Gözyaşlarını elinin tersiyle silip kendine bir müddet süre tanımıştı Eliane. Jaehyun'un gitmesinin üzerinden değil 1 gün, 1 saat bile geçmemişti. Belki de geri dönmesi yıllar sürecekti. Geri dönememesi de bir ihtimaldi. Savaştı bu, insanların menfaatleri uğruna birinin kanını acımasızca, düşünmeden dökmekti. Karşısındakinin çocuğu mu var, bakması gereken bir annesi, bir ailesi mi
Onsuzluğa uzun zaman nasıl dayanacağını bilmiyordu. Evlendiklerinden beri onsuz geçen bir günü bile olmamıştı.
Eliane artık Jaehyun olmayan bir hayata sırtını dönmüştü. Jaehyun'u elbette bekleyecekti ve bu bekleyişin çok uzun olmamasını umut ediyordu.
30 Mayıs 1947
Sevgili Eliane,Size hayırlı bir haber vermek için yazıyorum bu satırları. Sonunda piyano çalmayı öğrendim.
Büyük binanın yanındaki salonda sahneye çıkmamı istediler. Sizin de geleceğinizi umarak kabul ettim. Eğer ki gelemezseniz, benim sahneye çıkmamın hiçbir anlamı olmayacaktır. Geleceğinizi umuyorum.
Ayrıca size özel bir sürpriz hazırlamış bulunmaktayım. Fakat burada söyleyemem. Gösteriye gelirseniz öğreneceksiniz.
Tarihi söylemeyi unuttum sanırım. 5 Haziran saat 15.00 . Sizi bekliyor olacağım.
Sevgilerle.
-Jaehyun
Mektubu okumayı bitiren Eliane'in yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Aklını esir eden düşünceler ile yatağa sırt üstü bırakmıştı kendini.
5 Haziran 1947, 14.35
Babasından zorla izin koparan Eliane, birkaç masum yalan söylemiş olabilirdi. Sevdiği adamın kendisi için piyano çalacağını ve oraya gitmesi gerektiğini söyleseydi bir daha güneşi bile göremeyebilirdi. Babası fazla korumacı biriydi.
Salonun girişi bir hayli kalabalıktı. Jaehyun'u izlemeye bu kadar çok kişinin gelmesi Eliane'i biraz üzmüştü. Kıskanmış bile olabilirdi.
Jaehyun'un mektupla birlikte gönderdiği bileti görevliye gösterdiğinde görevli kendisini takip etmesini istemişti.
Geldikleri yer sahne arkası olmalıydı. Burada seyircilerden iz yoktu. Görevli de gitmişti zaten.
Duyduğu öksürük sesiyle arkasını dönen Eliane, Jaehyun'u görmüştü. Giydiği uzun palto ve yapılı saçları ile fazla dikkat çekici görünüyordu.
"Eliane, geleceğini biliyordum." Kocaman gamzeleriyle gülümseyen adama gülümseyerek karşılık vermişti.
Jaehyun ise karşısında gördüğü güzel kızla adeta ayakları birbirine dolanmıştı, heyecandan ne yapacağını şaşırmıştı. Eliane'i gördüğünde bile böylesine fena hissediyorsa hali vahim demekti.
"Gelmezsem içim rahat etmeyecekti."
"Size sütlü çay ikram edebilir miyim?" Bu adamın gülüşü dünyanın en soğuk adamını bile eritebilecek kadar güçlüydü. Mutsuz olsanız bile kendinizi gülerken bulabilirdiniz. Ayrıca yayılan kokusu da insana huzur veriyordu. Eliane uzakta dursa da kokusunu almıştı.
"Elbette, neden olmasın?"
🌻🌻🌻
Jaehyun'a aşık olma saatlerimiz yaklaşıyo arkadaşlar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letter 〰️ Jung Jaehyun ✅
Fanfiction"Son kez soruyorum Jaehyun. Gerçekten gitmekte kararlı mısın?"