Boynuzlar?

1.6K 169 252
                                    


"Biliyor musun Seokjin? Ben yaşamayı çok seviyorum. "

"Neyi seviyorsun? Her gün korna sesleriyle uyanmayı mı?"

"Bazen evet. "  Yoongi elindeki şişeden bir yudum aldı. Bugün cumaydı ve Seokjin in iki koca gününün tatil olduğunu duymuştu. Hemen yanına gelmişti. Ve şuan balkonunda beraber sohbet ediyorlardı.

"Mesela güneşi çok seviyorum. Bulutları, esen rüzgarı. Yağmurlu bir havada yürürken ıslandığım için sinirlenmek yerine kafamı kaldırıp gökyüzüne bakıyorum. Gülümsüyorum.  Bir daha yapmak aklıma gelir mi diye birikmiş su  göletlerinde zıplıyorum.  Küçük bir çocuk gibi. "

Yoongi gökyüzüne baktı. Seokjin ise arkadaşı ciddi konuştuğu için onu bekliyordu. Yoongi her zaman her şey
i açık konuşacak birisi değildi.

"Bilirsin arka balkonumda küçük bir  bahçem var... onlarla zaman geçiriyorum. Sularken hepsiyle konuşuyorum. Kendi derdime yakınıyorum duyacaklar gibi!"

Yoongi güldü.

"Birgün kötü gün geçirirsem ve diğer günün sabahına uyanırsam,  o lanet ettiğim korna sesini duyduğum için mutlu oluyorum."

Seokjin onun omzuna dokundu. Önündeki şişeden içti.

"Yaşamalıyız Yoongi. Küçük bir mutluluğa sığınıp içimizdeki korkuyu atmalıyız. Daha da güçleniriz dostum.  Ben hep yanındayım.. "

"Seninle  tanışmış olmak hayatımın şanslı dönemine denk geldi sanırım."

Buna ikisi de biraz bekledikten sonra gülmüşlerdi. Ikisinin de kafası az da olsa uçmuştu.

"Manzaramız karşımızdaki 10 katlı bir bina. Aman tanrım ne kadar harika! "

Buna da gülmüşlerdi.

"Bana bakın serseriler! Def olun balkondan! Sizin yüzünüzden bebek uyumuyor be!"

"Benim ne suçum var abla? Her şeyi bu Seokjin serserisi yapıyor."

Alt kattaki komşu  kafasını kaldırarak onlara sınırlı şekilde bakıyordu. Neredeyse az önceki konuşmadan beri ağlayan bebekleri yüzünden uyarmak zorunda kalmıştı.

Ve Yoongi onu bazı harfleri yutarak cevapladığında daha da sinirlenmişti.

"Seokjin! Arkadaşını al ve içeri gir. Yoksa polisi çağırmaktan başka çare bırakmazsın."

Seokjin elindeki şişeyi bırakmış ve Yoongi yi içeri sokmaya çalışıyordu.

"Bu gece yeter Yoongi. Başka zaman bir yere gideriz. Hadi uyuyalım."

"Ama ben daha konuşacaktım."

"Yarın konuşursun dostum."

Yoongi yi salondaki koltuğa bırakmış kendisi balkona dönerek orayı eski haline getirmişti. Çöpleri mutfağa bıraktıktan sonra o da kendi odasına gitmişti. Ve kendine daha fazla hakaret etmeye başlamıştı.

"Mal mısın Jin? Gerçekten salaksın. Işin gücün yok o pisliği mi düşünüyorsun! Şımarık herifin teki  o."

Içmeye başladığından beri aklından girmeyen tek kişi Taehyung tu. Her türlü aklıma girmeyi başarıyordu. Tepeden bakışları, arsız gülüşü hep aklındaydı. Kafasını olumsuz şekilde salladı. Gözlerini kapattı ve uykuyu düşünmeye çalıştı.  Ağrıyan başı ancak bu şekilde geçebilirdi belki.

***

Sabah başındaki ağrıyla uyanmıştı Jin. Yatağında oturarak başını ovaladı. Daha sonra kalkarak mutfağa gitti. Kendine bir kahve yaptı. Onu içerken kahvaltı hazırlamaya çalışıyordu. Içeriden gelen düşme sesiyle mutfaktan çıkmıştı. Yerde gördüğü Yoongi ile gülmeye başlamıştı. 

Traffic Police TAEJİN/VJİN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin