Bölüm 5

662 7 2
                                    

"İlk görevin oyunu kavrayıp bundan sonra yaşanacakları ciddiye alman için tasarlanmıştı. Unutmaman gereken gerçek, bunların hiçbirinin hayal ürünü olmadığıdır. Şimdiki görevini ciddiye alman gerekiyor. Çünkü biliyorsun ki, öldürmek ciddi bir iştir. Ölmek kadar."

Ciddi miydi bu? Devamını okumak için imleci aşağı kaydırdım.
"Öldürdüğün her canlı için mükafatlandırılacak, pes ettiğin noktadan sonra bunu telafi etmek için kendinden ödün vereceksin. Oyuna yeni başladığında sana takdim edilen 'sahibine' itaat etmeyi bıraktığında, bu ödünler kendi canının yerini alacak. Görevi anladığında, eline geçen herhangi bir aletle başlayabilirsin. Fakat bir kural var. Öldürdüğün kişiler ela gözlü ve kumral olmalı. Unutma, itaat et."

Bu oyunun tümüyle şakadan ibaret olduğuna kanaat getirdiğimde, beynim bunu tamamlamam için beni teşvik etmeye başlamıştı. Her görev sonrası, benden başkaları olan hiçbir şeyi hatırlamıyorsa, aynı şey ölüm için de gerçekleşmeliydi. İnsanların gerçekten öleceğini düşünmüyordum.

Her ne kadar bunun doğru veya yanlış bir fikir olup olmadığı hakkında fikir yürütecek kadar düşünmesem de, yapmam gerekeni seçtim ve karakterimi mutfağa yönlendirip çekmecedeki en keskin bıçağı almasını sağladım.

Koşar adımlarla sokağa çıkardım, oldukça tenha olan sokakta yürüyen tek adama yaklaşıp hamlesini yapmasını söyledim. İlk kurban başarıyla 'halledilmişti.'

Ekranın köşesindeki sayaç çalışmaya başladı. "1" yazısını gördüğümde yaptığımın 'sahip' tarafından onaylandığını anlamıştım. Karakterim göreve alıştı ve devam etti. Taa ki sayaç "10" olana kadar.

Sonrasında, oyun kendini kapattı.

Sıra bende diye düşündüm ve benim bir şey yapmam gerekmeden kendimi ayakta buldum. Sanırım benim oyundaki karaktere hükmettiğim gibi, bana hükmeden bir şeyler de vardı. Ne olduğunu bilmiyordum ancak artık düşünmekten caymıştım. Ne olacaksa olsundu, pek de umursamıyordum.

Gerçek hayat, gözümde bir oyuna dönüşmüştü.

Mutfağa gittim, çekmecedeki en keskin bıçağı seçtim ve koşar adımlarla dışarı çıktım. Tenaha sokakta yürümekte olan tek adamı gözüme kestirdim.

Ve hamlemi yaptım.

Sayaç kulaklarımda çınladı.

"1"

"2"

"3"

Devam ettim.

"4"

"5"

Pes etmeye niyetim yoktu.

"6"

"7"

"8"

"9"

Sorun çıkaran, 10. numarada karşımda beliren kadındı. O da Ela gözlü ve kumraldı. Karakterim acımasızca öldürmeyi başarmıştı fakat benim vicdanımın devreye girdiğini sezmeye başlamıştım.

Ben ne yapıyordum?

Bir şekilde kadından uzaklaşmayı başarıp bıçağı yere attım. Eve koştum ve odama çıktım. Kendimi bilgisayar başına atarak 'sahip' denen kişinin 9 kurbanı kabul edip etmeyeceğini görmek için bekledim.

Kamerada beliren kırmızı sinyal sonrası, tüm vücudum bir elektrik dalgasıyla çarpıldı. Bunun nasıl olduğunu anlayamamıştım fakat hayatımda tattığım en acı verici şeydi!

Ekranda uyarı belirdi.

"Bu, verdiğin ilk ödün. Bundan sonra emirlere tamı tamına itaat et. Verdiğin ödünler çoğaldığında, bunları kendi canınla telafi etmek zorunda kalabilirsin."

Sonrasında kapanan bilgisayar.
Ve ağırlaşan gözlerim.

Bununla yaşayamayacağımı o an fark ettim...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İTAATKAR 1/3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin