Hazırdın beni unutmaya. Aşkı bende yeşertip, çiçeklerini başkalarına sunacak kadar alçaldın… Alçaktın!
Sadece dara düştüğünde kullanabileceğin, yalnızlığındaki oyuncaktım, oyalandığındım.
Sonra gittin. Önce gözümdeki yaşta tüttün, sonra dilimdeki küfürde. Gitmiş olsan da bir gün geri döneceğini bilirdim. Dönmesen bile bununla baş edebilirdim. Kısa sürdü zaten gidişin.
Ama… Ne ben gururumu çiğneyebildim, ne sen “Pişmanım” diyebildin. Şimdi bana yüreğinin kapılarını ardına kadar açsan ne çıkar; ben senin arka bahçeni öğrendim.