2.

566 56 6
                                    

Üniversiteden içeri girmiştim.yılın ortasında buraya kayıt olduğum için -yani kayıt olucam- herkes sınıflarına gitmek için yürüyordu.Yani kısaca çok kalabalıktı.

Kayıt olmam gerekiyordu,ama kayıtı nereden yapacağımı bilmiyordum.Sonuçta buraya ilk defa geliyorum.

Çok kalabalıktı ve kafam karışmıştı.Saçlarımı karıştırdım.Lacivert tutamlar yüzüme doğru düşerken etrafa bakıp düşünmeye başlamıştım.

"Merhaba"

Düşüncelere dalmışken bunu bozan sesin sahibine baktım.

Kırmızı saçlı,benimle aynı boyda ve tatlı surata sahipti.

"Selam?"diye ona baktım.

Elini bana uzattı

"Ben Jeongin.Galiba burada ilk günün."

"Jisung.Evet ilk günüm ve buranın bu kadar kalabalık olmasını beklemiyordum"

Jeongin'in bana uzattığı elini sıktım ve etrafıma şaşkınca baktım.Bana gamzelerini göstererek güldü.

"Evet,anlayabiliyorum.Kayıtını yaptırdın mı?"

Kafamı olumsuz anlamda salladığımda bana anlayışla gülümsedi

"Benimle gel"

Önümden yürürken ben de arkasından onu takip ediyordum.Üniversitemi London'da okuduğum için koreden bu kadar lüks bir okul beklemiyordum.

Hayret...

Ben kendi kendime konuşurken beni duymuş olucak ki bana gülerek baktı.

"Bu daha görmediklerin"

Jeongin konuştuğunda anlamayarak ona bakıyordum.

Bu arada da anladığım kadarıyla müdür'ün odasına gelmiştik.

"Kayıtlarını doldurduktan sonra söylerim"

Yine tatlı gülüşünü göstermişti.Gerçekten de tatlı çocuktu.

Kafamı olumlu bir şekilde salladım ve müdürün odasına girmeden önce kapıyı tıkladım.'Gel'komutundan sonra içeriye geçtim.

Selamlaştıktan sonra karşısındaki sandalyelerden birine oturdum.

"Merhaba efendim ben yeni kayıt olacak öğrenci, Han Jisung."

Kendimi tanıtdıktan sonra anlamış gibi kafasını salladı ve beni üniversiteye kayıt etmek için bazı anlamadığım kağıtlar çıkardı.

Kağıt demişken, London'daki evimin odasının her tarafı kağıttı.Bazı çözmem gereken olayların kanıtları,bilgiler ve buna benzer şeyler.

Gerçekten Lee know'un burada olduğunu bulmadan önce London'da bununla alakadar araştırmalar yapmıştım.

Felix, katilin burada okuduğunu öğrendiğinde buraya gelmek zorunda kalmıştık beraber.Felix herkesin tanıdığı bir polisti,kendi çaresine bakabilirdi,ama ben....Herkesin hayranlık duyduğu,ama kim olduğunu bilmediği bir dedektif.

Nerde yaşayacaktım ben şimdi ?

Müdür'ün bana seslenmesiyle düşüncelerimden ayrıldım.Kağıta imzamı attıktan sonra odadan çıkacaktım ki, bir şey ilgimi çekti.

Ödüllerle dolu olan dolabın içerisin tanıdık bir isim gördüm.

Bir ödülün üzerinde 'Lee know' yazılmıştı.

Müdür benim ödüle baktığımı görücek ki konuşmaya başladı.

"Korkma.Katil olan Lee know değil.Okulumuzdaki bir öğrencinin isteği üzerine Lee know yazdırdık.Her yeni gelen öğrenci Lee know yazısını görünce korka biliyor."

Ben ona kafamı 'anladım'şeklinde salladım,ama yinede kıllanmıştım.Neden bir insan ödülüne Lee know yazdırırki?

"Müdür bey.Bir dakika gelebilir misiniz?"

Öğretmen olduğunu anladığım bir kadın elinde dosyalarla müdür'ü çağırıyordu.Müdür onun yanına gitdiğinde telefonumu çıkardım ve üzerinde Lee know yazılan ödülün fotoğrafını çektim.

Sonuçta dedektiftim.Herşeyi araştırmalıydım.

Müdür hala öğretmenle konuşuyordu.Onları boş verip kapının kenarındaki aralık sayesinde odadan çıktım.Fit bir vücuda sahiptim sonuçta.Ayrıca 1.69 boy'a da sahiptim.Galiba Jeongin benden biraz uzundu.

Odadan çıktığımda Jeongin beni duvara yaslanmış bir şekilde bekliyordu.

___

Umarım beğenirsiniz

Bol bol yorum ve beğeni♥

Murder-MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin