2.bölüm kaçış

161 10 1
                                    

Sorun unutmak için  kaçmak değildi aslında içindekilerden kaçabilmekti..

"Edward' la evleneceksin  " dedi cici babam ingilizceyle 

"Ne hayatta olmaz ben onu sevmiyorum piskopatın teki bunu sende biliyorsun" edward  bana platonik aşıktı sarışın her yeri dövmeli bana 18 yaşından beri takıntılı bir şekilde  aşıktı aynı yaştaydık ama ben ondan nefret ediyordum hep ağzını yüzünü dağıtmak istiyordum

"Yarın nikâhınız kıyılacak akşama nişanınız var hazırlan" umarım şuan rüyadayımdır

"Beni öldürsende olmaz  keşke ban danışsaydın "dedim öfkeyle yediğim tokatla sendelendim bitane daha sonrasında saçımın çekilmesiyle çığlık attım

"Evleneceksin lan sana sormayacam borcum vardı o ödedi" yani sattı beni saçlarımı bırakıp evden çıktı bu iki odalı harabe ev benim sonun olacaktı anlaşılan ağlamayı kesip yüzümü yıkadım elimi patlamıs dudağıma götürdüm zilin çalmasıyla kapıya doğru yürüdüm göz yaşlarımı içıme akıtarak  kapıyı açtım elinde poşetlerle bana gülen edward duruyordu  midemi bulandırıyor

"Ne var "dedim sınırlı ses tonuyla

"Aa bebeğim Neden öyle diyosun sana cici getirdim " dedi elindeki poşetleri uzatarak alayla

"Istemez '' deyip kapıyı suratına kapatıyordum ki kapıyı eliyle hızlıca itti  kapının bana çarpmasıyla yere düştüm üzerime eğilip poşetleri yanıma koydu ondan korkmuyordum

''Akşama bunları giyeceksin görüşürüz bebeğim " yanağımdan makas alıp kapıdan defolup gitti.

Sarı derin yırtmaçlı olan uzun elbiseyi üzerime geçirdim  saçlarımı dalgalı bıraktım aynaya baktım makyaj yapıp patlamış dudağımı kapatma gereksimini duymadım ne olursa olsun burdan gidecektim  kapı çaldı odamdan çıkıp kapıyı açmak için kapıya doğru yöneldim cici babam kolumu tuttu

"Böyle surat asma önlerinde bu işi bozacak birşey yaparsan seni annenin yanına gömerim" dedi kolumu sert bir şekilde çekip tiksinircesine baktım cici babama kapının zili tekrar çaldığında kapıyı açtım edwardın babası selam vererek girdi içeriye elini uzattı tutmayacaktım takı cici babam kolumu sıkama dek ,edwardın babasının elini sıktım sonra annesinin en sonda edwardın

"Elbise çok yakısmıs çok güzelsin " dedi  mide bulandırıcı bir gülüşle

"Aynı şeyi ben senin için söyleyemeyeceģim" dedim alayla

"Doğru konuş " dedi kulağıma eğilerek yüzümü buruşturdum

"Biliyormusun seni görünce midem bulanıyor " deyip arkasında onun serseri arkadaşlarını görüp arkamı dönüo oturma odasına doğru yürüdüm gidip tekli yıpranmış koltuğa oturdum edward yanıma gelip oturduğum koltuğun köşesine oturdu elini omzuma attı boğazımı temizledim uzaklaşmasını istediğimi anlasın diye cici babam konuya girdi onların konuya girmesini beklemedi bile

"Gece eedward oğlumu çok seviyor dilinden düşmüyor " dedi ya canım dilimden düşürmüyorum

"Edward  geceyi çocukluğundan beri seviyor "dedi edwardın babası annesi ize beni sevmediğini her hareketinden belli oluyor

"Ben gece için bu dünyayı yakarım "dedi piskopat biraz daha sohpet ettikten sonra ayağa kalktık yüzüklerimiz i takmak için edward elindeki tAşı parmağıma geçirdi

"I love you " dedi cici babam bana  edwarda giydireceğim yüzüğü uzattı yüzüğü onun ince uzun parmağına geçirdim

"Bir şey demeyecekmisin" dedi fısıltıyla

"Tez zamanda ölmen dileğiyle " dedim kısık sesle oda sadece güldü

"Sevgili ailem biz nişanlımla biraz hava alacağız " dedi  elimi tutarak beni kapının önüne çıkarttı

"Neden çıktık"  diye sordum

"Dedim ki başbaşa kalalım  " elini dudağımdaki yara izinde gezdirdi  bastırarak canımın  yandığını ona göstermemeliydim  yüzümü sabit tutmaya çalıştım

"Gerek  yoktur " dedim  o hiçbirşey demeden beni kendine doğru çekti

"Yarın için hazırlan yarın evimize gideceğiz" ne bu kadar çabukmu

"Ölürümde senle o eve gelmem "

"Ölsende ölmesende geleceksin gece bu lafların yüzünden hergun öldüreceğim seni" dudağıma dudağını yaklaştırıp öpecekti ki karnına tekme attım o kıvranırken koşmaya başladım nereye gittiğimi bilmeden üçe ayrılan yola geldiğimde düz koşmaya başladım arkama dönüp baktığımda  edward ve arkadaşları ayrıldılar iki tane arkadaşı gittiğim yoldan giderken o ve arkadaşları diğer yöne saptılar  yakalanma korkusuyla dahada hızlandım karşımda daha önce hiç görmediğim iki tane takım elbiseli adam vardı onlardan yardım isteyebilirdim ayağım elbiseye dolandı ve adamların önüne düştüm bitanesi elini uzattı

"Iyimisin ?" Diye sordu başımı sallayıp elini tutup ayağa kalktım  karanlıktan yüzleri pek belli olmuyor

"Lütfen bana yardım edin arkamdaki adamlar beni öldürecek " dedim

"Bize ne bundan " dedi ellerini deri ceketinin  ceblerine sokmuş umursamaz tavırla şok olmuşçasına yeşil gözlü adama baktım gözlerimin içine baktığında boynundaki damarlari gerildi  bir umutla beni yerden kaldıran adama baktım sanki zaman yavaş işliyordu

"Saklasanızda olur ne olur yardım edin " Dedim

"Yolun sonu gece " diye arkamdan seslenen edwardın en yakın arkadaşına dönüp baktım

"Buraya gel edward seni bekliyor " umutsuzca bu iki adama döndüm hiçbirşey demediler

"Gelmeyeceğim alex defol git "

"Geleceksin gece uğraştırma beni hem bu adamlar kim edward bu adamlara kaçtığını duyunca seni öldürecek "  dedi  direnmenin anlamı yoktu  ban yaklaşan alexe doğru yürüdüm çamura bulanmış sarı elbisemi topladım alex kolumu tuttu

"Bırak kızı "diye bağırdı yeşil gözlü genç çocuk alex güldü

"Bırakamam gelde al sıkıyorsa " dedi elindeki silahı yeşil gözlü çocuğa doğrulttu  yeşil göz elini cebine uzattı silah çıkartıp ateşledi sarı elbisem ve yüzüm kana bulandı.

     ARAF  (  ATEŞİN ARAFI  )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin