Okuldan içeri girdiğimde bir kavga olduğunu gördüm. Kimlerin kavga ettiğini görmek için daha da yaklaştım ama kalabalık yüzünden bir şey göremiyordum.
"Önümden çekilin hemen!" Dedim. Sesimi duyanlar korkuyla önümü açmaya başladılar. İlerleyip kavga alanına girdim. Çağrı ile Burağın kavga ettiğini görünce sinir tüm hücrelerimi ele geçirmişti. Çağrı, 9. Sınıfa giden ve benim koruma altına aldığım kişiydi.
Burak ne hakla Çağrıya dokunur ve buradakiler her şeyi bildikleri halde nasıl olurda izlerlerdi.
Dönemin başında bir çocuk bana yumruk atacakken onu tutmuş ve yumruğu suratına geçirerek bağırmıştı.
" Sen ne hakla bir kıza yumruk atarsın!" Demiş ve yorulana kadar dövmüştü. O gün bugündür korumam altındadır Çağrı.
Kavgayı izlemeyi bırakıp hemen Burağın yanına gittim. Tam yerdeki Çağrıya tekme atacakken ona yumruk attım.
" Sen benim okulumda benim korumam altında olan birini dövemessin. Ve siz," diğerlerine döndüm " bunu izleyemezsiniz." Burağa bir kaç yumruk daha attıktan sonra Çağrıyı yerden kaldırdım.
"İyi misin? "
" Hı hı. Teşekkürker." Ağzındaki kanı tükürüp gülümsedi.
Burak yerden kalkıp bana sinirli bir bakış attı. Onu hiç umursamadan Çağrıya döndüm. "Revire git. " başını salladı ve okuldan içeri girdi.
Geldiğinden beri ilk defa gözlerine düz bir şekilde baktım. Hep öfkeyle yada umursamazlıkla bakardım.
Şimdi farklı duygular içerisindeydim. Ne olduklarını kesinlikle bilmiyordum ama ilk defa karşılaşıyordum. Gözlerine bakmaya devam ettiğim her dakika mavilerinde boğuluyordum sanki. İşin kötü yanı o mavilerin arkasında hiç bir duygu yoktu. Sanki hepsini bir kafese hapsetmiş ve önüne siyah bir perde çekmişti.
Gözlerimi Burağın gözlerinden çekip bankıma doğru ilerledim. Burcu yine geç kalmıştı ama anlıyordum. Sabah yine bir kavga olmuş ve kuytu bir köşede ağlıyor olması muhtemeldi.
Telefonumun mesaj sesiyle elimi cebime attım. Telefonumu çıkarıp mesaja baktım.
Burcu: Ben bu gün okula gelmicem, bekleme. Davayı öne aldırmış annem ve bugün boşanıyorlarmış. Benim kiminle kalmak istediğimi soracaklar. Cevabım belli...
Cevap vermedim. Kim olduğuyla ilgili bir soruda sormadım. Çünkü babasını seçeceğini biliyorum. Burcu babasına bağlıdır ve onu çok sever. Annesini sevsede aralarındaki gerilim Burcuyu rahat ettirmez. Annesi hep kuralcı ve disiplinlidir. Babasıysa rahattır. Ne o kadar çok umursamazdır ne de annesi kadar baskıcıdır. Jale fazla otoriterken Hasan... rahattır. Başka bir şey denemez Hasan için. Ben Hasan amcayı severim. Ama Jale teyzeye çok gıcık kaparım. Zaten birbirimizi sevmeyizde.
Sınıfta sırama oturup edebiyat hocamız Filiz hocayı beklemeye başladım. Sınıf dolup taştıktan sonra Filiz hoca geldi. Dersi birtek ben dinlediğim için beraber kitaplar hakkında konuştuk. Birbirimize kitap falan önerdikten sonra zil çaldı.
Zaman ışık hızına ulaştı ve bir anda kendimi saat 21.43'te buldum. Canım fazla sıkılmıştı ve kafam çok dokuydu. Düşündüm ne yapabilirim diye. Kitap okumak istemiyordu canım. Bu nedenle bara gideceğim.
Odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Altımda siyah kot bir şort ve üzerimdede göbeği açık siyah bir kazak, ayaklarımda siyah bir botla bara doğru yürümeye başladım.
Bardan içeri girip bar taburelerine oturdum. Barmene bir el işaretiyle her zamankinden koymasını söyledim. İçki önüme geldikten sonra bardağı elime alıp bar taburasinde döndüm. Şu anda herkesi rahatlıkla inceleyebiliyordum. Böyle yapmayı her zaman sevmişimdir.İnsanları izlemek ve onlar hakkında yorumlar yapmak.
Bir sürü insan hakkında yorum yaparken dört bardak içki içmiştim ve başım biraz sızlamaya başlamıştı. Son zamanlarda güçsüzleşmiştim ve şukadarcık içkinin yarattığı etkide bunun kanıtıydı.
Altıncı bardağımı bitirdikten sonra yedinciye geçecekken gözlerim birinin üzerinde sabitlendi. Barın en uç noktasındaydı ve o olup olmadığını anlamak güçtü. Bir süre o olup olmadığını anlamak için arsızca onu dikizledim. En sonunda onun Burak olduğundan emin olduğumda çok güzel bir kız Burağın yanına geldi. Kız oturmadı ve bir süre öyle konuştular. Burağın yüz ifadesi ikide bir değişiyordu. Ama daha çok kaşları çatık olarak dinlemişti kızı.
Ben ne olduğunu anlamadan hızla yerinden kalktı ve kızın kolunu sert bir şekilde tutup bir yere götürmeye başladı. Yukarı doğru gidiyorlardı ve orası yatak odalarına giden yoldu. Onları nedensiz yere engellemek, ' durun siz kardeşsinin' demek ve Burağı yorulana dek dövmek istiyordum. Ve en önemliside bunları neden istediğimi bilmiyordum. Büyük bir ihtimalle sarhoş olduğum içindi. Bedenim benden habersiz kalkmış ve onları çoktan takip etmişti. Kendimi onları rahatlıkla gören ve duyan bir duvarın önünde onlara bakarken buldum. Biraz odaklandıktan sonra onları duymaya başladım.
"... Tüm sırlarını açığa kavuşturacağım. Herkesin korktuğu, korkusuz, kötü çocuk, Burak Koçağın aslında birilerinden korktuğunu herkesin bilmesi gerek bence." dedi kız. Burak kızın boynunu tuttuğu gibi duvara çarptırdı bedenini.
"Eğer tek kelime bile edersen seni öldürürüm. Biliyorsun yapmadığım şey değil." Kız bu sözlerden etkilenmişe benzemiyordu.
"Babana bir telefon ettiğimde hiç bir şey yapamassın." Burak bembeyaz kesilmişti.
"Ne? Hayır bunu yapamazsın." diye haykırdı ve kızı duvara çarptırıp bıraktı.
"Benden ayrılmamalıydın Burak. Sana intikam alacağımı söylemiştim. Şimdi Koçak, anlaştık mı?" Kız elini uzattıı.
"Düşüneceğim." Burağın bu cevabına şaşırsada belli etmemeye çalışmıştı kız. Belliki koşulsuz kabul edeceğini sanmıştı.
Burak neyden, kimden koruyordu? Babasından bahsetmişti kız. Burağın parasını falan mı kesecekti? yoksa arabasını mı alacaktı? Bilmiyorum ama her ne yapacaksa Burağın bundan korktuğu belliydi ve bunu ona karşı kullanabilirdim.
Başlasın eğlence!
Merhabalar. Bu bölüm bayağı kısa oldu, biliyorum. Ama Şubat tatili nedeniyle 2 hafta yazamayacağım. Bu nedenlede yazdığım bölümün bir kısmını şimdi yayınlıyorum. Aslında gideceğim yerde internet olursa yazabilirim ama olacağını pek sanmıyorum. Kısa bölüm için özürlerimi sunuyorum. Part 2 korkunun devamı olacak ve uzun olması için elimden geleni yapacağım. Yorumlarınız ve voteleriniz için şimdiden teşekkür ederim.
☆ Beğensenizde beyenmesenizde lütfen yorum yapın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık★
Teen FictionBir giriş bir giriş. Ama nasıl girdi bir görsen. Hayatımı tepetaklak etti. Karanlığımla karanlığını birleştirdi, kocaman bir aydınlık elde etti. İkimizde karanlıktık oysaki, kapkaranlık. Aslında onun umudu olmasaydı ' biz ' olmazdık, birlik olamazdı...