twelve: "your love's not real , that's not the way it feels"

593 61 64
                                    

6363737272 yorum atmayanın eli kopsun

XII.

Harry , omzularında uyuklayan adamı zorla da olsa yatağa yatırmayı başardı. İkisinin gözleri de uyku için yalvarsa da Harry uyumak istemiyordu. Gözlerini kapattığı an kabus zihninde tekrar dans etmeye koyuluyor , genç adam kendini oldukça huzursuz ve kötü hissediyordu. Hayatında gördüğü en korkunç rüyaydı ve yeni biri için de hazır değildi. Bu gece uyumak gibi bir niyeti -bundan ötürü- yoktu. Banyoda yüzüne su çarptı ve tekrar odaya döndü.Odadaki berbat içki kokusunu gidermek adına camı açtı. Buz gibi hava iliklerine kadar üşümesini sağlamıştı. Bedeni -istemsizce- baştan aşağı ürperdi. Boş içki şişelerini eline geçen çöp poşetine doldurmaya başladığında , Louis'nin bu kadar içmiş olmasına sinirlenmişti. Çok fazla şişe vardı. Hatta , onu alkol komasına sokup öldürebilecek kadar.

Dolan çöp poşetini balkona bıraktı. Bu sırada balkon sehpasında duran sigara paketi dikkatini çekmişti. Bir dal çıkarıp işaret ve orta parmağı arasına sabitledi. İnce uzun parmaklarında , bir zehire göre fazla güzel görünüyordu. Duvara yaslı sandalyeye oturdu , çok soğuktu ama şu an umursadığı şey bu değildi. Üşümenin hoşuna gittiği dahi söylenebilirdi. Sehpadaki çakmağı aldıktan sonra sigarayı alevle buluşturdu ve iki dudağının arasına zarifçe yerleştirip içine derin bir nefes çekti. Nefesi geri verirken başını zevkle arkasındaki duvara yaslayıp gözlerini kapamıştı. Louis'nin aksine bağımlı değildi , yalnızca ara sıra içmek hoşuna gidiyordu. Tek sebep Louis'nin dudaklarının tadının böyle olmasıydı ama bunu kendine itiraf ettiği söylenemezdi.

İçine derin bir nefes daha doldurdu. Verdikten sonra gözlerini hafifçe aralamış ve yaslandığı sandalyeden kendini çekip , dizlerinin üzerine eğilmişti. Gözlerini kısarak manzarayı taradı. Şehir ışıklarını izlemeyi severdi. Sabahın bu saatlerini severdi. Sessizliği ve huzuru , etrafta kimselerin olmayışını severdi. Koca şehir sadece ona ait gibiydi.Sigarayı tutan elini başına dayadı. İç çekti ve sigarayı tekrar araladığı dudaklarının arasına götürdü.

Ağzındaki tattan rahatsız olmaya başladığında küllüğün içine basarak ayaklandı. Zaten üşümesi de artmıştı. İçeri geçip balkon kapısını kapadığında , Louis'nin yatakta büzüşmüş bedeniyle karşılaştı. Üstünü örtmediği için kendine bir küfür savurdu. Pencereyi de hızla kapatıp battaniyeyi gencin üzerine nazikçe bıraktı. Açıkta hiçbir yerinin kalmadığına emin olduğunda yatağın yanında diz çöktü ve aptal yüzünü izlemek için kendine zaman tanıdı. Bir haftadır doyasıya bakamamıştı. Ufak hilal kaşlarına , minik burnuna ve ince güzel dudaklarına hafifçe dokunarak elini yüzünde gezindirdi. Çok masum gözüküyordu , çok güzel.

Yaptığı şeyin farkına vardığında , elini kıvırcık saçlarından geçirip geri çekildi. Odadan çıkmak istedi ama bir şeyler buna engel oluyordu. Bedenini tekli koltuğa bırakıp karşısındakini izlemeye devam etti. Ne kadar süredir ona dalıp gitmiş olduğunu bilmiyordu ama ayağının altındaki hışırtıyla bakışlarını yere çevirdi. Eğilip dağılmış kağıtları eline aldı. Yanlarındaki kalemi de. En üstteki boş kağıda bir süre öylece baktı. Daha sonra tekrar Louis'yi izlemeye dönmüştü. Bir süre sadece onun tatlı yüzünü izledi.

Tebessüm etti ve içinden gelen dürtü beraberinde yazmaya koyuldu. İlk cümleyi yazmadan önce oyalanmış , yazmak istememişti. Onun tarafından sevilmediğini kabullenmek zordu , can sıkıcıydı , acıtıyordu. Ama daha fazla direnmedi. Zihninden kısa bir süre tarttığı cümleleri en güzel haline yuvarlayarak beyaz kağıda döşüyordu.

*Yeah I know your love's not real
That's not the way it feels
That's not the way you feel

And yes I've let you use me from that day that we first met
But I'm not done yet
Falling for you
^Fool's gold
And I knew that you turn it on for everyone you met
But I don't regret
Falling for you
Fool's gold, oh oh oh, oh oh oh

𝘨𝘰𝘭𝘥𝘦𝘯 (𝘩𝘦 𝘪𝘴 𝘣𝘳𝘰𝘬𝘦𝘯) // 𝘭𝘢𝘳𝘳𝘺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin