//"Yalnızca üç gün daha görebileceğinizi düşünün. Nasıl bütün ayrıntıları gördüğünüzü anlayacaksınız. Sadece üç gün daha işitebileceğinizi düşünün. Her bir sesin, her bir notanın nasıl hasretle rûhunuza dolduğunu göreceksiniz. Yaşanacak üç gününüz kaldığını düşünün. Hayatın bütün saniyelerini nasıl hasretle yaşadığınızı göreceksiniz. Sadece bir farkına varmalıyız en derinden, verilenlerin. Şükretmek için çok sebep var..."//
Rüveyhâ'dan...
Son kalan ranzanın da altını süpürdükten sonra makineyi kapattım. Hümeyra da silinecek yerleri silmiş temizlik kovalarını boşaltmaya inmişti. Bu hafta yatakhane görevlisi ikimizdik. Gökyüzüne baktığımda bulutların güneşin önünü kestiğini gördüm, hava kapalıydı sanırım rahmet yağacaktı uzun bir aradan sonra. Feyza çok severdi kapalı ve yağmurlu havayı. Benim ise içimi hüzün kaplardı. Güneşçiydim ben cıvıl cıvıl olsun aydınlık olsun isterdim hava. Açık olan pencereyi kapattıktan sonra kapıdan gelen sese döndüm.
"Rüveyhâ bu hafta akşam sohbetimizin konusunu belirleyecek ve bana da yardımcı olacak kişi sensin. Biraz araştırma yap bakalım tamam mı?"
"Olur şükran anne. Konuyu zaten siz anlatacaksınız, ben arada eklemeler yapacağım değil mi?"
"Evet güzelim. Biraz düşündükten sonra dinlemek istediğin konuyu seçip yanıma gel" dedi.
"Güzelin miyim gerçekteeeğn?" deme isteğimi bastırıp kafamı sallayarak düşünmeye başladım. Napıyım güzelim kelimesine zaafiyetim vardıı.
Karşımdaki aynaya boş boş bakarken duraksadım. Önüme düşmüş şalımın ucunu arkaya atarak gülümsedim. Evet bu hafta annemden dinlemek istediğim konu "dış görünüşümüze rızamız" olacaktı. Şükür önemli.
\~\~\~\~\~\~\~\~\~\~\~\
Feyza'dan...
"Düşücem düşücem! Ve son iki hadi ve bitti! Hehheh düşmeden bitirdim"
"Dikkatimi dağıtma Feyzâ benim daha bitmedi kaldırım taşlarım!"
Rüveyhâ ile kaldırım taşlarının çizgisini geçmeden ve yola düşmeden yürüyorduk. Çok zevkliydi. Heyecanlı da oluyordu ha Allah var! Genelde bu tarz şeyleri çocuklar yapıyordu sokakta, ama biz çocuk olamamıştık ki...
"Tamam bitirdiniz hadi düzgünce yanımdan yürüyün yav." dedi kucağında kimin olduğu belli olmayan kediyi okşarken.
"Tamam kızılcık." deyip koşarak koluna girdim.
Marketten bir iki atıştırmalık ve ihtiyaçlarımızı almak için yola çıkmıştık. Ha birde Hümeyra'nın ipi bitmiş onu alacaktık. Kendi ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için yetimhanede uğraştığımız işler vardı. Zaten bu yaşlara kadar yetimhanede kalamazdık. Bir nevi yetimhane görevlisi gibi çalışıp kalabiliyorduk. İş mi? Her türlüsü..! Yanımda oluşan titreşimden etkilenip Kızılcık'a döndüm.
"Ayyh kedi atladı kucağımdan kaçıyor!. Koşun takip edelim nereye gidecek, koşun!"
Hepimiz düşünmeden Hümeyra'nın peşinden koşmaya başlamıştık.
Koştuk... koştuk...ve koştuk..."Allah aşkına Bağdat'a kadar koşsa takip mi edeceğiz yani?!" Hak vermiyor değildim hani.
"Bilmiyorum Nadide ama gidebildiğimiz yere kadar, baksana şu güzelliğinee. Sahibi de kadınsa, evi de yakınsa arada izin alır severiz."
"Tamam Hüm, tamam!"
"Şu havada koşmak çok zor. O kadar sıcak ki, alın yazım silinecek!"
"Defterde vardır aynısı merak etme" beni gülerek cevaplayan Rüveyhâydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgide Barınan Evsizler ⟨Evsizler-1⟩
Teen FictionTAMAMLANDI. DÜZENLEME YAPILMAMIŞTIR. Yapılmayacaktır. Kitabın önceki ismi "Susuz Biten Nergisler" dir Korku nedir bilmeyiz, Biz bu yuvanın nergisleri! Yatak yaptık minderleri. Baş döndüren sureleri, Engel tanımaz yutarız! Pak ellerimizin marifetler...