Kağıttan Gemi- 4 ❥

234 24 23
                                    

İcimde nedensizce bir acı var. Öylesine alıskınım ki, acıya artık alışmış bünyem. Yadırgamıyor. Vucudumun bir parçası sanki, o olmadan yuruyemiyorum bu yollardan. Tutmuyor ellerim bir seyi, alamıyorum nefes.
Hep bi engel var önümde, sana dogru kosmamı engelleyen. Sana gelmek istiyorum ama olmuyor, kurtulamıyorum bu prangalardan. Sarmış dört bir yanımı acı cektiriyor bana.
Aramızdaki mesafeler yok olsa? Hem elini tutmus olurum. Belki o zaman mutlu olurum.
Hep uzak gibi görünüyoruz birbirimize, oysaki cok yakındın farkında degildin.
Ama acı cekiyorum biliyor musun? Bunca seye ragmen biz olamadıgımız ve olmayacagımız icin. Bilmem umrunda mı ama yorgun ve bitkinim.
Yine de kendimi avutuyor olmayacak hayallerim.Neyse ben kurdugum hayallerle mutluyum, orada engeller yok.

Yine bir kitap , yeni bir kitap.  

.“Gitme!” dediğimi hatırlıyorum. Defalarca, gitme, demiştim. Ekimdi. Eylül kalbimizden sevgi kımıltılarını alıp yavaş yavaş ayrılığı işlemişti içimize. Gün geçtikçe o bildiğim insandan eser kalmıyordu. Gözlerini kaçırmalar, elini onun bedeninde arayıp bulamamam, donuk bakışlar ve kahreden sessizlik nöbetleri... Şehrin gitgide büyüdüğünü hissediyordum. Sanki şimdiye kadar hiç bilmediğim, gezmediğimiz sokaklar çıkmıştı birdenbire ortaya… Birlikteyken bile onunla kendi içimde rastlaşamıyordum. Ne söylesem, ne söylese, başka birini anlatıyordu. Büyük bir sevginin küçüldüğünü görmeye kim dayanabilir böyle? Etimiz ayrılıyordu... Etim, onun bedeninden ayrılıp tekrar kendi kemiklerimin üstüne yamanıyordu sanki... Acıydı bu... Öyle acıydı ki insanın tekrar ben olarak yaşayacağını bilmesi... Hani bazı durumları anlatmaya kelimeler yetmez, dönmez dili insanın. Dilin, ağzının içinde dolaşır korkudan ve söylenilecekler susar. Son sözleri duyacağını bilmenin sancısı, midene kadar vurur ağrısını… Geçmişe düşersin olur olmadık anlarda... İlk gördüğün günü düşünürsün, ilk nerede öptüğün gelir aklına… Ve bunların bir daha asla yaşanmayacağını bilirsin. Acıydı, inan sevgilim! Çok acıydı senden böyle kopup gitmek... Bir savaşın içinde, başını kaldırmadan ölümü beklemek çok zordu sevgilim.Özlüyorum şimdi. Bir daha, bir dahamızın olmayacağını bilerek özlüyorum seni. Dilerim en azından senin yüzün gülüyordur. Dilerim en azından sen başka birine, “Gitme,” diye küçülmüyorsundur... Bilen bilir sevgilim, hiç gülmeyen bilir… Yüzüm ölüyor... Yüzüm sen yokken her gün, defalarca ölüyor . Kitaplar. Belkide en büyük zevkim. Uykusuzluk sebebim. Tam da beni anlatıyordu işte Aşkın Öteki Yüzü. Tamda beni anlatıyordu işte. Yeni almıştım. Sayfalarını nedensizce çevirirken gözüm bir sayfada takıldı. 

