"Tamam, buluşuruz." Fısıltılı bir ses telefonda konuşuyor gibiydi. Anlamlandıramamıştım çünkü başım ağrıyordu ve uykum vardı."Kapatmalıyım." Dedi boğuk bir ses.
Ses kısıktı ama yakından geldiği için beni olduğum derin uykudan çekiyordu.
Abimin olduğunu düşündüğüm telefondan art arda gelen bildirim sesleri beni rahatsız etmeye başlamıştı.
Yerimde kıpırdandım ve abimin yastığından başımı kaldırıp kendi yastığıma geçmek için hareket ettim.
Arkamı dönüp cenin pozisyonunda uykuma kaldığım yerden devam etmek istiyordum.
Fakat saç diplerime konan öpücükle gözlerimi maalesef ki açmak zorunda kalmıştım.
Karşımda bana gülümseyerek bakan abimi görünce aklıma onunla kahvaltı edeceğim geldi.
"Günaydın abi."
"Günaydın güzelim. Kahvaltı hazır, iniyorum ben. Çok oyalanmadan üzerini değiştirip in sen de."
Abime kafa sallayıp yatakta doğruldum ve komidindeki telefonumu gördüm.
Bildirim benden mi gelmişti?
Abim bakmazdı telefonuma ama mesajlar art arda gelmişti.
Önemli bir şey mi acaba diye düşünüp bakmış olabilirdi.
Kimden geldiğine baktığımda Yabancı Platonik yazısını gördüm.Abim eğer baktıysa muhtemelen bu yazıyı görmüştü. Ah hayır bu sorun değildi zaten anlatacaktım. Onlardan böyle bir şeyi gizleyemezdim ki.
Saate baktığımda saat 09.23'dü.
Bugün cumartesi olduğu için yadırgamadım ve kalkıp odadaki banyoya geçtim.
Ona şu anlık cevap veremezdim. Önce kahvaltı edip kendimi toparlamalıydım çünkü saçma sapan davranmak istemiyordum.
Üstümü değiştirme zahmetine girmeden elimi yüzümü yıkayıp iki abiminde odasına koyduğum taraklarımdan birini alıp saçlarımı taradım.
Merdivenlerden inerken burnuma dolan pankek kokusuyla sırıttım.
Evet, sırıttım.
Pankeke bayılıyordum! Adımlarımı hızlandırarak aşağıya indiğim sırada gülüşme sesleri kulağıma doldu.
Masada tanımadığım yüzler görünce istemsizce gerildim.
Cidden mi? Ben inek kostümü gibi pijama giyerken mi?
Yemek masasında tanımadığım iki adam, Çisel'in abisi Volkan abi ve abilerim sohbet ediyor, annem ve babamsa ortalıklarda görünmüyordu.
Beni ilk gören Toprak abim oldu.
"Kız cadı, hayırdır bugün yavru inek mi olmaya karar verdin?"
Abimin bana takılarak söyledikleriyle masadaki herkesin gözü benim üzerime dönmüştü.
Gerilmiştim. Niye kimse bana haber verme zahmetinde bulunmamıştı?
Toprak abime baktım, o da gözlerini gözlerime çevirdiği an ne hissettiğimi anlamıştı. Pek gizleyemememin yanı sıra beni hislerim konusunda en iyi anlayan oydu. Biraz hovardaydı, partiden partiye koşar ve popüler takılırdı ama mükemmel bir abiydi.
Oturduğu yerden kalkıp hızlı adımlarla yanıma geldi ve bana sarıldı.
"Ateş ben haber veririm demişti, vermedi mi can kızım?" Normal tuttuğu sesiyle derin bir nefes aldım. Aralarında iki yaş olduğu için Toprak abim genelde Ateş abime 'abi' diye seslenmezdi. Aralarında en küçük bendim ki aramızda bir yaş bile olsa onlara abi diyeceğimi biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMURLU İKİ YIL | YARI TEXTİNG
Novela JuvenilAcı ikimizin de kalbinin yuvasıydı, ya birbirimizi iyileştirmek için acıdan arınıp birbirimizi yuvamız yapacaktık ya da daha çok mahvedecektik. "İki yıl karşı taraf bilmeden sevmek kolay mıydı? Hiç sanmıyorum. Peki arkadaş zoruyla ona anonimden yazm...