Bölüm 4:

349 10 2
                                    

Gamze Polat

Nefes nefese uyandım, yine kabus, hayır, yine gerçek hayat.. tavana baktım, nefes alış verişlerimin düzene girmesini bekledim.

"Söylesene hangisi canını daha çok yakar, seni hiç sevmemiş olmam mı, severken aldatmış olmam mı?"

Sesi sürekli kulağımda çınlıyordu, 'Hadi söylesene Gamze, hiçbirinin bir önemi yok, çünkü ben salak gibi hâlâ seni seviyorum desene' dedi iç sesim, telefonum titredi, mesajdı, telefonumu elime alıp kimden geldiğine baktım

Berkay;
- Günaydın canım, ben duş alacağım şimdi sen de hazır olunca mesaj at, ona göre çıkarım ben de

Boğazımda bir düğün hissettim, neden böyle oluyordu ki sanki, neden bizi üzen adamları inatla sevmeye devam ediyorduk ki, bu çok saçma değil mi ama, küçükken bize duygularımızı kontrol etmeyi neden öğretmediler ki sanki, kalp benim değil mi, birini sevme dediğim zaman sevmeyi bırakmaması doğru değil ki.

- Günaydın, hazır olunca yazarım

Mesajı gönderip telefonuma boş boş bakmaya devam ettim, görüşmek istemiyordum, evden dışarı hatta yatağımdan bile çıkmak istemiyordum, derin bir nefes aldım, kapım çaldı, kendimi hemen toparladım, "Efendim?" Dedim oturur vaziyete

Erdem girdi içeri, kapıyı arkasından kapatıp yatağa doğru geldi, garipti

"Günaydın" dedi, ses tonu da garipti, bunu yeni uyanmasına bağladım

"İyi misin? Gece burada kaldığını bilmiyordum" dedim, sakin görünmeye çalıştım

"Azra'yla biraz tartıştık" dedi saçlarını kaşıyarak, "Bende baba evine döndüm"

"Hamile olduğunu biliyorsun değil mi? Yani bazı küçük sorunları fazla büyütebilir, biz buna hormonlar diyoruz" dediğimde gülümsedi, "Biliyorum birazdan kahvaltıya götüreceğim onu, kahvaltıyı duyunca affeti beni" güldü

"Niye tartıştınız ki?" Diye sordum, meraktan ölüyordum

"Ali", duraksadı, yutkundum, "Garip bir çocuk, sevemedim ben onu. Sana da bir garip bakıyor zaten. Galiba biraz gicik oldum ona"

Sakin ve dikkatli bir şekilde ona baktım, "Peki ben neden fark etmedim acaba bana baktığını" dedim gülümsemeye çalışarak, devam ettim, "Erdem ben iyim, gerçekten iyim. Beni korumana gerek yok artık", nişan yüzüğümü gösterip, "Hem bak nişanladım ben, hayatıma devam ediyorum, mutluyum" gerçekten de mutlu muydum acaba

"Sen evlensen de ben senin hep yanında olacağım" dediğinde ona dil çıkarttım, "Sen şimdi beni bahane etmeyi bırakta söyle bakalım, ne oldu? Neden durduk yere gicik oldun çocuğa? Serkan abim gayet iyi anlaşıyor onunla, geçen onlarda kalmış diye duydum"

Duraksadı, "Hangi anne çocuğunu evden kovar ki? Hadi annen kovdu, hangi abi kardeşlerine sırtını döner?", bakışlarını kaçırdı, "O çocukta bir şey var Gamze.. hem bak hapishaneye de girmiş"

"Gerçekten beni şaşırtıyorsun.. sen bu kadar fevri davranmazdın, Azra'ya da bunları mı söyledin?", diye sordum şaşkınlıkla

"Biliyorum ne yaparsa yapsın onun abisi, ama bir daha bizim eve gelmemesini söyledim"

"Erdem saçmalama" dedim hemen, "Kız uzun zamandır görmüyor bile abisini, valla ben olsam boşardım, kız yine iyi sadece evden kovmuş"

"Öyle mi diyorsun?" Duraksadı, "Tanımayı denesene, hem dediğin kadar kötüyse neden Serkan abim onunla arkadaş? Baksana gayet iyi anlaşıyorlar"

Yaralı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin