Yerimden zıplayarak uyandım.Neden zıplayarak uyandım derseniz... birinin bağırma sesine uyandım
Yerimde doğrulup gözlerimi azıcıkta olsa araladım.Henüz sabahın körü olduğu için hava karanlıktı ve oda da ışık almıyordu.
Dağılan lacivert saçlarımı elimle arkaya atarak komidinin üzerinden telefonumu aldım.Telefonun ışığı yüzüme vurunca gözüm ışık yüzünden acıdığı için kapatmak zorunda kaldım.Biraz alıştıktan sonra telefonda saate baktım.
Saat 7'i gösteriyordu.
Telefonumu alarak yataktan kalktım.Karanlık odada dengemi sağlayarak yürümeye başladım.
Az önce birisi bağırmıştı.
Odadan çıktığımda karanlık olan koridorla karşılaştım.
Sessizdi ve hiçkimsecikler yoktu.
Herhalde ses dışarıdan gelmiştir diye geçirdim içimden Koridor geçip büyük merdivenlerden aşağı kata indim.Susadığım için su içecektim.
Mutfağa giderken salona baktım,ama yine hiçkimse yoktu.
Boş verdim ve mutfağa doğru yürüdüm.
Geldiğimde mutfak karanlık olmasına rağmen dışarıdan gelen ay ışığı sayesinde birazda olsa aydınlık gözüküyordu.
Tezgaha doğru geldim.Bir bardak aldım ve sürahiden bardağıma su doldurdum.
"....."
Arkamdan bir ses geldiğinde irkildim.Mutfak büyüktü ve kapı mutfağın diğer tarafındaydı.Bu yüzden biraz tırsmıştım.
Suyu tezgaya geri koydum ve kapıya doğru gitmeye başladım.Tezgahta olan bıçaklardan birini almıştım.Ne olur ne olmaz diye.Zaten kendi bıçağım odamda kalmıştı.
Kapıya kadar geldiğimde dışarıya baktım ama hiçbir şey yoktu.
Temkinli adımlarla mutfağa geri dödüm.Bıçağı ait olduğu yere bırakarak suyumu içtim.
"....."
Yine aynı ses gelmişti.
Önce bağırış sonra ise bu sesler.
Ses daha çok fışkırma seslerine benziyordu,ama nerden geldiğini bilmiyordum.
Okula gideceğimiz saata az kaldığı için yavaş adımlarla odama çıktım ve kapıyı kilitledim.Yatağa oturdum ve sakinleşmeye çalıştım.
Ne kadar soğuk kanlı olsamda yine de korka biliyordum.Odamın ışığını yaktım ve odamın içindeki banyoya girdim.Yüzümü yıkadım.
Sonra odaya geri döndüm.Üzerimdeki Minho'nun kiyafetlerini çıkardım ve kendi kiyafetlerimi giyindim.Çantamı aldım ve lacivert saçlarımı düzelttim.
Hazırdım.Odadan çıkmadan önce bıçağımı ve Minho'nunkiyafetlerini aldım.Sonuçta okuldaki dolabımdan kiyafetlerimi alıcaktım.Minho'nun kiyafetlerine ihtiyacım yoktu.Bıçağı kotumun arka cebime koydum.Işığı kapadımve odadan çıktım.
Hava biraz aydınlanmıştı.
Karşımdaki Minho'nun odasına yaklaştım ve kapıya tıkladım.Yine yıkladım.Yine,yine....ama açmadı.
Sonra yine tıklayacaktım ki merdivenlerden buraya gelen Minho'yu gördüm.Beni gördü ve gülümsedi.
Elimdeki kiyafetleri ona uzatarak konuştum.
"Teşekkürler kiyafetler iç-....E-Elindeki kan mı?"
Evet bu kandı...elinde kan vardı.Bunu nerde görsem tanırım.
Eline baktı ve anlayışlı bir şekilde gülerek bana baktı.
"Gece su içmeye kalkmıştım ve merdivenlerden aşağı indiğimde ayağım kaydı ve yere düştüm.Burnum kanadı.Galiba burnumu sildiğim için elime bulaşmış."
"Haa...o bağıran sendin yani?"
"Evet"
Anlayışla kafamı salladım.
"Şimdi iyi misin peki?"
"Evet iyiyim önemli değil.Hadi okula geç kalacağız.Hazırsan gidelim."
Başımı olumlu bir şekilde salladım ve onu takip ettim.
___
Umarım beğenirsiniz ^-^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Murder-Minsung
Fanfic[Alegria] Jisung görünüşde 20 yaşında sıradan bir üniversite öğrencisi,ama aslında dünyaca ünlü Lee Know adındaki seri katili bulmaya çalışan bir dedektif. Seme: Lee Minho Uke: Han Jisung Yan shipler: Changlix,Hyunin,Chanmin