⌜6⌟

2.6K 265 98
                                    

Yoongi çok fenasın deliriyorum sana xhdkxhshd

Jungkook için sessiz sakin geçen bir cumartesi günü olmuştu. Akşama kadar ev de zaman geçirmiş şimdi ise barda ki yarı zamanlı işinden çıkacak eve gidecekti. Tüm gün boyunca Taehyung'u 1 kere bile görmemişti. Sonuçta cehenneme gideceğini söylemişti. Jungkook umuyordu ki cehennemin dibine inerdi ve bir daha gelmezdi. Siyah saçlı sinirlerini bozuyordu. Sürekli ondan bir şeyler saklıyor söylememek için ortamdan kaçıyordu. İmkanı olsa eve almazdı ama onun bir şeytan olduğunu unutmuyordu.

Derin bir nefes vererek etrafa kısaca baktı. Saat 12'de işten çıkma saatiydi. 6 saat için aldığı para ona yeterli geliyordu. Omzuna dokunan elle kafasını yana çevirdi.

"Bundan sonrası sen de Baek." Kapağın altından hızlıca geçerek kıyafetini değiştirmek için küçük odaya doğru ilerledi. Altına giydiği siyah deri pantalondan bir an önce kurtulmak istiyordu. Deri pantalon üstüne yapışıyor bütün hatlarını belli ediyordu. Bu ise Jungkook için tam olarak cehennemdi. Üstünde ki gömlekten kurtulup beyaz tişörtünü kafasından geçirdi. Giydiği siyah pantolonunun düğmesini ilikledi. Ayağına geçirdiği siyah botlarının iplerini bağladı ve küçük odadan çıktı.

Şimdiden kalabalık olan ortama kısaca göz atıp çıkışa doğru ilerledi. Yolunun üstünde açık market bulursa eğer kesinlikle birkaç tane soğuk içecek alacaktı.

O sırada Taehyung dünyaya inmiş yakın arkadaşıyla sohbet ediyordu.

"İyi olacağına emin misin?"

"Gören de zannedecek bana aşıksın. Her şeyi hallettikten sonra iyi olacağım merak etme."

"Ne demezsin aşkımdan ölüyorum." Taehyung gülerek arkadaşının omzuna ufak bir yumruk attı.

"Bu arada senin nasıl gidiyor?"

"Sadece birisini korumak için buradayım. Fakat dıştan görsen bunun neresini koruyacaksın diye sorarsın."

"Nasıl birisi anlatsana. Belki sen de benim gibi burada aşkını bulursun ne dersin?" Namjoon kıkırdayarak ona göz kırptı. Taehyung bu zamana kadar birçok insanla beraber olmuştu. Jungkook da onun için diğer insanlar gibi sıradandı.

"Aşkımı bulacağımı zannetmiyorum. Sadece lise sona giden küçük bir çocuk. Ama garip bir hisle onu korumak istiyorum." Taehyung etrafına bakarak kısaca söylenmişti. Burada kimseye aşık olmamıştı. Hem aşk duygusunu bilmezdi.

"Abayı yaktım desene." Namjoon ona dil çıkararak geriye adımladı.

"Öyle bir şey yok." Taehyung sinirle kollarını doladı ve Namjoon'a baktı. Ortamı melodik bir ses doldurunca Namjoon'un gülerek telefon ekranına baktığını fark etti.

"Sen kendi haline bak. Aşkından kafayı yiyeceksin."

"Küçük bebeğim arıyor şimdi gitmeliyim daha sonra konuşuruz." Namjoon ona el sallayarak ortamdan hızlıca kaybolmuştu. Taehyung ise arkadaşının bu aptal hallerine gülmekle kaldı. İçine bir sıkıntının düşmesiyle derin bir nefes verdi. Bu da neyin nesiydi şimdi?

Şuan ki olduğu durum ve hissettiği şeyler çok garipti. Daha önce böyle bir duygu içerisine girmemişti. Bir an önce Jungkook'un yanına gitmeliydi. Hızlı adımlarla birkaç sokak ilerisinde ki Jungkook'un evine vardı. Kapıyı çalarak beklemeye başladı. Evin içerisinde hiçbir şekilde yaşam belirtisi yoktu. Taehyung elini kapıya koyarak odaklandı. Birkaç gücü vardı ve bunları şuan kullanmanın sırasıydı.

Evin içerisinde ki sese odaklanarak dinlemeye başladı. Derin nefeslerin alıp verişini duymasıyla içeride birisinin olduğunu anladı. Peki bu lanet kapı neden ona açılmıyordu.

"Jungkook içeridesin neden kapıyı açmıyorsun?" İçeriden birkaç şeyin düşme sesi gelince Taehyung endişeyle tekrardan kapıya vurdu. Pekala kapının açılması umrunda değildi. Her şekilde içeri girebilirdi. Sadece olmak istediği ortamı düşünmesi yeterliydi. Gözlerini kapatarak evin içerisini düşündü. Hissettiği ortamın değişikliğiyle hızlıca kapattığı gözlerini araladı.

Karanlık ortama göz gezdirerek neler olup olmadığına baktı. Yer de ki kırılan vazoyu ve kırılan parçaların etrafında ki kan lekelerini görmesiyle endişeyle o tarafa doğru ilerledi. Yer de yüz üstü baygın bir şekilde yatan bedeni görmesiyle hızlıca ona yürüdü.

"Jungkook?" Taehyung yavaşça yer de yatan bedeni tutarak ayağa kaldırdı ve ince beline kolunu doladı. Bir yandan ayakta durmasını desteklerken diğer eliyle kahverengi saç tutamlarını gözünün önünden ittirmişti. Kusursuz yüzde ki morlukları görmesiyle içi cız etmişti. Yarı baygın bedeni hızlıca omzuna atarak yer de ki kırık parçaların üstüne basmamaya dikkat ederek salona ilerledi. Omzunda ki bedeni koltuğa yatırarak yanına çömeldi.

"Jungkook bana bak." Taehyung yumuşak yanağa dokunarak kendisine bakmasını sağladı. Kim böyle kusursuz bir yüze vurmak gibi bir eylem de bulunabilirdi?

"İyi değilim." Jungkook fısıltıdan ibaret çıkan sesiyle konuşabilmişti. Aynı zaman da buğulu bakan gözlerinden damlayan yaşlar yanaklarında yol çizmeye başlamıştı.

"Sakin ol ve bana ne olduğunu anlat. Başka bir yerin ağrıyor mu?" Taehyung bir yandan da gencin göz yaşlarını siliyordu. Ona bunu yapan kimlerse iyi bir dayağı kesinlikle haketmişti. Şuna bakın ki onları dövecek kişi ise Taehyung'tu.

Jungkook acıyla uzandığı yerden kalktı ve oturur pozisyona geçti. Karnını tuttuğu elini Taehyung tutarak oradan çekti. Kan içerisinde kalan tişörtü tutarak kaldırdı ve karnına baktı. Büyük olan morluğa baktı. Karnına tekme yediği belliydi. Taehyung sadece derin bir nefes vermekle kaldı.

Aradan biraz zaman geçmişti. Jungkook sakinleşmiş bir şekilde uzanıyordu. Taehyung ise yaralarına pansuman yapmıştı. Elmacık kemiğinde ki morluk, dudağının patlamış olması ve alnında ki kan içerisinde kalmış kırmızılık yine de onun kusursuzluğunu bozmaya yetmemişti.

"Bana anlatmaya ne dersin artık?" Taehyung gergin bir şekilde kollarını dolayarak Jungkook'a baktı.

"Ben.." Taehyung onun yüzünü inceleyerek devam etmesini ister gibi kafa salladı.

"Ya da sadece isim söyle."

"Lee Dongwon." Jungkook tek nefeste söyleyerek gözlerini kapattı.

Taehyung sinirle gülümseyerek dudaklarını araladı.

"Kendisi mi sana el kaldırmaya cesaret etti?"

Jungkook hayır manasında kafasını salladı.

"Birkaç tane adam yollamış sadece."

"Şimdi sen uyumaya çalış 5 dakikaya geleceğim." Taehyung gencin saçlarını düzelterek oturduğu yerden kalktı ve mutfağa adımladı. Cebinde ki telefonu çıkararak kısa bir arama gerçekleştirecekti. Birkaç kere çalınan telefonla açıldı.

"Taehyung?" Namjoon hızlıca yanıt vermişti. Normalde onu buradayken aramazdı.

"Namjoon önemli bir konumuz var. Yoongi'ye söyle dünyaya inme vakti geldi."

"Adam falan mı döveceğiz?" Namjoon gülerek sordu fakat karşı taraftan ses gelmemesiyle duraksadı.

"Gerçekten döveceğiz değil mi?" Taehyung onu kısaca onaylamıştı. Namjoon, Yoongi'yi çağıracağını söyleyerek telefonu kapatmıştı. Sadece küçük bir uyarı olacaktı.

En sevdiğimiz bölüm gelecek bir sonrakinde xndmzhxn

Immoral ⌜TaeKook⌟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin