapacağımı biraz unutmuş olabilirim fakat bölüm yazdıkça tekrar hatırlayacağımı düşünüyorum. Bu yıl tekrardan üniversite sınavına hazırlanacağım o yüzden bölümler biraz geç gelebilir fakat çok aksatmamaya çalışacağım. Umarım anlayışla karşılaşırsınız. İyi okumalar ❀
"Jeon Jungkook." Defalarca kez aynı ortamda bu isim ve bu ses yankılandıkça yatağın üstünde ki beden rahatsızca kıpırdandı. Kuvvetli ses aynı ortam da tekrar yankılanınca Jungkook hışımla gözlerini aralayarak kalktı. Derin nefesler içerisinde korkuyla etrafına bakındı. Duyduğu sesler ve gördüğü rüya yüzünden rahatsız hissediyordu ve odasında kendisi hariç başka birisinin varlığını hissediyordu fakat anında kaybolan o hisle bir süre boş boş etrafa bakınmıştı. Boğazının kuruduğunu hissediyordu ve kesinlikle bir bardak suya ihtiyacı vardı.
Ayaklarını yavaşça yataktan sarkıttı ve vücudunu yumuşak yatağından ayırdı. Birkaç adım atmıştı ki ayağına değen kağıt parçasıyla geriye gitmişti. Korkuyla gözlerini kısarak yere baktı. Küçük kağıt parçasıyla bir süre bakıştıktan sonra eğilerek eline aldı. İnce kağıt sanki elinden uçup gidecek kadar küçüktü ve üstünde ki italik yazı değişik bir kalemle yazılmış gibiydi. Parmaklarını yavaşça yazının üstünde dolaştırdı ve kısık ses tonuyla okudu.
"Sence de bir şeytana güvenmek normal mi?"
Jungkook derin bir nefes vererek elinde ki kağıdı geriye fırlattı. Gördüğü rüya onu yeterince rahatsız etmişti ve bu kağıt parçası da onu rahatsız etmekten geri kalmamıştı. Kapıyı açmak için elini atmıştı ki kulptan sarkan kağıdı görünce kaşlarını çattı. Bu saçma sapan kağıtlar da neydi şimdi?
Kağıdı eline alarak tekrar okudu.
"Bir şeytana güvenmen senin hatan. Bedeline katlanmak zorundasın. Aciz bir insandan farkın yok. ACİZ."
Jungkook sinirle kağıdı parçalayarak yere dökülmesini sağladı. Aynı sinirle kapıyı açtı ve küçük koridorda yürüyerek mutfağa ilerledi. Tezgahın üstünde ki bardağı aldı ve altında ki küçük kağıda gözü çarptı.
"Gerçekten kim benimle oyun oynuyorsa komik değil. Kes şunu." Sinirle konuştu ve hemen ardından kağıdı okudu.
"İnsanlar her zaman hata yapar Jungkook. Sence de eski hayatına dönmenin vakti gelmedi mi?"
Jungkook sinirle gülerek suyu doldurdu ve tek dikişte içti. Karmakarışık duygular içerisindeydi ve bu saçma kağıtlar ise onun sinirini bozmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu. Arkasından gelen tıkırtıyla hızlıca oraya döndü. Siyah saçlı genci görmesiyle kısaca ona baktı. Taehyung gencin huzursuz bakışlarını fark etti ve ona yavaşça ilerledi.
"Sen iyi misin?" Jungkook kendisine yöneltilen soruyla bakışlarını karşısındakiyle birleştirdi.
"İyiyim sadece bu kağıtl-" Jungkook arkasını dönerek tezgahın üstünde ki kağıdı göremeyince derin bir nefes verdi. Kesinlikle birisi ona oyun oynuyordu.
"Sanırım gidip uyumalısın iyi görünmüyorsun." Taehyung birkaç adım geriye giderek vücudunu duvara yasladı. Dışarıdan vuran ay ışığı gencin yüz hatlarını belli ediyordu.
"Öyle yapacağım ama sen iyi misin? Çünkü gözlerin." Jungkook gözlerini kısarak kırmızılığa bürünmüş gözlere baktı. Taehyung hızlıca elini gözünün önüne götürdü.
"Şey ben üzgünüm bu aralar kontrol edemiyorum." Taehyung hızlıca mutfaktan çıktı ve gözden kayboldu. Jungkook da giden bedenin arkasından ilerledi ve odasına doğru gitti. Kesinlikle tekrar uyumalıydı. Hızlıca yatağına koşturuyordu ki ayağının takılmasıyla yere düşmesi bir olmuştu.
Derin nefesler içerisinde ayağa kalktı ve etrafa kısaca baktı. Ne yani gördüğü şeyler bir rüya mıydı? Nefesini düzene sokarak açık camdan gökyüzüne baktı ve parlayan ayı yavaşça izledi. 1 hafta da hayatının hızlıca değişmesi ona çok garip geliyordu ama bir yandan da çok değişik duygular hissediyordu. İstediği tek şey mutlu olmaktı ve bu da yavaşça oluyor gibi hissediyordu.
