"Patronum işe aldığı her insanda sorumluluk bilinci arar. Bu büyük bir şirket olmamızda altın kural olmuştur. Kendisi de ilk sorumluluğunu 18 yaşında üstlenmiş ve o günden beri sabırla hayata tutunmuştur. "
*
Müdürün odasındaydık. Büyük ihtimal velilerimiz çağrılmıştı ve onları bekliyorduk. Ben ayakta mahcup bir şekilde beklerden Azra müdürün yanındaki misafir koltuğuna oturmuş ve ayaklarını masaya uzatmıştı. Arada bir bana gülüyor ve burun kıvırıyordu.
Odanın bütün ayrıntılı incelemeye dalmışken kapı nihayet açıldı. İçeriye tanımadığım biri girmişti. Azra adamı görünce ayağa kalkıp kendine çeki düzen verdi. "Hoşgeldin baba."
Müdür de aynı şekilde yerinden telaşlı bir şekilde kalkarak adamın yanına gitti ve tokalaşmak için elini uzattı. "Hoşgeldiniz Atilla Bey."
Adam ağır ve emin adımlarla yürüyerek müdürün oturduğu yere oturmuş ve yavaşca arkasına yaslanmıştı. Kafasını somurtkan bir şekilde bana çevirdi. "Bir sıkıntı var herhalde? "
"Sizi böyle küçük bir iş için çağırdığımız için kusura bakmayın efendim. "
Ardından kapı tıklandı ve içeri başka biri girdi. Giren kişi babamdı. İlk günden çağrıldığı için korkmuş olmalıydı. Nefes nefese kaldığına bakılırsa epeyce heyecan yapmıştı.
Atilla denen adamı görünce duruşunu düzeltip bana döndü. Aramızdaki alakayı çözmeye çalışıyordu.
"Atilla Bey ?" dedi babam şaşkın bir şekilde.
Atilla Bey kolunu eski deri koltuğun kenarına dayadı. "Seni burada görmeyi beklemiyordum Bekir." ardından eliyle beni işaret etti. "Yoksa bı kız senin kızın mı? "
"Evet benim kızım Atilla Bey. "
Atilla Bey düşenceli bir şekilde bakışlarını masaya çevirdi. "Yazık olmuş." ardından müdüre döndü. "Bu kızımıza ne olacak şimdi ? "
Müdür ne yapacağını bilemeyip hızlı bir şekilde konuşmaya başlamıştı. "Yaptığı terbiyesizlik dosyasına eklenecek. Okuldan uzaklaştırma da vereceğiz. "
Gözlerimi Azra'ya çevirdiğimde bana alaycı bir şekilde baktığını farkettim. Nasıl bir ortama düştüysem haklı olduğum halde haksız çıkıyordum. Üstüne bir de ceza. Harika.
"Dosyasına eklenmesi kötü olmuş. Bunun için bir şey yapamaz mıyız? " dedi Atilla Bey. "Yakında mezun olacaklar bu kötü bir durum. Değil mi Bekir? "
Babam başıyla onayladı. Gözleri onunla yer arasında gidip geliyordu. Cesareti yok desem, babam böyle biri değildi. Onu ilk defa böyle korku ve telaş içerisinde görüyordum. Beni korkutuyordu.
Müdür konuşmasına devam etti. "Eğer isterseniz dosyaya eklemeyebiliriz Atilla Bey? "
Eğer isterseniz mi? Kim kimden emir alıyor acaba?
Atilla Bey kızı Azra'ya baktı. "Aslında kızımın haline bakılırsa baya çetrefilli bir kavga olduğu kesin." ardından kaşlarını kaldırarak bana döndü. "Ne yapsak acaba? "
Kısa bir süre sessizlik oldu. Hemen sonrasında Atilla Bey devam etti. "Kızın, kızımdan diz çöküp özür dilerse bu iş burada kapanır. "
"Ne?" dedim kaşlarımı çatarak. "Sınıfta Hoca varken bir başkasına zorbalık yapan Azra'ydı ben değilim. Biri özür dileyecekse bu ben değil Azra olmalı. " diyerek kendimi savundum.
Atilla Bey güldü. "Bekir ? Kızın neler diyor böyle? "
Babam ellerini avuşturmakla meşguldü. "Atilla Bey kızım hayat hakkında hiçbir şey bilmiyor. Çok toy ve düşüncesiz."
Atilla Bey araya girdi. "Muhakaki öyle."
Babamın gözlerini ilk defa Atilla denen o adamla buluştu. Sert ve keskin bir şekilde ona bakıyordu. "Ama... Böyle davrandığı için onunla gurur duyuyorum. "
"Ne? " dedi şaşırarak Atilla Bey.
Babam devam ediyordu. "Ona her zaman doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmasını söyledim. Görünen o ki kızım kendi kararını vermiş ve sonucuna razı. Sorumluluk almaya da hazır. Bana düşen tek şey onu desteklemek olur. "
Atilla Bey her zaman olduğu gibi yavaşça ayağa kalkarak babamın önüne kadar geldi. "Bekir... Beni hayal kırıklığına uğrattın. Kendin hakkında da verdiğin kararlar vardır umarım? Yoksa ben mi bir şeyler yapmalıyım? "
Babam derin bir nefes aldı. "Şirketinizden ayrılıyorum Atilla Bey."
"Baba, hayır. Bunu yapmana gerek yok. Atilla Bey her şey benim suçum. Babamın bu iş ile alakası yok. Lütfen onu kovmayın. "
Atilla Bey konuşmasına devam etti. "Kızına doğru ahlak ve terbiyeyi verirsin umarım. Kız evladı böyle yetiştirilmez. Yerini bilecek. Muhasebeden islemlerini hallet."
Azra yüzündeki morluklara rağmen gülmeye devam ederken bana sessizce 'ezik' diye fısıldıyordu.
"Çok cesursun aynı zamanda düşüncesiz. Sanırım gençliğin vermiş olduğu bir şey. Babanın aksine korkusuzca gözlerime bakabiliyorsun. Neyseki benim gibi biriyle karşılaştın." dedi Atilla Bey bana bakarak. "Müdür Bey kızın dosyasına dokunmayın direk okuldan atın. "
"Peki efendim. "
Yaptığım hatadan dolayı aldığım ilk sorumluluk... Okuldan atılmak oldu.
Yolun çok başındaydım.
*
Sea. Herkese benden çay.
Atilla Bey ve Azra'ya sinir olanlar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçindeki Işığı Yak
Spiritual"Patronumun her zaman söylediği bir söz vardır...Dışındaki hava karadığında, içindeki ışığı yak. Azimli insanın güneşi içine doğar... " Burası Türkiye'nin kalbi İstanbul. içinde Beyoğlu adında bir ilçe var. Herkesin dilinde olan tek yer ise... İst...