Geçmişe Dönüş

290 11 0
                                    


Ben Park Jimin. Son 15 yıldır gözü intikamdan başka hiç birşey görmeyen birisiyim. Tek ailesi olan babası, evi, hayatı, mutluluğu elinden alınan kişiyim. Bir diğer değişle 15 yıl önce hainin kaybolan çocuğuyum.

15 yıl önce,
"Babaa hani beraber savaşçılık oynıcaktık. Söz vermiştin." diyerek tahta kılıçlarımı hevesli bi şekilde havada salladım. Babam benim tek arkadaşım, tek sırdaşım, tek ailemdi.
Ben doğarken annem vefat etmiş, babam sevdiğinin ölümünü dindirmek için beni daha çok bağrına basmıştı.

Babam elimdeki iki tahta kılıçtan birini alarak "O zamannn hazır ol asker. Seni yakalarsam cezaan benim elimden olucaak" diyerek benim peşimden koşturmaya başlamıştı. Bi yandan gülüyor bi yandan bende ona kılıç sallıyordum.

"Asker hiç bir düşmandan korkmaz." diye bağırarak kılıcı ona saplamış gibi yapmıştım. Babam ölmüş numarası yapıp yere yatmıştı. Tabi bende onun üstüne atlamıştım.

En iyi dostları bile kıskandıracak dostluğumuz vardı babamla benim. Beni gıdıklamaya başladığında Nefes nefese kalmış, gözlerimden gülmekten yaş gelmişti.

Babam ayağa kalkarak "yeterince oynadık bugünlük bu kadar. Hadi elini yüzünü düzgün yıka. Marş marşş" demişti popoma vurarak.

Oflayarak içeri geçmiştim ki Tam o sırada bir bağırtı, gürültü olduğunu duymuştum. Babam koşarak yanıma geldi.

"Oğlum beni iyi dinle." babamın gözlerinde ilk defa korku görüyordum. Sanki..sanki kaybetme korkusu. Gözlerim dolmaya başlamıştı.

"Bak jimin ağlamanın sırası değil. Şuan güçlü olan gerekiyor. Seninle gurur duymamı istiyorsun değil mi. Eğer istiyorsan şimdi arkana bakmadan kaç. Tamam mı oğlum. Eğer sana "sen kimsin?" diye sorarlarsa bundan sonra benim oğlum olduğunu kimseye söyleme bu ikimizin arasında bir sır tamam mı?" babam bunları hızlı hızlı bana anlatmaya çalışıyordu.

Neden ki babamın oğlu olduğumu söylemicektim. Ben her zaman onunla gurur duyan birisiydim. Babam kendime gelmem için beni sarstı. Evin kapısı kırıldı kırılcaktı.

"Ama b-baba b-ben sen-sensiz yapamam ki." hıçkırıklarımın arasında konuşamıyordum bile.

Babam boynundaki kolyeyi benim boynuma takarak bana sarıldı. Çekmeceyi açıp içinden bir kese çıkartıp cebime sıkıştırdı.

"Senin hep yanında olduğumu Hisset ve şimdi kaç anladın mı Jimin, anladın mı oğlum." diyerek beni arka bahçeden çıkardı. Babam ilk defa ağlıyordu. Babama son kez sarılıp arkama bakmadan koşmaya başladım. Neden mi? Çünkü babam öyle demişti. Babam herşeyi bilirdi.

Kasabaya doğru koştum. Soluksuz koşuyordum arada düşüyor ayağa kalkıyor yine koşuyordum. Bir saate yakın zaman diliminde koşmuştum. Sonunda dayanamıyacağımı anlayıp bir duvarın önüne çöktüm.

Nabıcaktım, nereye gidicektim, babamı nasıl bulucaktım, Yorgunluktan bayılmadan önce En son düşündüğüm şey "ben babamsız nasıl yaşıyacaktım?" Olmuştu.

~Revenge~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin