~ GECE ÜNAL~
Zilin ısrarla çalmasına uyandım. Hırkamı giyip koşarak kapıyı açtım.
- Of Dolunay! Anahtar diye bir şey icat edildi kullan bence!
Dolunay;
- Çok söylenme Gece. Ekmek ve simit falan aldım. Dedi.
- Bu anahtar kullanmaman için bir sebep değil canım. Beni o güzel uykumun kollarından alıyorsun. Büyük günah.
Dolunay;
- Kafandan günah uydurma çarpılacaksın. Söylenmeyi bırak da Ayza'yı çağır kahvaltı yapalım. Dedi.
- Emredersiniz komutanım. Deyip asker yürüyüşü yaparak Ayza'nın odasına doğru gittim. Kapıyı tıklayıp girdim. Ve şokettolara geldim. Ayza yok! Nereye gitmiş olabilir ki? Yatağını toplamış ama valizleri yatağının yanındaydı. Ve mektup. Hey mektup mu? Bu da ne şimdi? Mektubu alıp yatağa oturdum. İnşallah alışveriş listesidir diye geçirdim içimden. Kağıdı açıp okumaya başladım. Ellerim titriyor, gözlerimden yaşlar akıyordu. Bu olamazdı değil mi? Koşarak Dolunay'ın yanına gittim. Dolunay endişelendi.
- N'oldu kızım sana? Niye ağlıyorsun? Dedi.
Mektubu ona uzattım. Okumaya başladı. O da şok olmuştu. Sinirle;
- Ayza bunu nasıl yapar! Bu yaptığı çok çocukça! Biz hep en zor zamanlarımızda beraberdik!
Deyip bağırıyordu.
- Dolunay, haklısın tamam ama o da zor günler geçiriyor. Çareyi uzağa gitmek olarak görmüş demek ki.
Dolunay sinirle bir o yana bir bu yana gidip duruyordu. Tabi söylenmeyi de ihmal etmiyordu.
- Arkadaşlığımız yalanmış! Haber vermeye bile tenezzül etmemiş. Mektup bırakmış! Mektup! Ama bizde de suç var. Gitmek istediğinde tamam demeliydik. Hadi tamam demedik bari kafası uçtuğunda evine bıraksaydık. Ah Ayza Ah! Diyordu ki...
-Yeter! Yeter Dolunay sus artık. Diye bağırdım.
- Ne yeteri ne!? Kız mektup bırakıp bizi terk etmiş resmen! Diye karşılık verdi. Uzun bir kavgaya tutuştuk. En sonunda dayanamayıp odama gittim.
Yarım saat sonra odama geldi;
- Kalk hazırlan. Deyip gitti.
Birkaç saniye ardından bakındım. Sonra kalkıp hemen hazırlandım. Kapının önünde buluştuk. Yol boyu hiç konuşmadık. Ve A.Ö Holdingin önünde durunca nereye neden geldiğimizi anladım. Hiç kimseyi takmadan doğruca Atahan'ın odasına daldık. Atahan şaşırmış bir şekilde bizi izliyordu. Dolunay;
- Odayı boşaltın! Diye bağırdı.
Çalışanlar Atahan'ın yüzüne baktı. Atahan onay verince herkes çıktı.
-Neler oluyor bayanlar? Dedi Atahan.
Dolunay mektubu çıkarıp Atahan'ın yüzüne attı.
- Bu oluyor! Dedi.
Atahan mektubu alıp okumaya başladı. Okudukça şaşkınlığı artıyordu.-Kahretsin! Deyip ayağa kalktı.
-Kahretsin ya! Gitti kız. Senin yüzünden! Dedim.
-Nereye gitti biliyor musunuz? Dedi.
-Mektupta yazanlar kadar biliyoruz. Dön de mahvettiğin hayata bak Atahan Avcı! Dedi Dolunay ve odayı terk ettik. Arabaya bindiğimizde;
-Sence doğru mu yaptık? Dedim.
-Hiç bilmiyorum ama of... Deyip direksiyona vurdu.
Elini tuttum ve gülümsedim.
-Bulucaz onu. Dedim.
Dolunay tebessüm edip;
-Onu bulunca sağlam bir tokat atacağım yemin ederim. Dedi. Gülüştük ve eve döndük. İkimizin de tadı tuzu yoktu. Ne kahvaltı yapmıştık ne de öğle yemeği yemiştik. İşten izin alıp evde yas tutmaya başladık. Ayza'nın yerini tespit etmek için tanıdık arkadaşları aradık, planlar yaptık... Saat 11'i geçiyordu. Birimiz bir koltukta birimiz de bir koltukta uyuyup kalmıştık. Sanırım yeni maceramız bize biraz ağır gelmişti...~ATAHAN AVCI~
Elimi masaya vurup bağırmaya başladım.
-Size ne için maaş ödeniyor? Ahmaklık yapıp şirketi batırasınız diye mi? Bu tasarımlar berbat! Yarına kadar yeni tasarımları görmek istiyorum.
Ah bu çalışanlar... İşin ucunu biraz gevşek tutunca hemen cıvıtıyolar. Sonra da patronlar kötü oluyor. Tam yeni tasarım hakkında konuşacaktım ki odanın kapısı açıldı ve içeriye daldılar. Hepimiz şaşkınca onları izlerken kız;
- Odayı boşaltın! Diye bağırdı.
Çalışanlar bana bakıp onay istediler. Onayladıktan sonra teker teker çıktılar.
-Neler oluyor bayanlar?
Asi kız mektubu çıkarıp yüzüme attı ve;
- Bu oluyor! Dedi.
Mektubu alıp okumaya başladım. Okudukça şaşkınlığım artıyordu.
-Kahretsin! Deyip ayağa kalktım.
-Kahretsin ya! Gitti kız. Senin yüzünden! Dedi Gece.
-Nereye gitti biliyor musunuz?
-Mektupta yazanlar kadar biliyoruz. Dön de mahvettiğin hayata bak Atahan Avcı! Dedi Dolunay ve odayı terk ettiler.
Bu nasıl olurdu? Planda bu yoktu. Tabi kız gelip sana sığınacak değildi ya Atahan. Aptal kafam! Aptal!
Her şeyi kendi ellerimle mahvetmiştim.
Akşam eve gittiğimde ve gün boyu işteyken aklım hep Ayza'daydı. Meleğim nereye gittin? Evin içinde volta atıp duruyor mektubu tekrar tekrar okuyordum.𝚌𝚊𝚗ェ𝚖 𝚔𝚊𝚛𝚍𝚎𝚜̧𝚕𝚎𝚛𝚒𝚖;
𝙱𝚞 𝚢𝚊𝚜̧𝚊𝚗𝚊𝚗𝚕𝚊𝚛 𝚋𝚎𝚗𝚒𝚖 𝚒𝚌̧𝚒𝚗 𝚋𝚞̈𝚢𝚞̈𝚔 𝚋𝚒𝚛 𝚝𝚛𝚊𝚖𝚟𝚊𝚢𝚍ェ.𝚔𝚎𝚜̧𝚔𝚎 𝚋𝚘̈𝚢𝚕𝚎 𝚘𝚕𝚖𝚊𝚜𝚊𝚢𝚍ェ. 𝙺𝚎𝚜̧𝚔𝚎 𝚜̧𝚞 𝚊𝚗 𝚂𝚎𝚣𝚎𝚛'𝚕𝚎 𝚞𝚢𝚞𝚢𝚘𝚛 𝚘𝚕𝚜𝚊𝚢𝚍ェ𝚔. 𝙰𝚖𝚊 𝚖𝚊𝚊𝚕𝚎𝚜𝚎𝚏 𝚐𝚎𝚛𝚌̧𝚎𝚔𝚕𝚎𝚛 𝚊𝚌ェ𝚝ェ𝚢𝚘𝚛. 𝙰𝚢𝚗ェ 𝚣𝚊𝚖𝚊𝚗𝚍𝚊 𝚍𝚊 𝚝𝚎𝚌𝚛𝚞̈𝚋𝚎 𝚔𝚊𝚣𝚊𝚗𝚍ェ𝚛ェ𝚢𝚘𝚛. 𝙶𝚎𝚛𝚌̧𝚒 𝚋𝚞 𝚌̧𝚘𝚔 𝚊𝚌ェ 𝚋𝚒𝚛 𝚝𝚎𝚌𝚛𝚞̈𝚋𝚎 𝚘𝚕𝚍𝚞. 𝚂𝚊𝚑𝚒 𝚋𝚞 𝚘𝚕𝚊𝚗𝚕𝚊𝚛 𝚋𝚒𝚛 𝚝𝚎𝚌𝚛𝚞̈𝚋𝚎 𝚘𝚕𝚖𝚞𝚜̧ 𝚖𝚞𝚍𝚞𝚛?
𝙱𝚞𝚗𝚞 𝚜𝚒𝚣𝚎 𝚋𝚞 𝚜̧𝚎𝚔𝚒𝚕𝚍𝚎 𝚜𝚘̈𝚢𝚕𝚎𝚖𝚎𝚔 𝚒𝚜𝚝𝚎𝚖𝚎𝚣𝚍𝚒𝚖 𝚊𝚖𝚊 𝚒𝚣𝚒𝚗 𝚍𝚎 𝚟𝚎𝚛𝚖𝚎𝚣𝚍𝚒𝚗𝚒𝚣 𝚘 𝚣𝚊𝚖𝚊𝚗. 𝙶𝚒𝚝𝚖𝚎𝚖 𝚐𝚎𝚛𝚎𝚔𝚒𝚢𝚘𝚛 𝚋𝚞𝚛𝚊𝚍𝚊𝚗. 𝙼𝚎𝚌𝚋𝚞𝚛𝚞𝚖. 𝚂𝚒𝚣𝚒, 𝚊𝚗𝚗𝚎𝚖𝚒 𝚑𝚎𝚛𝚔𝚎𝚜𝚒 𝚋ェ𝚛𝚊𝚔𝚖𝚊𝚢𝚊 𝚖𝚎𝚌𝚋𝚞𝚛𝚞𝚖. 𝙴𝚗 𝚊𝚣ェ𝚗𝚍𝚊𝚗 𝚋𝚒𝚛 𝚜𝚞̈𝚛𝚎𝚕𝚒𝚐̆𝚒𝚗𝚎. 𝚜̧𝚞 𝚊𝚗 𝚒𝚌̧𝚎𝚛𝚒𝚍𝚎 𝚖ェ𝚜̧ェ𝚕 𝚖ェ𝚜̧ェ𝚕 𝚞𝚢𝚞𝚢𝚘𝚛𝚜𝚞𝚗𝚞𝚣. 𝚅𝚎 𝚞𝚢𝚊𝚗ェ𝚗𝚌𝚊, 𝚋𝚞 𝚖𝚎𝚔𝚝𝚞𝚋𝚞 𝚘𝚔𝚞𝚢𝚞𝚗𝚌𝚊 𝚋𝚊𝚗𝚊 𝚌̧𝚘𝚔 𝚔ェ𝚣𝚊𝚌𝚊𝚔𝚜ェ𝚗ェ𝚣. 𝙷𝚊𝚔𝚕ェ𝚜ェ𝚗ェ𝚣 𝚍𝚊...
𝙳𝚊𝚑𝚊 𝚏𝚊𝚣𝚕𝚊 𝚞𝚣𝚊𝚝𝚖𝚊𝚖𝚊𝚕ェ𝚢ェ𝚖. 𝚂𝚒𝚣𝚒
𝚌̧𝚘𝚔 𝚜𝚎𝚟𝚒𝚢𝚘𝚛𝚞𝚖 𝚔𝚎𝚕𝚎𝚋𝚎𝚔𝚕𝚎𝚛𝚒𝚖. 𝙱𝚎𝚗𝚒 𝚊𝚏𝚏𝚎𝚍𝚒𝚗, 𝚔𝚎𝚗𝚍𝚒𝚗𝚒𝚣𝚎 𝚌̧𝚘𝚔 𝚌̧𝚘𝚔 𝚒𝚢𝚒 𝚋𝚊𝚔ェ𝚗...
𝙰𝚢𝚣𝚊 𝙶𝚄̈𝚁𝙺𝙾̈𝙺El yazısına düştüğüm kadın. Neredesin? Bulacağım seni söz veriyorum. Her şeyi anlatacağım sana ve sende beni anlayacaksın güzelim. Çok kızacaksın ama anlayacaksın.
Ayza'yı bulmaları için bir kaç kişiye talimat verdim. Çağlar'ı arayıp yanıma gelmesini istedim.
Kapı çaldı Çağlar gelmişti.
-Hacı hayırdır ya bu satte? Dedi.
-Hayır falan değil Çağlar.
Mektubu uzattım. Alıp okudu.
-Oo hatun terk etmiş herkesi. Dedi.
Gözlerimi devirdim.
-N'apıcam ben Çağlar?
-Haber salıcan kızı bulacaklar. Gidip köpek gibi özür dileyeceksin. Dedi.
-Çağlar dua et havamda değilim. Ağzını burnunu dağıtırdım.
-Gerçekler acıtıyormuş kardeşim. Dedi.
Ellerimi saçlarıma geçirdim. Bardan içki alıp bir kadeh içtim. Bir kadeh, bir tane daha ve bir tane daha...
Son kadehi kafama dikecetim ki Çağlar elimden alıp;
-Abi n'apıyorsun? İçerek mi Ayza'yı bulacaksın? Az biraz kendine gel. Dedi.
Sanırım haklıydı. Kafamı salladım.
-Bu gece yanımda kalsana.
-Kalırım tabi kardeşim. Dedi.
-Ben bir duş alayım. Deyip odama gittim. Soyunup duşa girdim.
Çıkıp üstümü giyindim. Aşağıya indiğimde Çağlar uyumuştu. Üstünü örtüp diğer koltuğa uzandım ve Ayza'mın fotoğraflarına baktım. Narin, güzel, saf ve seksi. Çok çok çok seksi. Lanet olsun bu kadar güzel olmak zorunda mıydın? Onun güzelliğini incelerken uykuya daldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Tanesi
RomanceMutlu bir evlilik bu kadar kolay bitebilir miydi? Her şey bu kadar basit miydi? Hayat bu kadar berbat olamazdı değil mi?