"Sizi sevdiğime memnun oldum küçük hanım! Kalbimi ağrıtmanı,bana sensiz geceler bırakmanı,devamlı kendini özletmeni çok sevdim.Her an yanımdaymış gibi yapıp hiç yanımda olmamanı,çok uzakta bir yerde beni izlemeni ,beni izlerken gülümsemeni,utangaç bakışlarını,yanımdayken terlemeni çok sevdim. Uğruna eski Yunanların savaş çıkarabiliceği kadar güzel olmanı,kendi Tanrılarından seni istemelerini,benim senin için Allah' a şükretmemi çok sevdim. Küçük ayaklarını,omzuna düşen saçlarını,saçlarından yüzüme bıraktığın kokunu,kahverengi gözlerini,ilkbaharını,yazını,kışını,son baharını,seni sen yapan herşeyi ,çok sevdim küçük hanım! Ben,seni sevdiğime memnun öldüm küçük hanım!

İyi ki varsın..."

Kim bilir Belki Yağız biryerlerde hala beni düşünüyordur.Peki o kağıt neydi. O adam bana ne yapacaktı. Peki Yağız bu sefer gerçeken gelir miydi ? Korkuyordum Ölmekten ya da işkenceden değil. Yağızı son bir defa görememekten korkuyorum. ''Firdeevs'' Direm çıkıyordu heralde. ''Efendim '' dedim. ''Ben gidiyorum canım, bugün nöbetçiyim'' Hemşire olduda nöbetçiyim diyor. ''Peki hemşire hanım. '' dedim kıkırdayarak. Ben okulumu dondurmuştum. 2 Yıl içinde çok şey yaşadım çünkü. Ailemi kaybetmem , Fırat'ın gitmesi. Yağızsız geçen günler gibi. Ben bukadar değresif biri değildim noldu bana ya. Biraz dışarı çıkmam lazım. Belki bir alışveriş ya da starbucks bana iyi gelebilir. Sadece bir tayt ve bir tişört giydim. Şort giymeyi sevmiyordum. Hemen dışarı çıktım. Güneş hözlüklerimi gözüme geçirdim. Tam yürürken arkamda birinin beni takip ettiğini hissediyordum. Korkmuyordum Hemen karakola doğru yürümeye başladım. Arkama döndüğümde sakalı ve bıyığı takma olduğu bariz belli olan adam hemen yolunu değiştirmişti. Bende yavaşça izimmi kaybettirecek yollardan, Alışveriş merkezine gittim. Birkaç parça eşya denedikten sonra beğendiklerimi aldım. Telefonum çalıyordu. Gizliden arıyorlardı. Telefonumu acilen gizli aramaya kapatmalıydım. ''Kimsiniz ?'' Dedim sakin bir tavırla. ''Emniyet numarası iyiydi '' dedi. kıkırdadım. ''Ne istiyorsun ki benden '' şimdi kahkaha atma sırası ondaydı sanırım. ''Sadece seninle eğleniyoruz tatlım ,Dünki nota inandığını söyleme lütfen '' Sinirlenmiştim. Benimle resmen dalga geçiyorlardı. ''Siz birdaha benimle uğraşmaya kalkmayın yoksa sizi.. ''' birden kahkaha atmaya başladılar''Peki o zaman 1 saat sonra sizin sokakta buluşalım'' Ah dertleri neydi bunların. ;''Peki ben bekliyor olacağım sizi. '' Suartıma kapattı. Yüzsüz şey. 

***

Direm'den

Yuh yani Firdevs ya benim sesimi tanımadın. Arkadan o kadar bağırdım bi de. ''Kız senin bu arkadaşın yürek yemiş heralde biz yerine başka biri olsa koşa koşa gidecekmiş.'' yalandan vurdum ''Arkadaşmla uğraşmayın '' Kıkırdadı. ''Tanışmak için çok ekşınlı '' dedi Sedef. Zaten üç kişiydik. Ben Sedef ve Deniz. Sedef ve Deniz ikizlerdi. Bazen ben bile karıştırabiliyorum kuzenerimi. ''Kızlar şu Firdevs değil mi ? '' Tabiki de  o idi. Mavi donuk gözleri heryerde belli oluyordu. Beni görünce gamzelerini göstere göstere yanımıza geldi. '' Selaam. '' Dedi arkadaşça bir ses tonuyla. ''Sen bizim aradığımız kızsın '' dedi  Sedef. Firdevs birden sinirlendi. Çünkü alnının ortasındaki damar belirginleşti. ''Demek Direm'i de aradınız ha ? '' Deniz'in kendini gülmemek için sıktığı belliydi. ''Biz tanışmak için şeettiydik. '' dedi Deniz kendini ve kahkasını tutamayarak. Ne çenebazdı bu böyle yahu. ''Nasıl yani anlamadım siz benim telefon sapıklarım değil misiniz ? '' dedi Firdevs merak ve şaşkınlık akan ses tonuyla. ''Tatlım bunlar benim ikiiz kuzenlerim ,Hani sana bahsetmiştim  ya işte 1 haftadır seni arıyorlarmış bende bugün öğrendim yoksa önceden kulaklarını çekerdim biliyorsun. '' Anlamış bir ifadeyle kafasını salladı ve yüzüne tatlı ve içten olan gülümsemesini takınarak ''Selam ben  İŞLETTİĞİNİZ  Kız Firdevs ''Dedi şakayla karışık bir imayla.  ''Ben Sedef '' dedi herkese göstermediği içten gülümsemesiyle. ''Bende Deniz '' dedi Gözleri kısılacak kadar çok gülerek. ''Memnun oldum bu kadar aksiyonlu bir tanışma yaşamamışımdır '' Dedi Firdevs ''Kuzenlerim unutulmaktan korktukları için böyle birşey yapmışlar zaten ''dediğimde istemsizce kıkırdadı. ''Oha O D&R poşeti mi ? '' dedim kitap poşetini  görünce istemsizce ağzımdan çıkan kelimlerle .'' Tabii , Şahane Gelin ve Hiçliğin kıyısına kitapları ikişer tane senin içinde aldım '' dedi. Canım ya ''İyki varsın zaten bugün zar zor kaytarabildim. '' Firdevs'in aklına kesin birşey gelmişti yoksa böyle sinsice gülümsemezdi. ''Biz Sedef ve Deniz 'le dondurma alıp gelsek '' dedi Sedef derken Denizi Deniz derken de Sedefi göstererek İşte buna kahkakamı basardım. Sedef ben ve Deniz aynı anda Kahkaha atıp Hunharca ordan oraya savruluyorduk. ''Ya tamam karıştırmış olabilirim. '' dedi Firdevs masum bir ifadeyle. ''Pki peki hadi gidin Dondurmaları alıp gelin. '2 dediğimde hepside çocuk misalı dondurmacıya koşuşturdular. Telefonum çalmaya başladı. Sanki bizimkilerin gitmesini bekliyormuş gibi. Yağız arayan Yağız'dı. ''Ne var ne istiyorsun yine '' dedim çemkirircesine. ''Çok az bir zaman kaldı onu buradan alıp götüreceğim'' neyden bahsediyordu bu ahmak ! ''Nereye götüreceksi , onu benden ayıramaz anladın mı kuş beyinli ?'' Homurtular çıkardı. ''Onun iyliği için yapıyorum anlamıyor musun ? Bensiz ne kadar mutsuz ? Bizim umudumuz olan Gemide yaşayacağız ve o da benimle gelecek Biz birlike olmadan katlanamıyoruz artık '' Suratıma kapatmıştı. Haklıydı ne kadar gülümsesede Firdevs o olmadan mutsuzdu.  Ben bile artık mutlub edemiyordum. Belki Yağız'ın sevdiği adamın yanında mutlu olurdu.  Peki ben ne yapacaktım. Yağzı sevdiğimi kimse bilmiyordu. O yeşil gözleri için herşeyimi verebileceğimi.  Onu o kadar seviyorum ki sanki  sesini duyduğumda fotoğrafını gördüğümde içimde bir fırtına başlıyordu. Mideme kelebekler su aygırları istila ediyordu. Arkadaşımı kaybedecektim eğer aşkım için. Ben nasıl bir arkadaştım böyle. Peki onların mutluluğunu bozmalı mıdım ? Yoksa kendi mutsuzluğumu kabullenip akadaşımın mutluluğunu mu düşünmeliydim ? 

Selamlar yeni bölülekarşınızdayım. Umarım beğenirsiniz Lütfen yorum ve oylarınızı eksik etmeyin. Okuyanlara çok teşekkür ederim :) Multimedya Sedef ve Deniz. 

Kağıttan GemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin