Bölüm 2:

548 21 4
                                    

- Ali Da Costa;

Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım, burdan sonrası ölüm gibi bir şeydi.. kaç yıl olmuştu annemin sesini duymayalı, kaç yıl olmuştu ailemle görüşmeyeli.. boğazımda bir düğüm hissettim, ne olduysa oldu, yeni bir sayfa açma zamanı gelmişti ya da eski kitabı kapatma zamanı..

Zile bastım, içerden birkaç gürültü geldi, "Ben bakarım" diyen annemi duydum, anahtarın sesi geldi kulağıma, kilit sesi, kapı açıldı, işte annem.. güzeller güzeli annem.

Şaşırdı, inanmadı, gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı, tekrar açtı, hayal sandı, gözleri doldu, anladı, "Ali" deyiverdi ağlamaklı sesiyle, sarıldı bana, sarıldık birbirimize..

Kaç yıl oldu Ali?

Eve girdik, içerde Ahmet abiyle göz göze geldik, koltuktan kalkıp sarıldı bana. Eğer babamı hiç hatırlamasaydım, eğer onun nasıl öldüğünü dahi bilmeseydim, Ahmet abiye kesin 'baba' derdim, sonuçta onunla bir sürü anı paylaştım, hem annemi bu kadar mutlu eden başka birini görmedim.

Salonda oturuyorduk, "Evin adresini Akın'dan aldım" dediğimde annem rahatsız olmuş gibiydi, "Fazla olmadı taşınalı.. Akın biliyor muydu geleceğini?"

"Hapisten çıktığımı biliyordu ama çiçek yollamak için aldığımı düşünüyor adresi, ona da sürpriz olacak" dedim, havada fazla gerilim vardı

"Ne zaman çıktın?" Bu soruyu annemden beklerdim, Ahmet abiyle göz göze geldik, "Oldu baya.. Birkaç olay oldu içerde, öyle olunca erken çıktım" dedim bakışlarımı kaçırarak sonra anneme bakıp, "Esra nasıl? Kesin baya büyümüştür"

"İyi" dedi annem gülümseyerek, gözleri doldu, "Ergenlik biraz ağır geçiyor tabii", gülümsedim

Annem birden ayaklandı, "Aç misin oğlum? Ne yapayım sana.. dur ben sevdiğin yemekleri hemen yapıyorum..", bir şey dememe fırsat vermeden mutfağa yöneldi

"İyi misin Ali? Her şey yolunda mı?", annemin kaybolduğu koridordan bakışlarımı alıp Ahmet abiye döndüm, "Bir ölüden farkım yok ama napalım hayat devam ediyor bir şekilde" derin bir nefes aldım

Ayağa kalkıp yanıma oturdu, ona doğru döndüm, "Geldiğine çok sevindim" dedi eliyle sırtımı sıvazlayarak

"Kardeşimin düğününü kaçırdım, en azından hamileliğini göreyim dedim", bakışlarını kaçırdı, "Eminim seni görünce çok mutlu olacak", karşıdaki duvara bakmaya devam etti, onun gibi yapıp, "Ersan'la karşılaştım saçma bir mekanda birkaç ay önce, üzerime yürüdü"

Ahmet abi bana döndü, "Küfürler etti" durup ona doğru döndüm, "Bütün aileni silmişsin" dediğimde ela gözleri bir tuhaf baktı

"Onlar yüzünden oğlumu kaybettim..", sahte bir gülümsemeyle yüzümü çevirdim, annemin çıktığı koridora baktım, annem durmuş bizi dinliyordu, "Umarım bir gün pişman olmazsın o zaman", dedim anneme doğru bakarak, ayaklandım sonra, "Gideyim de Akın'a sürpriz yapayım, sonra da Esra'yı okuldan alırız"

Annemin yanına gidip, "Fazla yorma kendini, akşam görüşürüz"

Bunca yıl neden onlarla görüşmediğimi hatırladım bir an, neden kaybolduğumu, neden yarım kaldığımı..

Evden çıktım, bahçede biraz nefes almaya çalıştım sanki içerde boğuluyormuşum gibi, bahçe kapısından çıkıp arkamı dönmeden arabama bindim, Paris'in sokaklarında gezdim sonra bir mekanın önünde durdum, Akın terasta kahve içiyordu, arabayı park edip indim.

"Bensiz boğazından geçiyor mu lan?"

Kafasını kaldırıp beni gördü, "Ali?" Ayaklandı, "Gerçeksin", güldüm, "Herhalde" sarıldık, "Çok özledim lan seni"

Yaralı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin