XVIII."And it's 'cause you're mine
Someone is still a diamond
You're lonely
Sending a mayday"✧
「Louis」
"Selam."
Genç çocuk , kadındaki gözlerini birkaç saniye Louis'ye bakmak için çevirdi. Onu umursamadan kadınla konuşmaya devam ettiğinde Lou kendi kendine sırıttı ve ardından işaret ve orta parmağını kaldırıp aralarını açarak yaptığı 2 rakamını kadınla çocuğun yüzü arasına soktu. "İki bardak viski lütfen." diye bağırdıktan sonra tatlı bir şekilde gülümsemeyi ihmal etmemişti. Çocuk yüzünün dibindeki eli iterken garip bakışlar yolladı. Bu sırada daha fazla incelemeye fırsat bulduğu yüzü tanımış ve eğlenerek gülümsemişti. Kızın varlığını unutmuş gibi dirseklerini masaya dayayarak ona doğru kaydı ve tam karşısına geçti. "Geriye kalanın nerede?"
"Ha?"
"Beş kişi değil miydiniz?"
Güldü ve başını iki yana salladı. "Ayrı ayrı takılabiliyoruz."
Çocuk alt dudağını dişleyip kaşlarını abartılı bir ifadeyle kaldırdı. Bir şey söylemeden hızla geri çekilmiş ve arkasını dönüp içkileri hazırlamaya koyulmuştu. İki bardağı sertçe önüne bıraktığında "Müessesemizden." dedi ve kollarını açarak hafifçe eğildi. Louis bardakların birini sıkıca tutup çocuğa itelediğinde barmen beklemese de gülümsemiş ve viski bardağını hafifçe kavramıştı. İnce uzun parmakları bardağın üzerinde onunkilerle buluştu. Gözlerini karşısındaki mavilerden ayırmadan "Benimle flört mü ediyorsun one direction?" diye mırıldandı.
Louis kendini tutamayarak kahkaha attı ve onunkilerle birleşmiş parmaklarını bardaktan çekti. Elini çocuğa uzattıktan sonra "Louis." diye tanıttı kendini.Çocuk gözlerini ona uzatılan ele indirdikten sonra tekrar Lou'nun gözlerine çevirmişti. Memnuniyetle gülümsedi ve elini kavrayıp sertçe sıktı. "Oscar."
"Yarın sabah gidiyoruz."
"Tek gecelik diyorsun yani?" Derken gözleri şeytanice parlıyordu. Hâlâ birleşik olan ellerini ikisi de ayırmaya çalışmadı.
Louis kaşlarını havaya kaldırıp sırıttıktan sonra Oscar tekrar konuşmuştu. "Bana uyar ama geceni benimle geçirirsen bir daha gitmek istemezsin Louis."
Ortamı dolduran tanıdık koku ve gülüşle beraber Louis gözlerini karşısındakinden ayırarak yanına çevirdi. Güzel kıvırcık saçlarını gördüğünde istemsizce gülümsedi. Harry ise inatla ona bakmıyor , gözlerini Oscar ve ortada birleşmiş elleri arasında gezdiriyordu. Onlar ayırmayınca kendi elini çocuğa uzatarak "Harry." dedi tok bir sesle. Genç gülümseyerek Louis'den elini çekti ve Harry'nin elini sıkarken kendi ismini tekrarladı.
"Dört bira alacağım. Özenle hazırla Oscar , sabaha kadar bekleyebilirim."
"Hiç gerek yok Harry. Beş dakika bile sürmez." Çocuk gözlerini kısarak sırıttığında Harry daha fazla dayanamadı ve elini Louis'ninkiyle kenetleyip onu çekiştirmeye başladı. Kalabalığı yararak ilerlerken elindeki baskının kuvvetinden dolayı Louis sesini dahi çıkarmıyordu. Bar atmosferinden kurtulup koridora ulaşana kadar Harry çocuğun elini bir saniye bırakmamış hatta ilerledikçe daha da sıkmıştı. Yine elini bırakmadan Louis'yi sertçe duvara yasladı. Sırtındaki acıyla çocuk yüzünü buruşturdu ve dudaklarından küçük bir inleme döküldü. Harry bunu umursamayıp gözlerini sabitledikten sonra sinirle fısıldamıştı.
"Sen benimsin. Ve benim olan şeyleri paylaşmaktan hiç hoşlanmam.""Gülerek kıskandığında ne kadar tatlı olduğundan bahsetmek isterdim ama kıskanınca fazla ürkütücü oluyorsun Haz." Diye yanıtladı Louis.
"Sen ciddi misin? Bana söylediğin onca şeyden sonra rastgele bir adamla eğlenmeye mi karar verdin?! Bir de numaramı silmişsin.. Seni anlamıyorum!"
Louis histerikçe güldü.
"Beni siktir edip Tyler'ın dudaklarına yapışan sendin. Hesap sormaya hakkın olduğunu mu sanıyorsun?"Harry yüzünde beliren anlık bir hüzünden sonra kendini hafifçe geri çekmişti. "Haklısın ben kimim de sana hesap soruyorum." Hala birleşik olan ellerini ayırmaya kalktığında Louis daha da sıkı tutarak bunu engelledi.
"Haklı falan değilim!" Tuttuğu elinden çekerek onun bedenini kendininkine yasladı. Çocuğu öpmemek için kendini zorlarken dişlerinin arasından konuşmuştu. "Her bir hücrem dudaklarını tatmak için delirse de bunu yapmayacağım çünkü bir cezayı hakettin. Tyler'ı isteyerek öptün. Sikeyim Harry. Beni kıskandırmak için falan değildi. Onu tutkuyla öperken orada olduğumdan haberin bile yoktu."
Harry yutkundu , gözlerini çocuğun dudaklarından alamıyordu. Bu kadar yakın olduklarını ve bedenlerinin birbirine dokunduğunu düşündükçe deliriyordu. Louis ise ne yaptığının oldukça farkındaydı.
"Gözlerim kapalıydı ve seni hayal ediyordum." diye mırıldandı zorla.
Louis diliyle dudaklarını ıslattı ve "Mmh" diye bir ses çıkardı. "Ben de Oscar'ı öperken öyle yapacağım."
Harry duyduğu şeyleri anlamlandıramadan Louis tarafından itilmiş ve çocuk hızla mekana geri girmişti. Farkına vardığı anda gözleri büyüdü ve koşarak içeri daldı. Bunu yapmayacaktı. Yapamazdı. Harry'i öldürmek istemiyorsa yapmamalıydı.
Sonunda bar kısmına ulaşabildiğinde rahatlayarak derin bir nefes aldı. Louis masanın iç kısmına geçmiş ve Oscar'a oldukça yakındı ama fiziksel bir temas yoktu. Henüz.
Ve anında Louis onun olduğu yere bakmış , yüzünü hafızasına kazımak ister gibi kısa bir süre ama özenle incelemiş ve gözlerini sıkıca kapatarak karşısındaki çocuğu kendine çektikten sonra öpmeye koyulmuştu.
Donup kaldı. Bu korkunç görüntü yetmezmiş gibi gürültü kulaklarını tırmalıyordu. Nefes alıp vermeye odaklandı ve gözlerini çekmek istedi ama bunu yapamadı. Yanından geçmekte olan garsonu durdurarak tepside bulunan yedi shot'ı kafasına dikti.
Kolundan kavranıp sürüklenmeye başladığında kim olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu ama itiraz etmedi. Bir süre sonra ayakta kalmaya devam edemeyip kendisini tutan kolların üzerine yığılmıştı.
Düşme hissiyle gözlerini korkuyla açtığı anda ise kendini bir yatağın içinde buldu. Gözlerini kırpıştırarak kim tarafından getirildiğini anlamaya çalıştı. Erkek silüeti biraz daha yaklaşınca önce sarı saçları ve sonrasında yüz hatlarıyla Tyler olduğunu farketmişti. "Ty!" diye bağırdı sevinçle ve çok komik bir şey söylemiş gibi kahkaha attı. Hızlı bir şekilde modu değişmiş ve bu sefer de üzüntüyle konuşmaya başlamıştı. "Beni terketmelisin. Çünkü ben.. Ben.. Bu.." İşaret parmağını iki kez alnına dokundurdu. "Burada hep o var Ty. İğrenç bir insanım. Özür dilerim. Berbatım.. Beni terketmelisin. Seni haketmiyorum."
Tyler çocuğun alnındaki saçları iteleyip yavaşça öptü. Nazik ve anlayışlı bir şekilde konuşmaya başlamıştı. "Sorun yok kıvırcık. İğrenç falan değilsin. Ona aşık olduğunu biliyordum. Buna rağmen sana çıkma teklifi etmem hataydı. Şimdi bunları dert etme ve uyu. Sabah konuşuruz."
"Teşekkür ederim Ty." dedi boğuk sesiyle.
Ayakkabılarını çıkarıp yorganı üzerine örttükten sonra ışıklar kapanmış ve Tyler odadan ayrılmıştı. Harry'nin yüzünde ufak bir tebessüm belirdi, Tyler'ın hayatına girmiş en güzel kalpli insanlardan biri olduğunu biliyordu. Bu garip ilişkileri bitmiş olsa da onu arkadaşı olarak asla kaybetmeyecekti.
Oldukça bulanık olan beyni daha fazla dayanamadı ve kendini uykunun kollarına bıraktı.
◟̽◞̽
tpwkmm: Oscar👅
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘨𝘰𝘭𝘥𝘦𝘯 (𝘩𝘦 𝘪𝘴 𝘣𝘳𝘰𝘬𝘦𝘯) // 𝘭𝘢𝘳𝘳𝘺
FanfictionLouis: seni özlediğime inanman bu derece imkansız mı Harry: evet? Louis: siktir git Harry »bxb »larry fic