Boğazının acımasıyla susadığını fark etti ve yavaşça yataktan kalktı. Birkaç adım atmasıyla ayağına değen kağıtla irkildi. Rüyasında gördüğü şeyler şimdi gerçek miydi? Yoksa tesadüf müydü? Jungkook anlamlandıramadığı bir şekilde kağıda garip garip baktı. Eğilerek yer de ki kağıdı alarak okudu. Rüyasında gördüğü yazıyı tekrar görüyordu. Defalarca kez okudu ve eli titreyerek kağıdı bıraktı. Kağıt yavaşça süzülerek karanlığa doğru karıştı. Jungkook ise ellerinin titremesini durdurmaya çalışıyordu.
İliklerine kadar titremişti ve bunu durduramamıştı. Rüyasında gördüğü şeyleri birebir yaşamasıyla iyice gerilmişti. Şimdi mutfak da boş bakışlarıyla etrafa bakıyordu. Tek eksik Taehyung karşısında değildi ve Jungkook gerginlikle ellerini ovuşturuyordu.
Gözlerinin kararmasıyla Jungkook hızlıca tezgaha tutundu ve tek eliyle kafasını tuttu. Başının içinde iğrenç bir acı hissetmesiyle kasılarak eğildi. Acının bir an da geçmesiyle gözlerini hızlıca araladı ve eğildiği yerden kalktı. Olduğu ortamın değişikliğiyle gözlerini şaşkınlıkla araladı. Gerçekten ne olduğunu anlamıyordu ve Jungkook biraz sonra kafayı sıyıracağını hissediyordu. Geçen gece rüyasında gördüğü mahzen gibi yerdeydi. Yer de ki kan lekelerini görmesiyle etrafa hızlıca bakındı.
Karanlık kısım da zincirle bağlanmış birisi vardı ve kırmızı gözleri karanlık olmasına rağmen parlıyordu.
"Jeon Jungkook sence de bir şeytana güvenmen aptallık değil mi? Canın çok yanacak ve günden güne başında ki o şeytan yaşam enerjini emerek senden beslenecek." Pürüzlü ses tonu Jungkook'a tıslayarak konuşmuştu. Pekala Jungkook burada ne döndüğünü şuan hiç anlamıyordu. Tam cevap vermek için dudaklarını aralamıştı ki demirliklerin ardından gelen seslerle hızlıca susmuştu. Şuan sadece rüyadaysa uyanmak istiyordu. Gözlerini sıkıca kapatarak kendisini sıktı.
"Uyan Jungkook. Uyanman gerek." Parmaklarını sıkıca yumruk yaparak avuç içine batırdı.
"Jungkook iyi misin?" Taehyung kendisine boş gözlerle bakan bedeni kendisine gelmesi için salladı. Jungkook irkilerek hızlıca etrafına baktı. Odasında olduğunu fark edince derin bir nefes verdi ve yatağında oturan bedene hızlıca baktı. Taehyung kendisine dönen bakışlara bir süre anlamsızca baktı. Fakat ağlayan gençle kendisine geldi ve hızlıca omuzlarından tuttu.
"Jungkook bana bak. Ne oldu? Birisi canını mı sıktı?" Taehyung hala ağlayan gence bakıyor ondan cevap bekliyordu. Jungkook derin nefesleri arasından konuşmaya çalıştı.
"İyi değilim." Göz yaşları yanaklarından damlamaya devam ederken kafasını eğdi. Taehyung gencin çenesinden tutarak gözlerini birleştirdi.
"İyi olmadığını görebiliyorum. Ne olduğunu bana söyle ve beraber çözelim?" Jungkook gözlerini kaçırarak etrafa bakındı.
"Birazdan yapacağım şeyden dolayı üzgünüm ama gerçek olup olmadığını anlamam lazım." Jungkook bakışlarını tekrardan birleştirdi.
"Neyi yapac-" Taehyung dudağının üstünde ki baskıyla gözlerini kocaman açtı ve gencin omuzlarında ki elleri istemsizce kasıldı. Jungkook kapalı gözlerini aralayarak karşısında ki gencin yüzüne baktı ve geriye çekildi.
"Üzgünüm böyle iğrenç bir şeyi sana yaşatm-" Taehyung kendi lafının az önce kesildiği gibi bu sefer Jungkook'un lafını kesmişti. Gencin ensesinden tutarak kendisine çekmiş ve kocaman bir öpücüğün içine sürüklemişti.
~°~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Immoral ⌜TaeKook⌟
ФанфикJungkook küçük bir istek de bulundu başına bela olacak şeytandan habersiz.